Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından 21-23 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 7. Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi Sempozyumu’nun 20. oturumunda reklamcılık ve halkla ilişkilerde yeni yaklaşımlar ele alındı. Atılım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Özlen Özgen’in oturum başkanlığında Doç. Dr. Kenan Demirci, Doç. Dr. Esra İlkay Keloğlu İşler, Dr. Öğr. Üyesi Esra Bozkanat, Begüm Ekmekçigil Türkmen ve Dr. Öğr. Üyesi Eda Turancı sunum yaptı.
Doç. Dr. Kenan Demirci: "Dijital gelişmelerin sunduğu olanaklar mevcut halkla ilişkiler eğitiminin dönüşümünü gerekli kılmaktadır"
Fırat Üniversitesi'nden Doç. Dr. Kenan Demirci, "Dijital Çağda Halkla İlişkiler Eğitimi: Demokratik Bir Halkla İlişkiler Uygulaması Kavrayışının Gerekliliği Üzerine Bir Tartışma" başlıklı sunumuna halkla ilişkiler pratiğinin 20. yüzyılın başlarında modern bir görünüm kazanarak endüstrinin önemli bir faaliyet alanı haline dönüştüğünü ifade ederek başladı. Demirci şunları söyledi: "Halkla ilişkilerin gelişimine akademi de duyarsız kalmamış, 20. yüzyılın ortalarından itibaren Amerika Birleşik Devletleri’nin öncülüğünde lisans düzeyinde halkla ilişkiler eğitimi verilmeye başlanmıştır. Bu durum halkla ilişkilerin uygulama pratiği olmasının yanında, kuramsal bir çalışma alanı olarak da gelişimini mümkün kılmıştır. Yeni medya teknolojilerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla halkla ilişkiler alanının geçirdiği dönüşüm, özellikle 2000’li yıllarla birlikte genişlemiştir. Bu dönemden sonra dijital olanakların halkla ilişkiler uygulamasında ve kuramsal yaklaşımlarda önemli etkileri olduğu bilinmektedir. Bu etkiler sonuçları bakımından olumlu olduğu gibi, olumsuz değerlendirmelere de konu olmuştur. Nereden bakılırsa bakılsın dijital gelişmelerin sunduğu olanaklar mevcut halkla ilişkiler eğitiminin dönüşümünü gerekli kılmaktadır. Dijital dünyanın gerektirdiği yeni strateji ve tekniklerin öğretilmesi bu anlamda gereklidir, ancak aynı zamanda halkla ilişkilerin demokratik toplum içerisinde oynadığı rolün yeniden düşünülmesi ve öğrencilere demokratik bir düşünce perspektifi kazandırılabilmesi de önemlidir."
Doç. Dr. Esra İlkay Keloğlu İşler: "Falanca belediyenin mükemmel halkla ilişkileri diye bir şey yoktur"
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Doç. Dr. Esra İlkay Keloğlu İşler, "Dijital Çağda Halkla İlişkiler Eğitimi ve Pratiği: Geçmiş, Şimdi, Gelecek" başlıklı sunumunda, halkla ilişkiler alanının pratik olarak ortaya çıktığından bugüne işlev, kimlik, etik, eğitim gibi sorunlarla boğuştuğunu ifade ederek başladığı konuşmasında şunları söyledi: "Pratiğin okullaşma sürecinde üniversitelerin bilimsel özerkliği özgürce bu sorunları tartışma olanağı sunmaktaydı. Ancak ironik bir şekilde halkla ilişkilerle ilgili lisans dersleri, devamında yüksek lisansta yapılan tezler ve araştırmacıların ilgilendiği konular giderek daha fazla şirket, kişi ya da kurumları methetme ve 'başarılı' halkla ilişkileri betimleyen çalışmalarla dolmaya başladı. Bu noktada bir 'sorun'dan hareket etmeyen insanı tarihten ve tarihsel koşullarından soyutlama hatasına düşen, kuramsız ve akademik değeri şüpheli çalışmalar artmaya başladı. Yönetimsel araştırmalar olarak adlandırılabilecek bu tarz çalışmalar şirketler ve kurumlar için gerekli olmakla beraber, bilimin ve epistemolojinin firma çıkarları doğrultusunda biçimlendirilmesi, bilimin amacını en azından kötüye kullanmak anlamına gelmektedir." Esra İlkay Keloğlu İşler konuşmasını şöyle sonlandırdı: "Toplumda herkesi mutlu edecek bilginin aranması gerekir. Hepimiz için iyi olan tek tek bireyler için de iyidir. X firmasının halkla ilişkileri bir tez değildir, böyle tezleri desteklemeyelim. Falanca belediyenin mükemmel halkla ilişkileri diye bir şey yoktur."
Dr. Öğr. Üyesi Esra Bozkanat: "Çevrimiçi derslerde kaynak kitap önermek yerine bloglar ve makalelerden yararlanmak gerekir"
Kırklareli Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Esra Bozkanat, "Halkla İlişkiler Eğitimi: Uluslararası Raporların Işığında Dijitalleşme Eğilimleri" başlıklı sunumunda halkla ilişkiler mesleğinin Amerika Birleşik Devletleri’nde doğmuş ve oradan dünyaya yayılmış bir uzmanlık alanı olduğunu ifade etti. Bozkanat, "Bu nedenle, üniversitede bir kürsü olarak kendine yer edinmesi de ilk kez bu ülkede gerçekleşmiştir. Alanın öncü kurum ve komisyonları da yine bu ülkede kurulmuştur" dedi. Esra Bozkanat konuşmasını şöyle sürdürdü: Merkezi Amerika’da olan Halkla İlişkiler Eğitimi Komisyonu 2017 yılında üniversite düzeyindeki öğrencilerin halkla ilişkiler eğitimi için bir rapor yayımlamıştır. Bu rapor halkla ilişkiler eğitiminde vakıfları, gelecekteki devleti, eğitimcileri ve uygulayıcıları ayrı ayrı ele alarak kapsamlı bir çerçeve sunmaktadır. Komisyon tarafından yayımlanan bir önceki rapor '21. Yüzyıl İçin Halkla İlişkiler Eğitimi' ismini taşımaktadır. 2017 yılında yayımlanan bu rapor, dijital halkla ilişkiler eğitiminin 10 yıllık periyodunu gözler önüne seren en güncel araştırmadır. Halkla İlişkiler Eğitimi Komisyonu’nun hazırladığı bu rapor halkla ilişkiler eğitiminin dijitalleşen dünyada yapması gerekenleri özetlemektedir." Komisyon'un online eğitim konusunda da belli standartlar belirlediğini aktaran Esra Bozkanat, çevrimiçi öğrenme ortamında iletişimin öneminin vurgulandığını aktardı. Bazkanat, çevrimiçi dersler için kaynak kitap önermek yerine çevrimiçi bloglar ve makalelerden yararlanmanın daha uygun bir pedagojik yaklaşım olduğunun da altının çizildiğini söyledi.
Begüm Ekmekçigil Türkmen: "Bir halkla ilişkiler uygulayıcı evrensel etik değerlere sahip olmalıdır"
Ankara Üniversitesi'nden Begüm Ekmekçigil Türkmen, "Kadın Halkla İlişkiler Profesyonelleri: Halkla İlişkiler Mesleği ve Profesyonellerinin Sahip Olması Gereken Özellikler Üzerine Bir Değerlendirme" başlıklı çalışmasını sundu. Ekmekçigil Türkmen şunları söyledi: "Halkla ilişkiler alanı hakkında genel bir yargı oluşturma eğiliminde bulunulduğunda, diyaloğun ve ilişki kurmanın halkla ilişkiler mesleğinin temelini oluşturan özellikler olduğunun unutulmaması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. Kültürel olarak gelişen ve bireyin kendi deneyimleri ve toplumdaki konumuyla şekillenen ilişkilerin inşası süreci her bireyin kendine özgü değer ve varsayımlarıyla karşılıklı iletişim kurmasını sağlar. Sonuç olarak, her ne kadar temel kavramlar sabit kalsa da, halkla ilişkiler faaliyetleri uygulandığı yerdeki kültürel ve tarihsel gelişime göre farklılık göstermektedir." Begüm Ekmekçigil Türkmen, konuşmasında Türkiye’de halkla ilişkiler alanında faaliyet gösteren ajanslardaki kadın profesyonellerin halkla ilişkiler mesleğini nasıl algıladklarını öğrenmeye çalıştığını söyledi. Çalışma kapsamında ajans başkanı, genel müdür, genel müdür yardımcısı ve orta düzey halkla ilişkiler profesyonelleri olarak ajanslarda çalışan toplamda 23 kadın profesyonelle yüz yüze görüşmeler yürütüldüğünü ifade eden Ekmekçigil Türkmen, kadın halkla ilişkiler uygulayıcılarının mesleğe bakış açılarını ortaya koydu. Begim Ekmekçigil Türkmen, yaptığı görüşmeler sonucunda bir halkla ilişkiler uygulayıcısının sahip olması gereken özelliklerin başında 'evrensel etik değerlere sahip olması" gerektiğinin vurgulandığını ifade etti.
Dr. Öğr. Üyesi Eda Turancı: "Çevrimiçi ders yönetimi sistemlerinin avantaj ve dezavantajları söz konusu"
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Eda Turancı, "Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Öğrencilerinin 'Moodle' Açık Kaynak Öğrenme Platformuna İlişkin Tutumları" başlıklı çalışmasını sundu. Eda Turancı, son yıllarda örgün eğitimi desteklemek amacıyla çevrimiçi ders yönetimi sistemleriyle öğrenme modüllerinin kullanımının yaygınlaştığını söyleyek başladığı konuşmasında bu çevrimiçi öğrenme modüllerinin avantaj ve dezavantajları bulunduğunu vurguladı. Araştırma kapsamında 24 öğrenci ile görüştüğünü söyleyen Dr. Eda Turancı, araştırma bulgularını şöyle aktardı: "Katılımcıların Moodle başta olmak üzere çevrimiçi sistemlere yönelik olumlu algıları daha çok mekan ve zaman sınırlaması olmadan eğitim imkanı, pandemi gibi olağanüstü bir dönemde eğitime devam imkanı, dersleri tekrar edebilme, kolay ulaşım sağlama, ders notlarına toplu halde erişim gibi noktalara odaklanmaktadır. Olumsuz tutumlar ise daha çok teknik sorunlardan kaynaklanmaktadır. Bazı katılımcılar ise bu sistemlerin ders çalışma disiplinini sekteye uğrattığını, öğrenciyi tembelliğe ittiğini, dersin anlaşılmasını zorlaştırdığını ifade etmiştir."