Haber Üsküdar - Hazal Göksun

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi seminerleri Çizgi Film ve Animasyon Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Sadi Kerim Dündar’ın ‘’Endüstri 4.0 Çağında Dijital Tasarımın Dönüşümü’’ başlıklı sunumuyla devam etti.

Sunumunda tarih cetvelini ele alarak başlayan Dr. Öğr. Üyesi Kerim Dündar, ‘’Modern yaşantının başlangıcı 1. Sanayi Devrimidir. Bizi ve mesleğimizi ilgilendiren bu anı milat olarak kabul ediyoruz. Tasarımın meslek olarak var oluşu da sanayi devriminden itibaren başlayan modern yaşantı ile olmuştur. Teknoloji bildiğimiz üzere yaşantımızı değiştiriyor ve yeni teknolojilere yeni bir sürece girmemize yol açıyor. Endüstri 4.0 yani 4. Sanayi devriminden bahsediyoruz. 18. yüzyılın sonlarında buhar ve su gücünün keşfedilmesiyle 1. Sanayi Devrimi akabinde bir dönüşüm gerçekleşti ve insanoğlunun günlük yaşantısını oluşturan ürün ve hizmetler makineleşmeye başladı. Modern yaşantıdan önce günlük yaşam sadece zaman aralığını ifade ediyordu. Modern yaşantıdan sonra önemli bir rutin, döngü olduğunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldı. Bu tarihlerde ‘teknoloji’ kavramı yeniden isimlendirildi. Teknoloji, Endüstri 1.0’dan sonra fark edildi. Endüstri 2.0’a baktığımızda petrol ve elektrik, makineleşen ürün ve hizmetler öne çıkmaya başladı. Endüstri 3.0’ı da analog ve dijital dönem olarak düşünebiliriz’’ ifadelerini kullandı.

Farkındanın da farkında olan modern insanız

Sunumuna 4. Sanayi Devrimiyle ve Moore Kanunu (Değişimin Hızı: Katlanarak Artan Büyüme) ile devam eden Dündar, “Şu anda bizler Homo Sapiens Sapiens’iz, bu kavram çok özel, farkındanın da farkında olan insan demek. Şu anda var olan kuantum bilinci ile fazlasıyla nereden geldiğini, amacını, yaratılışını sorgulayan, yani farkındalığı yüksek insanlarız. Fakat bir gerçek var, bizim ilk insandan buraya kadar gelmemizi tetikleyen bir şey var, teknoloji. Dediğim gibi tetikleyici tek şey ‘teknoloji”. Yakın zamanda belki yüzyıl sonra kaçınılmaz olarak evrilmeye devam edeceğiz’’ sözlerini kullandı.

Teknoloji doğal yaşantının bir uzantısı haline geldi

Sunumun da teknolojiyi algılama biçimimizdeki dönüşüme de değinen Dündar, “Teknoloji doğal yaşantının bir uzantısıdır. Biyolojik bir süreç olduğunu düşündüğümüz evrim, organik yaşantıdan inorganik yaşantıya geçerek, teknoloji küresi içerisinde devam edecektir. Sonuç olarak evrim, esasında bilginin saklanması ve aktarılması sürecidir. İnsan denilen varlık beyin ve bedenin sunduğu biyolojik sınırlılıkları aşarak yaşamını teknolojik küreye taşımaktadır. İnsan moleküllerden oluşan belirli bir kompozisyon olmanın ötesinde evrimleşen bir örüntüdür. Endüstri 4.0’ın sunduğu yeni yaşam modelinde fiziksel, dijital ve biyolojik alanlar arasındaki sınırlar ortadan kalkmaya başlamıştır. Endüstri 4.0’ın sunduğu yeni yaşam modelinin genel amaçlı teknolojisi yapay zekâdır. Çözüm metodolojisi, hesaplamalı ve algoritmik düşüncedir. Hammaddesi veridir. Bu olguların insana sağladığı güç, onun homo sapiens türünden homo deus türüne doğru evrilmesine neden olacaktır” dedi.

"Hesaplamalı tasarım özünde dijital gücü anlamak demek"

Bulunduğumuz çağdaki değişimlerden de söz eden Dündar, “Dijital, katlanarak büyüyor. Yani burada bir değişim var; madde zihne, kas beyine, nesne de fikre dönüşüyor. Yarının dünyalarında bunlar bir öncekinin yerini alıyor. Bu zamana kadar bildiğimiz biyosferin, yani ekolojik dünyanın üzerini artık bizim inşamız olan yeni bir katman kaplıyor, ‘Tekno Küre’. Baktığımızda kurduğumuz beton şehirlerin üzerini bir ağ kaplıyor ve burada yeni yaşantılar elde diyoruz. Hatta şimdiden sosyal medya ile kimliğimizi oraya taşımaya başladık ve orada hayal ettiğimiz, olmak istediğimiz kişiyiz. Anılarımızın hepsi tek bir alanda toplanmış durumda. Hatta şu anda interneti kullanmayan, reddeden bir meslekten bahsedebilir miyiz? Baktığımızda gazetecilik internetle birlikte yeni medya sektörüne dönüştü. İnterneti her adımında her uygulamasında kullanmayan bir akademik disiplin olabilir mi? Mümkün değil. Artık hammadde veridir. Özele gelirsek görsel ‘iletişim tasarımı’, ‘grafik tasarımı’, ‘mimari tasarım’, ‘moda tasarımı’, ‘yeni medya tasarımı’ artık hepsi ‘Dijital Tasarım’ adı altında. Hesaplama; yeni metodoloji, algoritma; yeni teknik dil, veri; yeni hammadde, süreç; sonuç odaklı yeni odak noktası. Bu dördü birbirleri ile dijital tasarımı ortaya çıkartmakta. Hesaplamalı tasarım özünde dijital gücü anlamak demek” ifadelerini kullandı.

"Tasarım düşüncesi inovasyonu geride bıraktı ve deneyim önem kazandı"

Dr. Sadi Kerim Dündar, yeni metodoloji kavramına açıklık getirmeye çalışarak şu sözleri kullandı, “Klasik tasarımda mükemmel, ustalıklı ve tamamlanmış olanı yapmak için doğu bir yol vardır. İtici güç; sanayi devrimi ve öncesindeki binlerce senenin birikimi olan mayadır. Tasarım düşüncesi, inovasyonu geride bıraktı ve deneyim önem kazandı. Burada ise itici güç, bireysel müşteri ihtiyaçlarına ilişkin yenilik yapma gereksinimidir. Milyarlarca birey için tasarlamak, gerçek zamanlı, ölçekli teknoloji, ticaret ve tasarım anlamına gelen hesaplamalı tasarımda itici güç; Moore Kanunu’nun etkisi, mobil hesaplamalı teknoloji ve en güncel teknolojik yaklaşımlardır’’ sözlerini kullandı. 21. yüzyıl öncesinde en değerli varlığın toprak, sonrasında endüstriyel makinelerin şimdi ise verinin yeni hammadde olduğunu dile getirerek konuşmasına son verdi.