Organ nakli bekleyen hastaların sadece dörtte biri umuduna kavuşuyor
Haber Üsküdar - Dicle Filiz
Türkiye’de, 30’u İstanbul’da ve 13’ü Ankara’da olmak üzere toplam 86 organ nakli merkezi bulunuyor. Bu merkezlerde her yıl nakil bekleyen hastalara organ bağışları çerçevesinde nakiller gerçekleştiriliyor.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Kan, Organ, Doku Nakli Hizmetleri Dairesi Başkanlığı’nın web sayfasında yer alan verilere göre, 2019 yılında 5 bin 761 organ nakli ameliyatı gerçekleştirildi. 2011 yılına kadar nakil sayılarına bakıldığında, 2011'den günümüze organ nakillerinde yaklaşık yüzde 45'lik bir artış olduğu görülüyor.
En çok, böbrek nakli ameliyatı yapılıyor
Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye’de en çok böbrek nakli ameliyatı gerçekleştiriliyor. Toplam organ nakillerinin yüzde 60'a yakını böbrek nakli şeklinde gerçekleşiyor. Böbrek naklini karaciğer, kalp, akciğer, pankreas ve ince barsak nakilleri izliyor.
Her dört hastadan birine organ nakli yapılabiliyor
2018 yılında, organ nakli bekleyen hasta sayısı 26 bin 699 kişiydi. Bu rakamlar, her dört hastadan ancak birine organ nakli ameliyatı yapılabildiğini gösteriyor. Oranlar diğer yıllarda da pek değişmiyor.
Organ bağışı çok az
Türkiye’de insanlar çeşitli sebeplerle organ bağışlamaktan kaçınıyorlar. Sağlık Bakanlığı verilerine bakıldığında, bu haberin yayın için hazırlandığı güne kadar (9 Ocak 2020) beyin ölümü gerçekleşmiş 20 bin 896 kişiden organ nakli gerçekleştirildi. Yine Bakanlığın verilerine göre, bugüne kadar çeşitli merkezlere giderek organlarını bağışlayan kişi sayısı 539 bin 667 olarak görünüyor.
“Bir insanı yaşatmak, bütün insanlığı yaşatmaktır”
Haberimiz için Medicana Sağlık Grubu Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer’le buluştuk ve Türkiye’de organ nakli ameliyatları konusunda görüşlerine başvurduk. Dünya’da ve Türkiye’de gerçekleştirilen organ nakli operasyonları hakkında bilgi veren Prof. Dr. Murat Tuncer, şunları söyledi: Organ nakli deyince aklımıza gelen şey, fonksiyonlarını kaybetmiş hastalıklı organların yerine canlıdan veya kadavradan alınan sağlam organların nakledilmesine organ nakli diyoruz. Organ nakli yapılmaya uygun olan organlar, dünyada ve Türkiye’de sıklıkla böbrek nakli, karaciğer nakli, kalp ve akciğer nakli şeklinde sıralanmakta. Nadir de olsa ülkemizde pankreas nakli yapılmaktadır.
“Organ nakilleri için başvurabileceğimiz iki kaynak var"
Başka bir insanı hayata bağlaması açısından organ bağışının önemini vurgulayan Prof. Dr. Murat Tuncer, “Organ nakilleri için başvurabileceğimiz iki kaynak var. Bunlardan bir tanesi canlıdan yapılan nakiller, bir diğeri de kadavradan yapılan nakillerdir. Canlıdan yapılan nakillerde ülkemizin yasalarına göre dördüncü dereceden akrabalara kadar olan kişilerin organ nakilleri direkt olarak gerçekleştirilebilmektedir. Kadavradan yapılan nakillerde ise beyin ölümü gerçekleşmiş dediğimiz kişilerden nakiller yapılabilmektedir. Beyin ölümü demek hastanın kalp ve akciğer fonksiyonları yapay bir takım solunum cihazlarıyla çalıştırılırken hastalarımız bu cihazlara bağlı olarak hayatlarını devam ettirdiği sırada, beynin kanlanmasının tamamen durmuş olması demektir. Beyin ölümü gerçekleşmiş hastaların ailelerinden izin alınarak hastaların organları bağışlanabilmektedir. Bu organların bağışlanabilmesi için de, hastanın yoğun bakım şartları altında yatan hasta olması gerekiyor. Beyin ölümünün de dört uzman tarafından kesinleştirilmiş olması gerekiyor” diye konuştu.
“4 bin organ nakli gerçekleştirdik”
İstanbul’daki organ bağışlarını ve organ nakillerini de değerlendiren Tuncer, “İstanbul’daki hastanemizde nakiller gerçekleştiriyoruz. Bunlar özellikle böbrek nakli, son bir senedir de karaciğer nakilleridir. Organ nakillerinde şu ana kadar 4 bin civarında nakil gerçekleştirdik” dedi.
“Organ bağışı duyarlılığında gerideyiz”
Prof. Dr. Tuncer, organ bağışı konusunda Türkiye’nin dünya ülkelerine nazaran kısmen geri kalmış olduğunu belirterek, “Son birkaç yılda organ nakillerinde ve organ bağışlarında hızlı bir ivme sağlanmış olsa da, Avrupa ülkelerine ve Amerika’ya kıyasladığımız zaman organ nakillerinde ve organ bağışında geride olduğumuzu söyleyebilirim” dedi. Organ bağışının az olmasından dolayı organ naklinde dünya ülkelerinden geri kalmışlığımızın sebeplerinden de bahseden Tuncer, “Bahsettiğim gibi tüm dünyada organ nakilleri canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki kaynaktan gerçekleştiriliyor. Bu geri kalmışlığın en büyük nedeni, Türkiye’de kadavradan gerçekleştirilen organ bağışı oranının az olmasıdır. Bu oranın az olmasının da birçok sebebi var. Avrupalı ve Amerikalı insanlar kadar organ bağışı konusunda duyarlı olamadığımızı düşünüyorum. Onlarda kadavra bağışı çok yüksek orandayken bizde kadavra bağışı düşük oranda. Tabii bunun birtakım kültürel ve sosyal sebepleri de olabilir. Özetle organ bağışı oranının az olmasının Türkiye’de tek bir sebebi yok. Tabii burada biz doktorlara da büyük görev düşüyor. Bizlerin de bu konuda halkı yeteri kadar aydınlatmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Anayasa’ya yeni maddeler eklenebilir”
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda organ bağışıyla ilgili yeterli kriterlerin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Murat Tuncer, “Bazı Avrupa ülkelerinde yeni doğan kişiler bir yasa çerçevesinde organlarını bağışlamış olarak doğuyorlar. Aksini iddia etmedikçe, bu kişilerin organları, kişi öldükten sonra alınabiliyor. Belki bizim anayasamızda da bu şekilde bir değişikliğe gidilebilir” diye belirtti.
“Akıl sağlığı yerinde olan herkes organ bağışı yapabilir”
18 yaşını doldurmuş ve akıl sağlığı yerinde olan herkesin organ bağışı yapabileceğini dile getiren Tuncer, “Organ bağışının yapılabilmesi için, iki şahit huzurunda Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği merkezlerde organ bağış formunu doldurarak, organ bağış kartı alan kişiler organlarını bağışlamış kabul edilirler. Organlarını bağışlayan kişilerin de bu kartı yanlarında taşımaları gerekiyor” dedi.