Haber Üsküdar - Yusuf Can Uluocak, Ahmet Kenan Çelik, Alper Kaan Başdoğan

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen 7. Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi sempozyumunun 27. oturumunda halkla ilişkiler eğitimi ve akreditasyon konulu bildiriler sunuldu. Başkanlığını Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Pelin Hürmeriç’in yaptığı oturumda Doç. Dr. Pervane İbrahimova, Dr. Öğr. Üyesi Gülseli Aygül Ernek Alan, Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Aydın, Öğr. Gör. Dr. Mehmet Sinan Tam ve Olesia Gorbunova Öner bildiri sundu.

Dr. Öğr. Üyesi Gülseli Aygül Ernek Alan: "Uluslararası halkla ilişkiler daima kültürlerarası düzeyde yürütülen halkla ilişkilerdir"

Maltepe Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Gülseli Aygül Ernek Alan, "Türkiye’de Halkla İlişkiler Eğitimi Üzerine Yazılanlar ve Akredite Olan Bölümlerin Değerlendirilmesi" başlıklı sunumunda şunları söyledi: "Türkiye'de halkla ilişkiler eğitimi üzerine, bizim ülkemizin, kültürümüzün elverdiği ve anlayabildiği doğrultuda bir şeyler yazılıp çizildiğini düşünüyorum.Örneğin yeni endüstrileşen ülkelerdeki halkla ilişkileri anlayabilmek için hükümetle olan ilişkilerin iyi anlaşılması gerekir. Yani halkla ilişkiler eğitimi halk ve devlet kombinasyonundaki ilişkiyle doğru orantılıdır diyebiliriz. Nasıl ki belli standartlarımız olmadan, eğitiminiz olmadan avukat olamıyorsanız, memlekette aslında halkla ilişkiler uzmanı olabilmek için de birtakım kriterlerin olması gerekiyor, ama maalesef Türkiye'de sadece halkla ilişkilerin değil, belli başlı bölümler dışında herkesin her şeyi rahatlıkla yapabileceğini düşünen bir kesim var." Ernek Alan, "Bu koşullar altında hakla ilişkiler programlarının akredite olması güzel, ancak ne kadar işlevsel olacağını zaman gösterir diye düşünüyorum" dedi.

Gülşah Aydın: “2 Gün- 3 Ay arası değişen adaptasyon süreci”

Yeditepe Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Aydın, "Türkiye’de Halkla İlişkiler Eğitimi: Sektörün Halkla İlişkiler Mezunlarından Beklentileri” başlıklı sunumunda sektör temsilcileri ile yaptığı görüşmelerin sonuçlarını aktardı. Gülşah Aydın şunları söyledi: "2000’li yıllardan sonra halkla ilişkiler eğitiminin yaygınlaşması ve sektörün büyümesiyle birlikte müfredatlar gözden geçirilmiştir ve sektör çalışanlarıyla birlikte ortak müfredatlar oluşturulmaya başlanmıştır. Görüştüğüm 10 farklı sektör temsilcisinin görüşlerini sunacağım. Adaptasyon süreciyle ilgili soruma ortalama olarak katılımcıların yarısı sorun olmadığını, kolay atlatıldığını, diğer yarısı ise bu sürecin zor geçtiğini belirtti. Bu durum ajanslara göre farklılık gösteriyor, İki gün ile 3 ay arasında değişen cevaplar var. Teknoloji kullanımıyla ilgili olarak, birçok katılımcı Office programları konusunda mezunları oldukça yetersiz buluyor. Öğrencilerin, teknolojiyi iyi kullanmalarına rağmen iş hayatında en fazla ihtiyaç duyulan Office programlarını bilmediklerinin altını çizdiler. Türkçe dil bilgisinde de öğrencilerden memnun kaldıkları söylenemez. Çok fazla yabancı kelime kullandıklarını ve yazım yanlışı yaptıklarını söylediler. Halkla ilişkiler öğencilerinin psikoloji, sosyoloji, iktisat, finans, ekonomi, işletme gibi bölümlerden de dersler almaları gerektiğini vurguladılar. İletişim öğrencilerini de Tıp öğrencileri gibi düşünebiliriz, nasıl bir tıp öğrencisi kadavrayı işlemeden, hasta görmeden mezun olamıyorsa, halkla ilişkiler öğrencisi de basın bülteni deneyimlemeden mezun olmaması gerekiyor."

Doç. Dr. Pervane İbrahimova: "Azerbaycan'da halkla ilişkiler uzmanlarına talep yüksektir"

Azrbaycan Devlet Üniversitesi'nden Doç. Dr. Pervane İbrahimova, "Bakü Devlet Üniversitesi’nde Halkla İlişkiler Eğitimi: Zorluklar ve Beklentiler" başlıklı sunumunda Azerbaycan'daki halkla ilişkiler eğitimi deneyimini anlattı. Azerbaycan devlet üniversiteleri arasında en eski eğitim kurumlarından biri olarak saygın bir konuma sahip olan Bakü Devlet Üniversitesi'nin eğitim dili olarak Rusça ve Azerice olduğunu belirten İbrahimova, konuşmasında şunları söyledi: "Son 10 yıldır, PR dersleri, Bakü Devlet Üniversitesi Gazetecilik lisans bölümünde seçmeli ve Turizm yüksek lisans bölümünde zorunlu olarak öğretilmektedir. Bununla birlikte, uygulama gösteriyor ki her yıl yaklaşık 30-40 öğrencinin PR dersleri alması yeterli değil. Bu alanda belirli bir ilerleme kaydetmek ve öğrencilerin halkla ilişkiler alanındaki bilgilerini artırmak için halkla ilişkiler alanında daha fazla ders açılması, Türkiye dahil yabancı ülkelerin ilgili eğitim kurumlarının deneyimlerinden yararlanarak eğitim sürecini geliştirmek; müfredat geliştirmek gerekir. Azerbaycan'da halkla ilişkiler uzmanlarına talep yüksektir. Bu ihtiyaç ancak halkla ilişkiler eğitimi yoluyla giderilebilir."

Olesia Gorbunova Öner: "Mezunlar aldıkları halkla ilişkiler eğitiminden memnun değil"

Ankara Üniversitesi'nden Olesia Gorbunova Öner, “Contests for Students as part of PR Education” (Halkla İlişkiler Eğitiminin Bir Parçası Olarak Öğrenci Yarışmaları” başlıklı bildirisinde Rusya Halkla İlişkiler Derneği’nin halkla ilişkiler uzmanları için profesyonel standartlar belirlediğini; bunlar arasında B2B (İşletmeden İşletmeye), B2C (İşletmeden Tüketiciye) gibi farklı türlerde iletişim kampanyaları düzenlemek, proje yönetmek, bilgi analizi yapmak, kişisel mesleki gelişim stratejisi oluşturmak ve mesleki etkinliklere katılım gibi etkinliklerin yer aldığını ifade etti. Üniversitelerdeki lisans ve yüksek lisans eğitiminin devletin belirlediği kriterler çerçevesinde yapıldığını belirten Öner, alandaki çalışmaya başlayan mezunların üniversitelerde verilen eğitimin yetersizliğinden yakındıklarını söyledi. Öğrencilerin, stajlarla ve özel yarışmalarla kendilerini geliştirme imkânına sahip olduklarını vurgulayan Olesia Gorbunova Öner, halkla ilişkiler eğitimi alan öğrencilerin bu yarışmalardan edindikleri deneyimler üzerinde durdu. En eski halkla ilişkiler yarışmalarından biri olan Kristal Portakal hakkında bilgi veren Öner, yarışmalara katılımın öğrencilerin mesleki gelişimlerine çok büyük katkı yaptığını ifade etti.    

Öğr. Gör. Dr. Mehmet Sinan Tam: "Türkiye'de halkla ilişkiler eğitiminin ciddi sıkıntıları var"

Trabzon Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Dr. Mehmet Sinan Tam, “Halkla İlişkiler ve Tanıtım Programlarındaki Ders İçeriklerinin Dijital İletişim Çağına Entegrasyonu” başlıklı sunumunda meslek yüksek okullarındaki sıkıntılardan söz etti. Bu sıkıntılardan en önemlisinin öğretim görevlilerinde olduğunu belirtti. Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünün hemen hemen Türkiye'nin tüm bölgelerinde olduğunu söyledi. Bölümün üniversitelerdeki doluluk oranlarının azımsanmayacak derecede olduğunu, toplam 66 üniversitede Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünün bulunduğunu vurguladı. Tam, dijital çağda bazı bilgilerin öğrencilere aktarılması ve öğrencilerin bağımsız öğrenebilmelerinin sağlanması gerektiğini söyledi. Meslek yüksek okullarındaki seçmeli derslerdeki sıkıntılardan bahsederken, vakıf üniversitelerinin bu konuda devlet üniversitelerinden daha iyi durumda olduğunu da ekledi. Sunumunun sonunda ise mezun olan öğrencilerin yaptığı işlerin takip edilmesi gerektiğini ifade etti.

Dr. Öğr. Üyesi Şaha B. Baygül Özpınar: "Yeni medya çağında öğrencilere kişisel markalarını yönetmelerinin önemini vurgulamalıyız"

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Şaha B. Baygül Özpınar, "Yeni Medya Çağında Kişisel Markalama, Dijital Ayak İzleri ve Eğitim" başlıklı sunumuna kişisel markalama kavramını tanımlayarak başladı: "Kişisel markalama, bireylerin kendi bilgi, beceri, deneyim ve güçlü yönleri hakkında başkalarının sahip olduğu izlenimleri planlı ve devamlı olarak yönetme çabasıdır." Baygül Özpınar konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yeni teknolojiler kişisel markaların bilinirliğini sağlamak ve artırmak için önemli araçlar sunmaktadır. İnternet istatistiklerine göre günümüzde çevrimiçi etkileşim, tüm dünyada dört milyarın üstünde internet kullanıcısının günlük yaşamının bir parçası haline gelmiştir. Yeni medya olarak adlandırılan, tamamen iki yönlü, interaktif, dijital medya insanların iletişim kurma biçimlerini büyük ölçüde değiştirmiştir. Dijital olarak oluşturulan metin, resim, ses ve videoyu kapsayan içerik yine dijital olarak saklanmakta ve paylaşılmaktadır. Bilginin bu şekilde saklanması ve büyük bir hızla yayılması önemli avantajları ve dezavantajları beraberinde getirmektedir." Baygül Özpınar, yeni medya çağında öğrencilerin kişisel markalarını yönetmelerinin önemini vurguladı ve önerilerde bulundu."