Haber Üsküdar

Üsküdar Üniversitesi ile Portekiz’deki Trás-os-Montes ve Alto Douro Üniversitesi (UTAD) iş birliğiyle düzenlenen “New Paradigms in Communication Technologies and Humanity (NEWPATH) Sempozyumu”nun üçüncü davetli konuşmacısı Prof. Dr. Raquel Recuero, sosyal medya platformlarının artan gücüne değinen bir konuşma yaptı.

Brezilya’daki Federal University of Pelotas ve Federal University of Rio Grande do Sul’da öğretim üyesi olan Prof. Dr. Raquel Recuero, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay’ın moderatörlüğünde sosyal medya platformlarıyla girdiğimiz etkileşimlere değindi. Konuşmasında, sosyal medya platformlarını etraflarındaki her şeyi yiyip tüketen ve giderek büyüyen canavarlara benzeten Raquel şunları söyledi:

“Platformlar hayatımızı etkileyen bütün hizmetleri bünyelerine katıyorlar. Bunu yapabildikleri için de etkileşimlerimizi şekillendirebiliyorlar. Kamusal söylemi şekillendirebiliyorlar. Paula Newberg ve Van Dijk gibi araştırmacılar platformların üç ana özelliği olduğunu söylüyorlar. Birincisi, doğrulama. Çok fazla veri toplayabiliyorlar. Algoritmalara sahipler, yani neyin görüleceğine neyin silineceğine karar veren türden araçlara sahipler. Aynı zamanda gazeteciliğin bağımlı hale geldiği bir fenomen yarattılar. Muhtemelen COVID-19 salgını sırasında çok fazla çevrimiçi deneyim yaşadınız çünkü bu platformlar sevdiğimiz insanlarla, hasta oldukları için veya hastalanmamak için önlem olarak evde olan insanlarla iletişim kurmamızı sağladılar. Bu araçlara bağımlı hale geldik. Bu yüzden onlar olmadan nasıl yaşayacağımızı bilemiyoruz. Benim asıl amacım, sizlerle sosyal medya platformlarını tartışmak. Bu platformlar dünyayı nasıl gördüğümüz konusunda çok büyük bir etkiye sahipler. Temelde yaptıkları şey, profillerimizdeki etkileşimlerden verilerimizi toplamak ve insanlara nasıl içerik göstereceklerini belirlemek.”

“Haber ve bilgileri sosyal medyada alıyoruz”

Brezilya gibi ülkelerde nüfusun neredeyse yüzde 80’i haber ve bilgi almak için sosyal medya platformlarına başvurduklarını ifade eden Prof. Dr. Raquel Recuero, şunları söyledi: “Yani inanlar bilgi almak için başka sistemleri kullanmıyorlar. Çoğunlukla sosyal medya platformlarını kullanıyorlar. Sosyal medya platformları ise pek çok sorun yaratıyor. Örneğin toplumda kutuplaşma yaratıyorlar. Sosyal medya platformlarının algoritmaları kutuplaşmayı artırabiliyor çünkü bilmek istemediğinizi düşündükleri şeyleri size göstermiyorlar. Ama bakın, eğer sağlıklı bir topluma sahip olmak istiyorsak, bilmek istemediğimiz şeyleri de bilmek zorundayız, değil mi? Seçim yapamayız çünkü mahallemizde, ülkemizde neler olduğunu bilmemiz gerekir. Günlük hayatımızda daha iyi kararlar verebilmek için bilgiye ihtiyacımız var ve bu bilgilerin bazıları çok fazla ilgilenmediğimiz ama almamız gereken şeyler. Sosyal medya platformları, mümkün olduğunca çok etkileşimde bulunmak için çevrimiçi olmanızı istedikleri bir işleyiş biçimine sahipler çünkü o zaman para kazanabilirler.”

“Sosyal medyanın ekonomik modeli ne kadar etkileşimde bulunduğumuza dayanıyor”

Sosyal medyanın ekonomik modelinin ne kadar etkileşimde bulunduğumuza dayandığını ifade eden Profesör Recuero, “Çünkü her etkileşimimizde daha fazla kullanıcıya, daha fazla içeriğe sahip oluyorlar ve bu da platformun değerini artırıyor. Dolayısıyla, içeriği yöneten algoritmalar nedeniyle kutuplaşmayı artırıyorlar çünkü size yalnızca aynı fikirde olduğunuz, görmek istediğiniz içeriği gösterecekler. Kimse size aynı fikirde olmadığı, umursamadığı şeyleri göstermek istemez. Böylece toplumu ayrıştırıyorlar. Bazı yazarlar buna kamusal alanı yok etmesi, kamusal tartışmayı yok etmesi anlamında yıkıcı kutuplaşma diyor” şeklinde konuştu.

Platformların etkileşim istedikleri için bilinçli olarak zehirli ve şiddet içeren söylemleri yaydıklarını vurgulayan Recuero, böylece şiddeti ve çatışmayı meşrulaştırdıklarını ifade etti.