Haber Üsküdar - Abdullah Şaşkın, Rana Kenan, Fatih Çakmak
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından 21-23 Ekim tarihlerinde düzenlenen 7. Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi sempozyumunun 29. oturumunda dijitalleşme ve medyanın dönüşümü konuşuldu. Başkanlığını İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Yenğin'in üstlendiği oturumda, Duygu Temel, Dr. Öğr. Üyesi Filiz Bilgin Ülken, Emre Yiğithan Akbulut ve Araş. Gör. Pınar Basmacı bildirilerini sundular.
Duygu Temel: "Mobil gazeteciliğe kaymanın mümkün olduğunu söyleyebiliriz"
Galatasaray Üniversitesi'nden Duygu Temel, “Türkiye’de Mobil Gazetecilerin Perspektifinden Mobil Gazetecilik" başlıklı çalışmasını anlattı. Duygu temel şunları söyledi: "Önce mobil gazetecilik derken neyi kastediyoruz? Mobil gazetecilik deyince aslında en temel biçimiyle gazetecilerin küçük, hafif, sırt çantasına sığacak büyüklükteki mobil cihaz ve ekipmanlarla donanmış bir habercilikten bahsediyor. Mobil cihazların gelişimi, yaygınlaşmasında ve haberlerin akışlarına eklemlenmesinde çok önemli tabii ki. Mobil haber toplamada temel örneklerden biri olarak sıklıkla alıntılanan Nokia ve Rockies iş birliğinden söz etmek istiyorum. 2007 yılına dayanıyor bu ilişki. Nokia, N95 cihazıyla uyumlu bir mobil gazetecilik haber seti geliştiriyor. Bu araç setinin içinde mikrofon, tripot, kablosuz klavye ve şarj cihazı vardı. Bu araç seti Rocies’in seçili gazetecilerine veriliyor ve bu dönemin önemli etkinliği haline geliyor. Bu dönemden itibaren yavaş yavaş mobil gazeteciliğe kayma söz konusu." Sunumda araştırmasının bulgularına da değinen Duygu Temel, "Araştırmanın bulguları da göstermektedir ki mobil gazeteciliğin düşük maliyeti ve sağladığı kolaylıklar tekelleşmeye karşı bağımsız gazetecilere alan açmakta ve gazetecilik faaliyetlerini demokratikleştirmektedir. Bu demokratikleşme profesyonelliğin azalması anlamına gelmemektedir. Aksine bu kısıtlı imkânlarla yapılan gazetecilik hem ilkesel olarak daha yüksek bir gazetecilik motivasyonu gerektirmekte hem de gazeteciliğin niteliğine ilişkin devamlı bir gelişim beklentisini de içinde taşımaktadır."
Araş. Gör. Pınar Basmacı: “Eylemler artık sadece sokakta gerçekleşmiyor, sosyal medya üzerinden de gerçekleşiyor"
Marmara Üniversitesi'nden Araş. Gör. Pınar Basmacı, Dijital Aktivizm: Yeni Bir Toplumsal Hareket Biçimi mi Yoksa Serbest Zaman Etkinliği mi?" başlıklı bildirisinde şunları söyledi: "İlk olarak serbest zaman kavramını ele aldım. Sonrasında toplumsal hareketliliğin geçiş sürecinden, bu etkinliklerin dijital etkileşime bağlı olmasından ve bunların sonucu olarak da ortaya bir kavram olarak dijital aktivizmden bahsetmek istiyorum. Serbest zaman her zaman denetim altında tutulmakla birlikte, bireyin yaşamsal faaliyetleri dışında kalan zamandır. Günümüze bakacak olursak, çalışma zamanının serbest zamana göre daha az olduğunu gözlemlemekteyiz. Bu dönemde de tüketim kısmı devreye giriyor. Toplumsal hareketlerden de bahsedecek olursak, işçi hareketiyle özdeşleşen bu ayaklanma hak mücadelesi, eşitlik, burjuvaya meydan okuma olarak tanımlanmaktadır. Toplumsal hareketlenmenin başlangıcı 16. yüzyıla dayandığına değinmek gerekir. Rönesans ve Reform hareketlerinin, toplumsal hareketlenmenin başlangıcı olduğunu söyleyebiliriz. Toplumsal hareketler, 20. yüzyılda form değiştirmiş ve yeni toplumsal hareketlere evrilmiştir. 21. yüzyılda ise, kadınların ve eşcinsellerin hakları, çevre sorunları, küreselleşme karşıtlığı ve kimlik mücadelesi gibi konulara yoğunlaşan yeni toplumsal hareketler, gelişen yeni teknoloji araçları ile sanal ortamda da ses getirmeye başlamıştır. Eylemler artık sadece sokakta gerçekleşmemekte, bireyler yeni teknoloji araçları ve bu araçların getirdiği yeni medya ile diğer bir deyişle facebook, twitter gibi sosyal medya araçları ile gruplar kurmakta, düşüncelerini dile getirmekte ve bu mecralar üzerinden eylem yapmaktadır."
Dr. Öğr. Üyesi İnci Tarı: "Kovid-19’un medyayı alt üst ettiğini görüyoruz"
İstanbul Arel Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi İnci Tarı, “Dijital Çağda Küresel Medya Sektörünün Görünümü" başlıklı sunumunda şöyle konuştu: "Amacım, medya endüstrisinin değişen ve gelişen kapsamını incelemektir. Dijital çağın getirdiklerini ve götürdüklerini tespit etmektir. Ben bunu yazarken aslında Kovid-19’un değişik bir etkisi olduğunu fark edince onu da es geçmek istemedim. Çünkü işler belli bir düzeyde giderken, birdenbire Kovid-19 medya sektöründe de dengeleri alt üst etmiştir. Çalışmamda küresel sektör raporlarından yararlandım. Medya sektörü denildiğinde en kapsamlı raporu hazırlayan dünyaca tanınmış denetim ve danışmanlık firması PricewaterhouseCoopers’a göre 2020 yılında 2.3 trilyon dolar büyüklüğe ulaşacak olan sektör içinde önemli bir kısım internetle ilintilidir. Rapor medyaya erişimi sağladığı için internet erişimini de medya gelirlerinin bir parçası saymaktadır. İnternet erişim harcamalarını medya endüstrisinin parçası olarak saymak tartışmalı olsa da, dijital reklam gelirlerini medya endüstrisinden ayırmak mümkün değildir. Çünkü okuyucu tercihi her geçen gün geleneksel medyadan dijital medyaya doğru yönelirken reklamverenlerin tercihi de bu yönde değişmektedir."
Dr. Öğr. Üyesi Filiz Bilgin Ülken: “Son inovasyonlara göre zorlamaya gidiyor”
Mersin Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Filiz Bilgin Ülken, "Dijital Çağın Yeni Mecraları" başlıklı sunumunda dijitalleşmeden en çok medya mecrasının etkilendiğini ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu, sektör çalışanlarını değişim sürecinde yeniden yapılanmaya, gazetecilik pratiklerini geliştirmeye, dijital ortamda ses, görüntü, hız, depolama gibi dijital değişim süreçlerine ve gündemdeki son inovasyonlara göre kendilerini geliştirmeye zorluyor. Gazetecilik ve multimedyanın birlikte kullanılmasının daha verimli olduğunu, gazetecilik pratiklerinin değiştiğini görüyoruz." Filiz Bilgin Ülken, haber üretiminden dağıtımına kadar bir dönüşüm gerçekleştiğini, bunları incelemek ve anlayabilmek adına yeni1mecra.com ve gazetepencere üzerinde çalıştığını, yeni1mecra.com kurucusu olan İrfan Uçar ile görüştüklerini, ancak Gazete Pencere kurucusu Yavuz Orhan ile görüşemediklerini belirtti. Yeni iletişim teknolojilerini kullanıcı ile enformasyon iletişimini sağlayan iletişim aracı olarak tanımladıklarını, tarihsel gelişimine bakıldığında aslında yeni medyanın yeni olmadığını ve klasik medyadan türemiş olduğunu vurguladı.
Emre Yiğithan Akbulut: "Medya çalışanları sosyal medyayı haber toplama ve kaynak bulma konularında daha fazla kullanıyor"
Üsküdar Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Emre Yiğithan Akbulut, "Basın ve Medya Çalışanlarının İnternet ve Televizyona İlişkin Tutumlarının Analizi" başlıklı sunumunda yaptığı çalışmayı aktardı. Akbulut şunları söyledi: "Araştırma sonucunda elde edilen bulguların bazıları şu şekildedir. Araştırma sonucunda, internet platformlarının haber alma ve kaynak konularında basın çalışanları tarafından daha fazla kullanıldığı bulunmuştur; (Haber üreticileri ve üretim kısmında yer alan basın çalışanları, internetin ve sosyal ağların, televizyon haberciliğini ve eski tip habercilik kavramını sona erdireceğini düşünmektedir; Sosyal medya ve internetin, televizyon ve televizyon haberlerine oranla insanlar üzerindeki etkileri hem önem kazanmış hem de enformasyonlarının temel taşları ortaya çıkarılmıştır; İnternet sisteminin gelişmesi, yaygınlaşması ve kullanımının giderek artması, internetin yaşamamızda daha çok yer aldığı ve bu durumun sektör çalışanları tarafından da artarak devam edeceği anlamına gelmektedir; Sosyal medya ve internet, televizyon haber kanallarına oranla kaynaklarının, durumlarının, davranış sergileme eğiliminin, anlamlı bütünlük oluşturmada daha fazla yer ettiği saptanmıştır; Sektör çalışanlarının çoğunluğunun erkek olması erkek egemen bir medyanın varlığına da işaret etmektedir."