Prof. Dr. Altunbaş: Ajansların dijital farkındalığı kamu kurumlarından daha yüksek
'Türkiye ve dünyada reklamcılık üzerine güncel değerlendirmeler’ adlı etkinlik düzenlendi.
Haber Üsküdar – Sefa Mert Kahraman ve Merve Şişman
Üsküdar Üniversitesi Reklamcılık Bölümü tarafından gerçekleştirilen ve moderatörlüğünü Üsküdar Üniversitesi Reklamcılık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özgül Dağlı’nın üstlendiği ‘Türkiye ve dünyada reklamcılık üzerine güncel değerlendirmeler’ etkinliği gerçekleştirildi. Etkinliğe Selçuk Üniversitesi Reklamcılık Bölümü’nden Prof. Dr. Hüseyin Altunbaş konuk olarak katıldı.
Üsküdar Üniversitesi Reklamcılık Bölümü tarafından gerçekleştirilen ‘Türkiye ve dünyada reklamcılık üzerine güncel değerlendirmeler’ etkinliğine konuk olan ve reklamcılığın tamamen değiştiğini söyleyerek sözlerine başlayan Altunbaş, “Ülkelerdeki reklam harcamalarına bakıldığı zaman özellikle geleneksel reklamcılıkta Türkiye çok çok gerilerde, en altlarda, belki otuz sekiz kırklı sıralarda görünüyor. Ancak son yıllardaki dijital reklam harcamalarına bakıldığı zaman dijital boyutlarda ilk sıralarda olduğumuz söylenebilir. Dijital reklam boyutunda Türkiye’de bir potansiyel var. Bizler reklam eğitmenleri olarak, reklam bölümlerinde dijital reklamcılığa yönelik olarak eğitim vermemiz gerekiyor. Yoksa geleneksel şekilde reklamcılığı anlatarak bizim çocuklarımızın sektörde rekabetçi olmalarını sağlayamayız’’ ifadelerini kullandı.
“Üniversitelerin kendi arasında iş birliği yapması gerekiyor’’
Eğitim sürecinin sektörel bağlantılardan faydalanması için Paydaşlık girişimlerine önem verdiklerini söyleyen Doç. Dr. Özgül Dağlı, “Şunu gözlemledim, artık ajanslarda eskiden üniversitelere çok sıcak bakmıyorlardı, şu anda paydaşlık imzalamak için kendileri istekli oluyorlar. Örneğin Taze Fikir Reklam Ajansı, son dönemde sağlık üzerine bir sürü de EPPY ödülü aldılar. Aradığımda çok umutlu değildim ‘kabul ederler mi, böyle bir şey için vakit ayırırlar mı’ diye düşünmüştüm ama büyük bir zevk duyacaklarını söylediler. Bazı ajans başkanları bu konulara çok sıcak bakıyor. Bu bağlamda biz üniversitelerin de kendi aramızda iş birliği yapması gerektiğini düşünüyorum.’’ ifadelerini kullandı.
“İnsanlar reklamcılığı hâlâ tabelacı olarak değerlendiriyorlar’’
Reklamın basit bir şey olmadığını dile getiren Hüseyin Altunbaş, “Reklamcılığın çeperinde tabii birçok farklı kavram var. Tabelacılık var, matbaacılık var, dijital baskıcılık var, radyoculuk var, televizyonculuk var, sosyal medya var, birçok bileşen var. Ortada koskoca duran bir reklamcılık var. Bu anahtar kelimelerin her birinden besleniyor ama toplumdaki algısı, toplumdaki kabul edilirliği daha düşük seviyede. Yani insanlar hâlâ tabelacı olarak değerlendiriyorlar. Sorulan ‘tabelacı mısınız?’ sorusu hâlâ 2020’li yıllarda söyleniyorsa, demek ki bizler üzerimize düşen görevi yapmamışız diye düşünüyorum.’’ dedi.
‘’Geleneksel mecralarda yılda iki üç kampanyayla yılı geçirebilirdiniz, şimdi öyle değil’’
“Reklamcılıkta staj zorunlu olmalı’’
Öğrencilerin diploma sahibi oldukları zaman reklamcı olmadıklarını anlamaları gerektiğini vurgulayan Hüseyin Altunbaş, “Kadavra görmemiş bir doktor olursunuz. Doktorun birçok vaka görmesi gerekiyor. Ölü vakalar, başarısızlık vakaları, başarılı vakalar hepsini lime lime ederek doktor oluyorlar. Bu başka şeylerde de öyle, reklamcılıkta da böyle. Çocuklarımızın birçok başarısız kadavra markayı, ürünleri ya da reklam kampanyalarını görmeleri, bilmeleri, onları lime lime etmeleri gerekiyor. Onları da sadece okulda vermemiz mümkün değil. O yüzden sahayla entegre olması gerekiyor, yani stajın çocuklara bırakılan bir şey olmaması gerekiyor’’ şeklinde konuştu.
“Ajanslarda olan farkındalık, kamu kurumları ve belediyelerde yok’’
Ajansların yeni eğilimler ve ihtiyaçlar konusunda kamu kurumlarından daha önde olduğunu belirten Altunbaş, ‘’Farkındalığı rekabetçi olan ajanslar kırıyorlar. Aradığın zaman bunun farkındalığına sahip olan ajans, iş birliğini ilişki boyutuna ve proje üretmeye sevk edebiliyor. Belediyeler boyutunda bunun henüz olduğunu düşünmüyorum, kamuda bu farkındalık düşük. Kamudaki farkındalık durumu şöyle aslında, Türkiye’de bununla ilgili bir öncü olması gerekiyor, birinin böyle bir şey yapması lazım. Ajanslarda böyle örnekler var, biri yapınca mecburen öbürü de diyor ki ‘ben de onun gibi yapacağım’ ve onun peşine takılabiliyor. Türkiye’de öncü şehirler ve ilçeler yok’’ ifadelerini kullandı.