Haber-Fotoğraf: Ahmet Can Aras

Virginia Üniversitesi, Save the Children Türkiye, Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü ve Çocuk Gelişimi Bölümü iş birliğinde gerçekleştirilen “Çocukların Sesi: Deprem Sonrası Yaşam” projesi, deprem bölgesinde yaşayan çocukların kendi gözlerinden yaşamlarını anlatmalarına olanak sağladı. Projede yer alan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, projenin değerlendirmelerini yaparak çocukların yaşama tutunma çabalarını anlamanın önemine dikkat çekti.

Deprem bölgesinde yaşayan çocukların kendi hikayelerini anlatmalarına olanak sağlayan “Çocukların Sesi: Deprem Sonrası Yaşam” projesi, Virginia Üniversitesi, Save the Children Türkiye ve Üsküdar Üniversitesi'nin ortak çalışmasıyla hayata geçirildi. Projede, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim elemanları Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, çocukların yaşama tutunma çabalarını anlamanın önemine dikkat çekerek projenin değerlendirmesini yaptı.

“Deprem bölgesindeki çocukların günlük yaşamlarını gözlerinden anlatmak istedik”

Projenin içeriği hakkında bilgi veren Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, bu çalışmanın uluslararası iş birlikleriyle yürütüldüğünü belirtti. Atalay, “Projemiz, Üsküdar Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü, Virginia Üniversitesi, Save the Children Türkiye ve İletişim Fakültesi’nin katkılarıyla hayata geçti. Deprem bölgesindeki çocukların, konteyner kentlerde günlük yaşantılarını kendi gözlerinden anlatmalarına fırsat veren bir çalışmaydı” dedi.

Çalışmayla ilgili detayları aktaran Üsküdar Üniversitesi Yeni Medya ve İletişim İngilizce Bölüm Başkanı Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan ise, projeyi “çocukların perspektifinden yaşamlarını anlamaya yönelik bir girişim” olarak tanımladı ve şu ifadeleri kullandı: “Bu proje, çocukların kendi bakış açılarından yaşamlarını görmemizi sağladı. Onların gözünden yaşam deneyimlerini aktarmayı amaçladık”.

“Çocukların, zorlu şartlarda bile geleceğe umutla tutunabildiklerini gördük”

Proje kapsamında elde edilen bulguları paylaşan Doç. Dr. Gül Esra Atalay, çocukların yaşama tutunma çabalarının dikkate değer olduğunu vurguladı: “Çekilen fotoğraflar, zorlu şartlar içinde bile çocukların mutluluk ve umut bulabildiklerini gösteriyor. Bu da onların yaşamla kurduğu bağı anlamamız açısından hepimiz için öğretici oldu” ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan ise, çocukların doğa, aile ve arkadaşlık gibi unsurlarla bağlarını gözlemlemenin etkileyici olduğunu ifade etti. Muratoğlu Pehlivan, “Çocukların yaşamlarındaki önemli unsurlarla bağlarını nasıl kurduklarını anlamak, onların dünyasına dair derin bir farkındalık sağladı. Bu, proje için son derece kıymetli bir gözlem oldu” dedi.

“Photovoice yöntemi, anlaşılması güç gruplarla çalışmada etkili bir araç”

Projede kullanılan araştırma yöntemi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Photovoice yönteminin özellikle dezavantajlı gruplarla çalışmada etkili olduğunu belirtti: “Katılımcılara günlük yaşamdaki unsurları fotoğraflamalarını istedik ve ardından bu fotoğraflar üzerinden görüşmeler yaptık. Bu yöntem hem görsel hem de sözel unsurları bir arada kullanarak katılımcıların yaşamlarını anlamamıza olanak tanıyor” ifadelerini kullandı. Photovoice yönteminin katılımcı bir araştırma modeli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, “Photovoice, dezavantajlı grupların kendi gözlerinden yaşamlarını ve ihtiyaçlarını aktarmalarına olanak tanıyan bir yöntemdir. Projemizde bu yöntemi kullanarak çocukların yaşam deneyimlerini daha iyi kavrayabildik” ifadelerini kullandı.

“Multimodal eleştirel söylem analizi, anlamı derinlemesine incelememizi sağladı”

Araştırmada kullanılan bir diğer yöntemi açıklayan Doç. Dr. Gül Esra Atalay, multimodal eleştirel söylem analizinin görsel ve işitsel öğelerle anlamı derinlemesine inceleme imkânı sunduğunu belirtti: “Bu analiz yöntemi, fotoğraflardaki renkler, bakış yönleri ve ön plandaki unsurlar gibi detayları inceleyerek daha derin bir anlam ortaya çıkarıyor. Medya içeriklerini analiz etmek için de oldukça avantajlı bir yöntem” dedi. Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan ise yöntemle ilgili şu ifadeleri kullandı: “Görseller ve görüşme metinlerini bir arada analiz ederek ortaya çıkan anlamları değerlendirme fırsatı bulduk. Multimodal eleştirel söylem analizi, farklı modlardaki içerikleri bir arada ele almamıza olanak tanıyor” dedi.

Projeyle ilgili son değerlendirmelerini paylaşan Doç. Dr. Gül Esra Atalay ve Doç. Dr. Bahar Muratoğlu Pehlivan, çalışmalarının sivil toplum kuruluşlarıyla da paylaşıldığını vurgulayarak proje kapsamında elde edilen bulguların, sonraki çocuklara yönelik araştırma ve çalışmalara rehberlik edeceğini ifade ettiler.

Proje kapsamında çocukların çektiği fotoğraflardan örnekler