Haber Üsküdar

Türkiye'deki çeşitli üniversitelerde eğitim gören gazetecilik öğrencileri arasında yapılan bir anket, öğrencilerin yapay zekânın gazetecilikte kullanımına ilişkin hem heyecan hem de kaygı duyduklarını ortaya koydu.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından gerçekleştirilen araştırma, öğrencilerin gazetecilik alanındaki yapay zekâ uygulamalarına yönelik tutumlarını ortaya çıkarmayı ve yeni nesil muhabirlerin hızla gelişen teknolojiye nasıl baktıklarına ışık tutmayı amaçladı.

Araştırma, Üsküdar Üniversitesi ve Portekiz’deki Trás-os-Montes ve Alto Douro Üniversitesi (UTAD) iş birliğiyle düzenlenen “New Paradigms in Communication Technologies and Humanity (NEWPATH)” başlıklı sempozyumda sunuldu.

Altı üniversiteden 219 öğrenci katıldı

Akdeniz Üniversitesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Ege Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Üsküdar Üniversitesi’nin iletişim fakültelerinde okuyan 219 Gazetecilik öğrencisinin yanıtlarını içeren anket, gazetecilik öğrencilerinin genel olarak yapay zekâya karşı olumlu tutumlara sahip olduklarını ortaya koydu. Öğrenciler yapa zekâ uygulamalarının haber üretimini hızlandırma, verimliliği artırma ve araştırmacı gazeteciliği destekleme potansiyelini kabul ediyorlar. Öte yandan, işsizliğe neden olma, etik sorunlara yol açma ve editoryal bağımsızlığı sekteye uğratma potansiyeli konusunda kaygılarını dile getiriyorlar.

Yapay zekâ gazetecilik için değerli bir araç

Anket, öğrencilerin yapay zekâyı gazetecilik mesleği açısından değerli bir araç olarak gördüklerini gösteriyor. Katılımcıların yüzde 77’si yapay zekânın daha iyi haber yapmaya, yüzde 85’i daha hızlı haber paylaşmaya katkıda bulunabileceği konusunda hemfikir. Ayrıca, yapay zekâ güdümlü algoritmaların yanlış bilgilerin tespit edilip yayılmasını önleme ve haber içeriğini bireysel okuyucular için kişiselleştirme potansiyelini de kabul ediyorlar.

Katılımcıların yüzde 55’i, “Gazetecilikte yapay zekâ kullanımı, insan gazetecilerin araştırmacı gazeteciliğe daha fazla odaklanmasına olanak tanıyabilir” ifadesine katıldıklarını belirtiyorlar. Ayrıca, yapay zekânın büyük veri kümelerini analiz etmede ve haber için etkileşimli grafikler oluşturmada gazetecilere yardımcı olabileceğini kabul ediyorlar.

İşsiz kalma endişesi söz konusu

Yapay zekâ konusunda iyimserliğe karşılık bazı kaygılar da söz konusu. Öğrenciler, yapay zekânın geleneksel gazetecilik rolleri üzerindeki etkisine ilişkin kaygılarını da ortaya koyuyorlar. Öğrencilerin yüzde 67’si yapay zekânın muhabirlerin işsiz kalmalarına yol açabileceğini düşünüyor. “Halihazırda yüksek işsizlik oranlarına sahip bir meslek olan gazetecilik için öğrencilerin bu kaygılarını göz ardı etmek mümkün değil” diyor Prof. Dr. Süleyman İrvan.  Öğrenciler, yapay zekânın gazetecilikte etik standartları tehlikeye atabileceğinden (%71) ve editoryal bağımsızlığı ortadan kaldırabileceğinden (%58) de kaygı duyuyorlar.

Yapay zekâ konusunda daha fazla ders talebi söz konusu

Anketin en çarpıcı bulgularının başında, öğrencilerin yapay zekâ konusunda daha fazla eğitim alma isteği geliyor. Katılımcıların yalnızca yüzde 35’i “Derslerimde yapay zekâ konusunda yeterli bilgi aktarılıyor” derken, yüzde 83’ü yapay zekâ konulu derslerin artması gerektiğini belirtiyor. “Haber yaparken yapay zekâ uygulamalarını kullanabilecek bilgi, beceri ve yetkinliklere sahibim” diyenlerin oranı ise yüzde 57’de kalıyor.

“Gazetecilik müfredatında yapay zekâya daha fazla yer vermeliyiz”

Prof. Dr. Süleyman İrvan, anket sonuçlarından hareketle gazetecilik müfredatının yapay zekânın artan etkisine uyum sağlaması gerektiğini vurguladı. Üniversitelerin, öğrencileri yeni medya ortamında gerekli olan bilgi, beceri ve yetkinliklerle donatması gerektiğinin altını çizen İrvan, yapay zekâ konusundaki öğrenci taleplerine kayıtsız kalınamayacağını vurguladı. İrvan, “Yapay zekâ gazeteciliği dönüştürüyor ve biz eğitimciler olarak öğrencilerimizi bu yeni gerçekliğe hazırlamak durumundayız. Yapay zekâyı müfredatımıza entegre ederek, öğrencilerin bunu bir tehditten ziyade bir fırsat olarak görmelerine yardımcı olabiliriz” dedi.