"İsrail Gazze’ye yönelik saldırıları bir işgal olayıdır"
Yazar Faik Bulut ile konuştuk.
Haber Üsküdar - Erhan Avşar
“Coğrafya kaderdir” der İbn-i Haldun (1332-1406). Çok anlamlı ve maalesef her gün anlamını kanlarla, gözyaşlarıyla bize kendisini hatırlatmakta. Ortadoğu ilk medeniyetlerin yerleşim doğduğu yer ama gün geçmiyor ki yeni ölümler, yeni feryatlar duymayalım.
Bu coğrafyanın bomba atılmadık yeri, kurşunlanmadık evi, ocağı kalmadı. Yetmedi, sürdüler burada yaşayanları. Yetmedi çocuklarını öldürdüler. Yollar, denizler bu kadim coğrafyanın insanlarının cansız bedenleriyle doldu.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları bir işgal olayıdır. Filistin halkı yaşadığı coğrafyada, kendi topraklarında İsraillilerin işgaline ve baskısına maruz kalmakta.
Yıllarca İsrail ceza evlerinde yatmış, hep Filistin halkının yanında olmuş, Ortadoğu ile ilgili yazı ve araştırmaları ile tanınan araştırmacı yazar Faik Bulut’la konuştuk. Faik Bulut, konu Ortadoğu ve İsrail-Filistin sorunu olunca hiç kimseyi bugüne kadar geri çevirmedi. Zaten bütün hayatı yazmak, anlatmak olan Faik Bulut, sorularımızı cevapladı.
Faik Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kesinlikle bu savaşı toprak satışı, emlakçı sorunu gibi görmemek gerekir”
“Bu savaşı öncelikle doğru değerlendirmek gerekir. Kesinlikle bu savaşı toprak satışı, emlakçı sorunu gibi görmemek gerekir. 1947'de Birleşmiş Milletler, Filistin'in Yahudi ve Arap devletleri arasında paylaşılması planını kabul etti, bu da modern İsrail Devleti'nin kurulmasının yolunu açtı. Bu tarihten itibaren, İsrail'in sınırları ve toprakları, siyasi çatışmalar ve savaşlar sonucunda sürekli değişti. Dolayısıyla, Osmanlı İmparatorluğu'nun İsrail olarak bilinen bölge üzerindeki egemenliği ve topraklarının bugünkü haliyle hiçbir alakası yoktur. Bu savaş emperyalist bir ittifakın topyekûn imha planıdır. Planı yaparken elbette birçok gerekçe ve koşul yarattılar. Olayın özünü iyi görmeliyiz. Bu direnişi küçülten ve yaptıkları haksızlığa kılıf arayan güçlerin oyununa gelmeden değerlendirme ve gözlem yapmalıyız. Filistin halkına uygulanan bu vahşete dur dememiz gerekirken kalkıp olayı basit yanılgılarla ve içi boşaltılmış konularla ele almamamız gerekir.”
“Bizim bazı ‘aydın’ çevresi de olaya bazen sığ ve sekter yaklaşıyor”
“Şimdi biz kalkıp Hamas’ı eleştireceğiz diye bu direnişi görmezden mi geleceğiz? Elbette olmaz. Mazlum bir halkı ve haklı direnişini ve bunun karşılığında gördüğü işkence, baskı ve vahşeti görmezden mi geleceğiz? Bizim bazı ‘aydın’ çevresi de olaya bazen sığ ve sekter yaklaşıyor. Orada bir savaş var ve bu savaşta ölen gerçeklerdir. Gerçeği yakalarsak, sahip çıkarsak suçluyu da suçsuzu da görürüz. Ortadoğu demek savaş ve vahşet demek oldu artık. Bunu böyle görmemiz gerekir.”
“Gözlük numaralarına kadar biliyoruz’ söyleminin ne kadar abartılı ve altı boş bir söylem olduğunu görmüş olduk”
“Bu savaş bize bir kez daha faşist İsrail devletini ve Filistin halkının direnişini gösterdi. Şunu belirtmek isterim. Hamas benim ideolojik olarak tasvip etmediğim bir düzlemde. Fakat gerçekleştirdiği hamleyle büyük bir eylem planladığını göstermiştir. Yani o kadar iyi kamufle edilmişlerdi ki İsrail bunun nasıl olduğunu fark bile edemedi. Hamas tek başına değil tabii. Bunun içinde 11 tane daha örgüt vardır. Hepsi bu hareketin içerisinde iyi organize olup eylemlerini gerçekleştirdiler. Hamas’ın bu saldırısı elbette beklenmedik bir etki yarattı. 60 yıllık Filistin direniş tarihinde ilk kez İsrail denetimindeki yerleri vurdu. Bu olay büyük şaşkınlıkla izlendi. Hamas ideolojimize uyar uymaz, bunu tartışırım ama yaptığı bu eylem büyük bir eylemdir. Avrupa da dünya da istedikleri kadar İslami fobi teorileri geliştirsin, Hamas’ı ve Filistin’in diğer kurtuluş mücadelesi veren yapılarını hedef göstersinler. Biz sunulanı değil olanı değerlendireceğiz ve haklının, mazlumun yanında olacağız. İdeolojik yapıları beni ilgilendirmez. Ama söz konusu halk olunca ve halka yapılan vahşet olunca ilk tepkimiz halkı savunmak ve zalime karşı olmak olmalıdır.”
“ABD’nin burada ne işi var?”
“Hamas militanları yıllarca süren Filistin direniş tarihinde ilk kez İsrail denetimindeki bölgeleri ele geçirip İsrail askeri ve polisiyle savaştı. Gazze'yi karadan ve havadan bombalayan İsrail, Lübnan üzerinden Hizbullah örgütüne de füze ve roket fırlatmaya devam ediyor. Bu süreçte düşman taraflarla gizli görüşme ve pazarlıklar da yapılmakta. ABD’nin sürece dâhil olması, son olayların ardından İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kabinesinde değişiklik yapmasını ve muhalif kesimden yetenekli olanların hükümete alınmasını istemesi ile başlamakla birlikte bunu kabullenen İsrail başbakanı ABD’nin sözünü dinleyerek öncelikle eski Savunma Bakanı Benny Gantz'a kabinesinde yer verdi. Böylece ABD dolaylı yollardan İsrail’in fiili ortağı haline geldi. Amerikan yönetiminin İsrail'deki en yakın adamı Gantz’dır. Bazı Amerikan subayları Gazze'yi bombalamakta olan İsrailli meslektaşlarıyla birlikte, halen savaş planlarının hazırlanmasına ve denetimine yardımcı oluyorlar.”
“İsrail kendini savunmuyor, alanını genişletmek istiyor”
“Daha da konuyu açarsak; çıkan çatışmalardan uluslararası birlikler sorumludur. İngiltere, İsrail ordularını destekliyor. İsrail kendini savunmuyor, alanını genişletmek istiyor. İsrail önceden Filistin’i tamamen kontrol ediyordu şu an kontrolü kötü bir şekilde kaybetti. İsrail ordusu bu kontrolü kötü bir şekilde kaybettiğini, beklemediği bir atak yaşayarak gördü ve bu öfkeye dönüştü. Gazellilerin hepsini öldürmeye karar verdiler. İsrail ordusu her gece saldırıyor. İsrail ordusu çocukları hedef alıyor. Buna Birleşmiş Milletler yeşil ışık yaktılar. ABD, Hamas ile İşid’i bir tutuyor. Hamas’ın İşid’le ne alakası var.? Hamas, Kudüs’ü almak istiyor.”