Haber Üsküdar – Ozan Kaplangil

Türkçe Rap dünyasının önde gelen isimlerinden Kezzo ile bir röportaj gerçekleştirdik. Haber Üsküdar olarak Kezzo'ya Koronavirüs salgınının müzik sektörünü nasıl etkilediğini sorduk.

Bize kendinizi tanıtır mısınız?

Selamlar, ben Kezzo. Gerçek adım Hüsnü Doğan. 30 yaşındayım, evliyim, bilgisayar mühendisiyim ama uzun yıllardır rap müzikle ilgileniyorum. Müzik prodüksiyon programlarını kullanıyorum ve çizgi filmlere müzik yapıyorum. Farklı insanlara Mix&Mastering hizmetleri veriyoruz. Kurmuş olduğum Sedem isimli bir yapım şirketi var. Bunun yanı sıra kurmuş olduğumuz bir de Sedem yapım stüdyosu var. Spotify, Itunes vb. çeşitli platformlara dağıtım hizmeti veriyoruz. Yaklaşık altı tane underground albümüm var, bir tane de market albümüm var. Çok fazla sayıda single’ım var. Son market albümüm Sony Music bandrollü olarak çıktı. Kısacası rap müzisyeniyim.

Rap müzik sevdası nasıl başladı?

Aslında müzik sevdası diyelim buna. Ablam sayesinde başladı. Çok fazla müzik dinlerdi, eve gelen Cartel kasedi ile başladı. O ritimler bizi yakaladı, biz de onları bırakmadık. O şekilde gelişti gitti. İnternetin küçük yaşta hayatıma girmesiyle, yurt dışındaki rapçileri de dinleme fırsatım oldu. Silivri gibi küçük bir ilçede, televizyonun yayımladığı kadar müziğe ve rap müziğe olabildiğince ulaşmaya çalıştım.

Klip ve şarkı kayıtlarını nasıl hallediyorsunuz?

Şarkı kayıtlarımızı kendi stüdyomuzda yani Sedem Yapım’ın stüdyosunda yapıyoruz. Klipleri de, kamerasının karşısına geçtiğimde kendimi rahat hissettiğim insanlarla çekmeye özen gösteriyorum.

Yeni albüm çalışmalarınız var mı?

Ben hiçbir zaman böyle ‘hadi albüm yapayım’ kafasına girmedim. Zaten sürekli üreten bir insan olduğum için, bir bakıyorum meselâ şarkılar birikmiş, çok sayıda şarkı olmuş. ‘Tamam’ diyorum, bunu bir albüm adı altında vereyim. Ama tabii ki 20 tane falan şarkı var kimsenin dinlemediği.

Rap müziğin yükselişe geçtiğini düşünüyor musunuz?

Rap müziğin bilinirliğinin ve ününün arttığını tabii ki düşünüyorum, çünkü bunu düşünmemek aptallık olurdu. Fakat rap müziğin ne yazık ki içinin boşaldığını da düşünüyorum, edebiyatının yok olduğunu düşünüyorum. Bu durum da beni üzüyor.

Peki sizce Türkçe Rap dünyaya açılır mı?

Bence Türkçe Rap zaten dünyaya açıldı. Yani ben bu işi iyi yaptığımızı düşünüyorum, bu alanda iyi kalemler var.

Koronavirüs sebebi ile iptal olan konserleriniz var mı? Salgın müziği etkiledi mi?

Koronavirüs sebebi ile iptal olan konserlerimiz var tabii ki. Salgın müziği de etkiledi. Sadece müziği değil, bu sektörde çalışan, emek veren arkadaşları, kardeşleri, abileri de etkiledi. Meselâ mekânlarda çalışan garsonları, güvenlik görevlilerini, tonmeisterları (ses mühendisi) her şekilde etkiledi yani. Bu işten ekmek yiyen bir sürü insan şu an zor durumlar yaşıyor. Tabii ki bizi de etkiledi. Sanatçıyı konserler besler. Sahnede olmak her sanatçının çok keyif aldığı bir durumdur. Bu keyiften mahrumuz maalesef, ama bir şekilde yaşıyoruz, bir şekilde atlatacağız. Ama dediğim gibi sektörün genelini yani sadece sanatçı olarak değil, bu işe yardım eden, emek veren arka plandaki arkadaşları da unutmayalım. Onları da etkiledi. Aslında en çokta onları etkiledi.

Kezzo dünya üzerinde bir şeyi değiştirecek olsaydı bu ne olurdu?

Yani terazideki dengeleri değiştirmek isterdim. Adaletin ve eşitliğin daha iyi durumda olmasını isterdim. Dünyadaki bu pastanın yüzde 90’nını dünya nüfusunun yüzde yüzde 10’u yiyor. Geriye kalan yüzde 90 nüfus ise bu pastanın yüzde 10’nunu paylaşmaya çalışıyor bence. Bu büyük bir adaletsizlik. Terazi çok dengesiz, bunu değiştirmek isterdim.

İleride Kezzo’yu nerede görüyorsunuz?

İşin mutfağında olmayı çok seviyorum. Kesinlikle stüdyoda, sokaklarda görüyorum. Yani müzikle görüyorum kendimi. Şöyle villalarda veya lüks arabalarla değil de müzikle görüyorum.

Rap müzik dinlemeye ve rap yapmaya yeni başlayanlar için tavsiyeleriniz nelerdir?

Çok fazla müzik dinlemelerini tavsiye ederim. Sadece rap müzikten bahsetmiyorum, çünkü flowlarının gelişmesinde, müzik kulaklarının gelişmesinde çok fazla katkısı olacağını düşünüyorum. Ve kesinlikle bir dünya görüşü sahibi olmaları gerekiyor. Bu da şu demek değil; dünya görüşü sahibi olayım üstün gözükeyim. Demek istediğim, birikim gerekiyor, dünyayı iyi gözlemlemek gerekiyor. Yakın çevreyi, insan ilişkilerini iyi anlayabilmek gerekiyor. Dünya sistemini net bir şekilde analiz edebilmek gerekiyor çok zor olsa da. Bunları tavsiye ediyorum ve biraz kafa yormalarını istiyorum sadece.