Haber-Fotoğraf: Umut Şimşek

Üsküdar Üniversitesi öğrencileri, RekClik360 isimli dijital pazarlama ajansı kurucusu Mustafa Çelik'in katılımıyla düzenlenen reklamcılık atölyesinde dijital pazarlama stratejileri ve yaratıcı fikir geliştirme süreçlerini öğrendi. Etkinlikte, başarılı kampanyaların nasıl oluşturulacağıyla ve dijital reklamcılıkla ilgili en iyi uygulamalar üzerine önemli bilgiler verildi.

Üsküdar Üniversitesi öğrencilerine yönelik düzenlenen reklamcılık atölyesi, katılımcılara dijital pazarlama ve yaratıcı fikir geliştirme konularında kapsamlı bilgiler sundu. Atölyede, çeşitli programlar üzerinden veri analizlerinin nasıl yapılacağı ve hangi verilere göre reklamların oluşturulacağı üzerine bilgiler verildi.

“Sürecin her aşamasını büyük bir titizlikle yönetiyoruz”

Mustafa Çelik, RekClik ajansını kurarken internet reklamcılığına odaklandıklarını belirtti. O dönemde "ajans" ve "dijital pazarlama" kavramlarının şu anki popülerliğinin çok gerisinde olduğunu ifade eden Çelik, “Rekglick’i kurarken, ilk odak noktamız internet reklamcılığıydı. O zamanlar "ajans" ya da "dijital pazarlama" gibi kavramlar günümüzdeki kadar popüler değildi. Daha çok yazılım, tasarım ve arama motorlarına yönelik reklamcılıkla ilgileniyorduk. Ancak zamanla dijital mecralar gelişti ve sayıca arttı. Biz de bu değişime ayak uydurarak markaları yeni mecralarda da var olmaları için entegre çözümler sunmaya başladık. Bu süreçte hem markalar hem de hedef kitleler için çok yönlü bir iletişim ağı oluşturduk. Bugüne kadar pek çok farklı sektörde çalışma fırsatımız oldu ve birçok dikkat çekici hikaye yaşadık. Hatta bazı projelerimizin bu kadar büyük başarı yakalayacağını biz bile beklemiyorduk. Bir marka hikayesi özellikle dikkat çekiyor. Bu başarı, markanın sahibinin inancı ve müşteriye verdiği değerle başladı, ancak bizim stratejik planlamamızla büyüdü. Ürünün tasarımından üretimine, müşteri temsilciliğinden reklamların test edilmesine kadar sürecin her aşamasını büyük bir titizlikle yönettik. Örneğin, kargoda kırılma sorunu yaşayan bir ürünümüz vardı. Müşterilerden gelen geri bildirimleri dikkate alarak ambalajı değiştirdik ve sorun çözüldü. Bu sayede, ürün sadece başarıya ulaşmakla kalmadı, her geçen ay bir önceki ayın satışlarını geçti. Marka bilinirliği hızla arttı ve şu anda bu marka, küçük bir KOBİ olmaktan büyük bir platforma dönüşme yolunda ilerliyor. Buradan şu sonuç çıkarılabilir: Reklamcılık yalnızca "şunu paylaşalım" ya da "bunu yapalım" gibi basit bir süreç değil; marka içerisindeki üretimden satış stratejisine kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan bir alan. En önemlisi, verilen vaatlerle reklamda kullanılan görsellerin ve ürünün tamamen örtüşmesidir. Müşteri, bir reklam görüp ürün satın aldığında vaat edilenle aynı kaliteyi bulursa tatmin olur ve markaya olan güveni artar. Ancak vaatler yerine getirilmezse ya da görsellerle ürün örtüşmezse, bu güvensizlik yaratır. Özellikle internet alışverişlerinde, insanlar tanımadıkları markalara karşı daha temkinli yaklaşır. Bu nedenle, hem marka sahiplerinin hem de bizlerin bu süreçleri büyük bir titizlikle yönetmesi gerekiyor" dedi.

Bir reklam kampanyasının temel amacının marka hakkında bir konuşma başlatmak olduğunu söyleyen Çelik, "Eğer bir kampanya insanlar arasında konuşuluyorsa, bu başarı olarak kabul edilir. Kampanyanın dikkat çekmesi önemli, ancak her dikkat çeken kampanyanın tatmin edici olması her zaman mümkün değildir. Başarılı bir kampanya, sadece dikkat çekmekle kalmaz, aynı zamanda insanlar arasında bir sohbet konusu olur. Eğer kampanya mecra dışında da konuşuluyor, sohbetlerde yer alıyor ve yorumlar yapılıyorsa, işte o zaman gerçekten başarılı bir kampanyadan söz edebiliriz. Diğerlerinden şirketlerden ayrışmanın en önemli unsurlarından biri, 360 derece bir pazarlama iletişimi yani bütünleşik bir yaklaşım uygulamaktır. Bu noktada hizmetlerin tutarlı olması büyük bir önem taşır. Tüketicinin ihtiyaçlarına cevap verebilmek ve onu tatmin edebilmek, bir markayı diğerlerinden ayıran temel özelliklerden biridir. Ayrıca, ürünlerin özelliklerinden çok faydalarına odaklanmak gerekiyor. Çünkü bugün "duygular dünyasında" yaşıyoruz ve çevremizde çok fazla uyaran var. Bu nedenle vereceğimiz mesajların görsellerle desteklenerek dikkat çekici olması şart. Burada da AIDA modeli gibi yaklaşımlar devreye giriyor. Örneğin, 2020 yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlediğimiz bir eğitimde bu modelden bahsetmiştik. O dönemde 'Dijital Pazarlamanın Geleceği Yapay Zekâda' başlıklı bir manşet atmıştınız. Bugün, yaklaşık 5 yıl sonra, o dönemde ortaya konan temel prensiplerin hala geçerli olduğunu görebiliyoruz. Günümüzde kullanılabilecek pek çok araç var. Ancak bu araçları etkili bir şekilde kullanabilmek için hedef kitlenin dinamiklerini, koşullarını ve ihtiyaçlarını iyi analiz etmek gerekiyor. Bu anlayış, yaratıcı fikirlerin ortaya çıkmasının temelini oluşturuyor. Medya artık geleneksel ve dijital olarak ikiye ayrılmış durumda. Fakat asıl önemli olan, hangi mecra olursa olsun dikkat çekecek içerikler ve yaratıcı fikirler üretebilmektir. Bu da deneyim ve cesur bir bakış açısıyla mümkün. Gençlere önerim, korkmadan bir görsel, tasarım, slogan ya da metin yaratmayı denemeleridir. Bu süreçte ilham aldıkları ve çok sevilen başarılı işleri takip etmeleri, o işleri kopyalamaktan çekinmemeleri gerekir. Çünkü bu işleri arşivlerine eklemek ve referans noktası olarak görmek, yaratıcılıklarını geliştirecek bir adım olacaktır” ifadelerini kullandı.

Atölye çalışması toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.