Muhammet Fırat Yarar, iletişimin tohumlarını ve devamındaki yolculuğu kendi tecrübeleriyle yolun başındaki genç iletişimcilere aktardı
Haber Üsküdar – Hazal Göksun
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Yeni Medya ve İletişim Bölümü ile Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü'nün ortaklaşa düzenlediği “Sektörel Deneyimler: İletişimin Tohumlarını Atmak” konulu söyleşi gerçekleştirildi. Etkinliğe MFY Art Media Kurucusu Muhammet Fırat Yarar konuk oldu.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde gerçekleşen etkinlikte iletişimin tohumları MFY Art Media Kurucusu Muhammet Fırat Yarar ile atıldı. Muhammet Fırat Yarar'ın deneyimlerini aktardığı etkinlikte, üniversite hayatının gerçek yaşama bir yol olduğu ve bu yolda öğrenilenlerin sektörde kıymetli olduğu vurgusu yapıldı.
“Aslında gerçek hayat sandığınız, gerçek hayat değil”
En önemli şeylerden birinin deneyim transferi olduğunu belirterek konuşmasına giriş yapan Yapımcı Muhammet Fırat Yarar, “Zamanda yolculuk kavramını duymuşsunuzdur. Bu kavram aynı zaman içerisinde hızlı hareket demek. Yani kameraman olmak istiyorsunuz belki ama bir insanın kameraman olması üç ay sürerken başka bir insanın iki yıl sürebilir. Bu tam anlamıyla deneyimlerle ortaya çıkan bir şey. Deneyimler de sizin zamanda hızlanmanızı sağlayan çok büyük bir etken. Aslında üniversite kavramı şu yüzden çok önemli; hocalarımız özellikle deneyimlerden geçmiş kişiler ve edindikleri bilgileri bizlere aktarıyorlar. Sektöre girdiğinizde sudan çıkmış balığa dönüyorsunuz. Aslında gerçek hayat sandığınız, gerçek hayat değil. Bunu anlıyorsunuz. Çünkü yanınızda ne aileniz ne okulunuz ne başka bir destekçiniz, hiç kimse yok. Yalnızsınız ve çuvala koyduğunuz bilgileriniz var. Bir ortama girdiğiniz zaman o bilgileri çıkartıp sunmanız lazım. Ama şimdi yani üniversite zamanında bu çuvalı dolduramazsanız zorluk çekersiniz” ifadelerini kullanarak üniversitede edinilen bilgilerin önemini vurguladı.
“Sektörde öğrendiğiniz bilgilere çok ihtiyacınız oluyor”
Yapımcı Yarar, üniversite bilgilerinin önemiyle ilgili konuşmaya devam ederken hocalarımızın desteğinden ve bilgilerinden faydalanmamız gerektiğini şu sözlerle dile getirdi: “Üniversite bir üretimhanedir. Öğrendiğiniz şeyi hayata geçirme yeridir ve burada bir şeyler öğrenirken, günümüzde çok şanslıyız ki hocalarımız çok deneyimli. Hocalarımız bize öyle bilgiler veriyor ki bunlar hata yapabileceğimiz bilgiler değil. Çünkü formül de elimizde. Formülü uygulamaya başladıkça o formülü hayatımıza geçirmeye ve hayatınızı normalleştirmeye başlarsınız. Kamera nasıl kullanılır? Senaryo nasıl yazılır? Kimse senaryo yazmayı bilerek doğmadı. Ufak ufak hatalar yapa yapa, o hataları düzelterek oluyor. Ben şu an oturduğunuz yerleri özlüyorum. Sektörde o kadar fazla ihtiyaç oluyor ki öğrendiğiniz bilgilere. Okul zamanında sektörde çalışırken bir hata yaptığımda ben hemen hocama koşardım: ‘Burada bu problemi çözemedim nasıl yapabilirim?’ diye sorardım ve hemen bunun formülünü veriyordu. Sen de onu ertesi gün sete gidip uygulayabiliyordun. Böyle bir konfor veriyor. Ama bilinçli olursanız.”
“Bu alan bana daha yakın dediğinizde kendinizi bulmaya başlıyorsunuz”
Kendimizi keşfetmenin gerçek hayattaki zorluklara göğüs germenin başlangıcı olduğunu belirten Yapımcı Yarar, “Gerçek hayat öyle değilmiş dediğinizde hayat size gülümsemeye başlıyor ve diyor ki artık yürümeye başlaman lazım. Yaptın, yaptın, yaptın… Hala yapmaya devam edeceksin ya da maratona katılıp koşmaya başlayacaksın. ‘Ama nereye?’ diye sorman lazım, hedef koyman lazım. Bunu da üniversite zamanında kendi karakterinizi, kendi olmak istediğiniz yeri kafanızda belirleyerek yapacaksınız. Siz derslerde hayatta nelerle karşılaşacağınızın bir demosunu görüyorsunuz. Hepsini görmeniz lazım ki kendinize uygun olanı bulmanız lazım. Burası bana daha yakın dediğinizde kendinizi bulmaya başlıyorsunuz. Bu aldığınız dersleri uygulamanız lazım. Staj süreleri kısa. Biraz kendinizden vermeniz lazım. Eğer arkadaşlarınızla uyum içerisindeyseniz bir araya gelin ve hayat için somuta geçmeye başlayın. Yani artık bir kısa film çekmeye başlayabilirsiniz. Mezun olduğunuzda kısa filmleriniz olmuş olacak ama izlediğinizde ilkini beğenmeyeceksiniz. En sonuncuyu izlediğinizde nereden nereye geldiğinizi göreceksiniz. İşe girmeye çalıştığınızda ‘Ben yeni mezunum’ demezsiniz, ‘Ben deneyimliyim kısa filmlerim var’ dersiniz. Artık sektörde şuna bakıyoruz: içerik nasıl, hazırlama becerisi, iyi ve uyumlu çalışma, kadrajlayıp program çekebilme becerisi… İçerik çıkarabilmeniz için deneyimli insanlara ihtiyacınız var. Deneyimlendiğiniz zaman pratikleşiyorsunuz. Deneyimli olmayanlar sizden geri kalmış oluyor. Deneyimsiz birini alırsanız ve kendisini geliştirmezse sizi de geri çeker” şeklinde konuştu.
“Geçmişinize gidin. Orada çok şey bulacaksınız”
Kendini keşif yolculuğunu, nereden nereye vardığını anlatan Yapımcı Muhammet Fırat Yarar, “İlk başta kendime hedef koydum. Ben 6. sınıftayken kaptan olmayı çok istedim. Hep denizle alakalı şeyler izliyorum, araştırmalar falan yapıyorum. Olacağım yani bitti. O arada tabii hayat başka şeyler de yaşatıyor. Siz bunu sonradan fark ediyorsunuz. Kurtlar Vadisi çok popülerdi. Mahallede arkadaşlarımla birlikte sahnelerini kendi açımızla çeker ve montajlardık. O zamandan bir şeyler canlanmaya başlamış farkında olmadan. Geçmişinize gidin. Orada çok şey bulacaksınız. Ben bunları sonradan fark ettim. Hayat size tokat attıktan sonra geçmişinize gidip bir şeyleri çözmeye başlıyorsunuz. Sonrasında denizcilik meslek lisesi kazandım. Orada gemi teknisyeni oldum. Güvertede yer yoktu ama onların da derslerine girerdim. Simülasyonda gemi falan sürerdik. Benim gemi maketi falan tasarlamam gerekirken ben artık alanım olmayan bir yerde bir şeyler yapmaya başladım. Liseden mezun olurken gemi sürebiliyordum. Ben dersim bittiğinde simülasyon odasına girip gemi kullanıyordum. Boğaz Köprüsü'nden gemi ile nasıl geçilir? 50 kere gemi batırmışızdır. Gitmek lazım ki o sana gelsin. Kaçarsan o sana gelmez. Sonra kaptanlarla tanışmaya başladık. Konferanslar düzenlendi. Zorluklarını öğrendik. Kaptanlara deneyimlerini sorduk. Lise bittikten sonra üniversitede uzak yol kaptanlığını kazandım. Çok fazla kaptanla görüştüm, tanıştım. Sonra bir kaptan arkadaşım evlendi. Balayından geldikten sonra altı aylık sefere çıktı. O sıralarda çocuğu doğmuş ve büyümüştü. Ben bunu görünce böyle bir hayat yaşayamam diyerek bıraktım. Sonra geçmişe gittim. Radyo, televizyon ve sinema yazdım. Gönüllü bir ekiple tanıştım. Gazetelere içerik üretiyorlardı. Ben de katıldım onlara. Bir ünlüyle röportaj yapacaktık ve kendi platformumuzda yayınlayacaktık. Birinci bölümde kartı almayı unuttuk. Ünlünün adını hatırlamıyorum. Kendi telefonunu verdi çekmemiz için. Koyduk, çektik derken deneyimlenmeye başladık. 4 kişilik ekibiz, kartları ve bataryaları çekim öncesi kontrol etmeye başladık. Zaman geçti bir konuk bize inanılmaz haberler vermeye başladı. Diğer kanallar, gazeteler bizden haberleri aldı. Talep almaya başladık. Ne kadar çabalarsan hayat sana o kadarını geri verir” dedi.