10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü panelinde gazetecilik ve sorunları konuşuldu
10 Ocak çalışan gazeteciler günü etkinliği gerçekleşti
Haber: Umutcan Aygün - Fotoğraf: Rozerin Çalışıcı / Muhammet Enes Filik
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü, Yeni Medya ve Gazetecilik Yüksek Lisans Programı, Gazetecilik Kulübü ve Medya Akademisi Derneği tarafından düzenlenen 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü panelinde gazetecilik ve sorunlar ele alındı.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele tgrthaber.com Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Günay, Akşam gazetesi Yayın Koordinatörü Aydın Türkmen, Milliyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Pınar Aktaş, Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu katıldı. Öğrencilerin büyük ilgiyle takip ettiği etkinliğin sonunda konuklara birer fidan sertifikası takdim edildi.
Meryem Aydın: “Hem mesleki hem de sosyal anlamda değer üretmek için özenle çalışacağız”
Üsküdar Üniversitesi Gazetecilik Kulübü Başkanı Meryem Aydın konuşmasında 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün önemini vurguladı ve Gazetecilik Kulübü’nün yeni başkanı olarak düşüncelerini aktardı. Aydın, “Gazetecilik sadece haber vermek değil; hakikatin peşinden koşmak, toplumun gözü kulağı olmak ve bazen en zorlu koşullarda bile gerçekleri korkusuzca dile getirmek demektir. Bugün, gecesini gündüzüne katarak emek veren, adaleti ve doğruluğu rehber edinen tüm gazetecilerimizin günü. Bu kıymetli gün vesilesiyle sizlerle kulübümüz adına önemli bir haberi de paylaşmak istiyorum. Üsküdar Üniversitesi Gazetecilik Kulübü’nün yeni başkanı olarak bu sorumluluğu devralmış bulunmaktayım. Kıymetli üyelerimiz ve yönetim ekibimle birlikte, gazetecilik mesleğinin önemini vurgulayan hem mesleki hem de sosyal anlamda değer üreten yeni projeler yapmak için özenle çalışacağız” ifadelerini kullandı.
Selçuk Taşdemir: “Üsküdar İletişim, iletişim fakültelerinin amiral gemisidir”
Medya Akademisi Derneği (MAKDER) Başkanı Selçuk Taşdemir, “Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde 2018 yılında Süleyman Hoca’yla birlikte bu yolculuğa başladık. Üsküdar İletişim bana göre iletişim fakültelerinin amiral gemisidir. Bütün gazetecilerimizin ve gazeteci adaylarımızın 10 Ocak Gazeteciler Günü’nü kutluyorum. Bildiğiniz gibi, 1961 yılında Basın-İş Yasası'yla başlayan süreçte, 1971’e kadar Basın Bayramı olarak kutlanıldı. Daha sonra sekteye uğrasa da Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlanmaya devam etti. Bizim buradaki temel amacımız, gazetecilerin her gününü özel kılmaktır. MAKDER olarak sizin teorik bilgilerinizi pratiğe nasıl dökeriz, kendinize nasıl bir yol haritası çizersiniz bunlara yardımcı olmak. 15 üniversitede 25 program yaptık ve devam ediyoruz. Ama bu fakülte benim için çok özel; MAKDER’i Süleyman Hocamın odasında kurduk. Ayrıca Haber Üsküdar’ı takip ediyorum, çok güzel işleriniz var. Kulübün yapmış olduğu atölyeleri takip ediyorum, hepsi çok güzel” şeklinde konuştu.
Göksel Göksu: “Bir dakika bizim için çok önemlidir; gerekirse bir dakika geç verin ama doğru haberi verin”
Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu konuşmasında mesleki hayatına nasıl başladığından ve nasıl ilerlediğinden bahsetti. Göksu, “Ben bu yolculuğa aslında jeoloji mühendisliği okuyarak başladım. 18 tercihim arasında sadece bir tane mühendislik vardı ve kendimi mühendis olarak buldum. Vazgeçmedim, öğrenciliğimden beri bu dünyayı anlamaya çalışıyordum. Hayata atıldım, pek çok alanda çalıştım. Radikal gazetesinin ilk ekibinde yer aldım. Sonra CNN Türk’ün kuruluşundaki ilk ekipte yer aldım. 23 yıl CNN Türk’te çalıştım. Sonrasında 2,5 yıl kadar Habertürk’te çalıştım. Şimdi Medyascope’tayım. Yarın ne getireceğini bilemem. Çok sayıda haber yaptım. Uzun yıllar boyunca muhabirlik yaptım, son yıllarda ise yöneticilik kısmına geçtim. Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken belediye muhabiriydim ve onun siyasi yolculuğunun tanıklarından biriyim. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kuruluşundan bugüne kadar sürecini izledim. Kadın ve çocuklara yönelik şiddet konularında çok sayıda belgesel hazırladım. Suriye’deki iç savaş ve sınırlarımızda yaşanan birçok gelişmeyi bizzat izledim. Özetle ben gazeteciyim, aynı zamanda Suriye’den yeni döndüm” dedi.
Göksel Göksu sözlerine şöyle devam etti: “Ben Mehmet Ali Birand’ın öğrencisiyim. Onun bize öğrettiği ilkelerle yıllar boyunca hareket ettik. Sosyal medyada hızlı haber verme kaygısıyla teyitsiz haberler yayıldı. Ben 23 sene boyunca haberin herkesten hızlı verildiği bir kanal olan CNN Türk’te çalıştım. Herkesten önce verirdik ama asla teyit etmeden vermezdik. Bilgi dediğimiz şey kaynağından teyit edilir. O kaynağa gidilir ve bilgi doğrulanır. Ondan bundan duymadan, direkt kendiniz bizzat kontrol edersiniz. Emin olduktan sonra bunu izleyiciyle ya da okurla paylaşırsınız. Bu işin temel kuralı budur. Bir dakika bizim için çok önemlidir. Haberinizi gerekirse bir dakika geç verin ama doğru verin. Bunu nerede yaptığınızın önemi yok; ister televizyon kanalında, ister sosyal medyada yapın. Hangi kanal olursa olsun, bu işin kuralı bilginin mutlaka doğru olmasıdır. Bilgiyi teyit etmek sizin görevinizdir. Yıllar boyunca kendimi kamunun temsilcisi olarak gördüm. Bu, sokaktaki insanın derdini yansıtmak demektir. Gerekiyorsa Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ya da bakanlara mutlaka sorular yöneltilir. Vatandaşın derdinin sorumlusu kimse ona soru sormakla mükellefsiniz. Şu anda birçok gazeteci korku ikliminde oto sansür uyguluyor. Ama gazetecinin görevi her zaman soru sormaktır.”
İbrahim Günay: “Geleceğin gazetecilerini karşımızda görmek bizi çok mutlu etti”
tgrthaber.com Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Günay, gazetecilik mesleğindeki deneyimlerini anlattı. Günay, “Böyle genç ve değerli bir kitleyi bir arada görmek gerçekten bizi çok mutlu ediyor. Geleceğin gazetecilerini karşımızda görmek büyük bir mutluluk. Evet, biz şu an burada oturuyoruz ama muhtemelen önümüzdeki yıllarda sizleri de bu koltuklarda göreceğiz. Ben mesleki olarak 16 yıldır sektördeyim. Mustafa Kemal Üniversitesi’nden internet haberciliği bölümünden mezun oldum. Bu mesleği yapmaya karar verdikten sonra Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde medya iletişim yönetimi alanında tezli yüksek lisans yaptım. Mesleğe dijitalde başladım. İlk olarak stajyer editör olarak başladım ve şu anda tgrthaber.com’un Genel Yayın Yönetmeni’yim. Önemli olan bir yerden başlamak ve başladığınız şeye tutunmak. Hepiniz gazeteciliği tercih ettiğinize göre bu meslekte iyi yerlere geleceğinize inanıyorum.”
İbrahim Günay, internet gazeteciliği üzerine konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “İnternet gazeteciliği, geleneksel gazeteciliğin hızlandırılmış halidir. İnternetin hayatımıza girmesiyle haber insanlara çok daha hızlı aktarılabiliyor. Ancak internet gazeteciliği maddi zorluklar yaşıyor. Bu mesleğin ekonomik açıdan desteklenmesi gerekiyor.”
Aydın Türkmen: “Gazete şu an bir güven kaynağı”
Akşam gazetesi Yayın Koordinatörü Aydın Türkmen konuşmasına meslek hayatı hakkında bilgi vererek başladı. Türkmen, “30 yıldır aynı kurumda çalışıyorum. Kuruma ilk girdiğimde daha 16 yaşında bir çocuktum. Ofisboy olarak gitmiştim, dayım yemekhanesinde çalışıyordu ve yazın boşta durmayayım diye sokmuştu beni Akşam gazetesine. Liseyi bitirmiştim ve üniversite sınavına bir hafta kalmıştı. Yazın para kazanabilmek için girmiştim. Bir yayın yönetmenimiz vardı. O bir gün, ‘Bu çocuk çok yetenekli, bunu alın yetiştirin,’ demesiyle beni aldılar ve yazı işlerine verdiler. Gazetecilik hiç aklımda yoktu. Bana ne zaman sorsalar, ‘Bilim adamı olacağım’ diyordum ama nasıl olacağını da bilmiyordum. İlk sene üniversiteyi kazanamadım ve çalışmaya devam ettim. Dolayısıyla gazetecilik damarlarımıza işlemeye başladı. Meslek büyüklerim bana hep şunu söylüyordu: ‘Kaç, kurtar kendini, buraya girersen bir daha çıkamazsın,’ demişlerdi ama ben gazeteciliği çok sevdim. Üniversite sınavına yeniden girdiğimde gazetecilik isteyecektim. Bana dediler ki, ‘Saçmalama, sen zaten gazeteci olacaksın, git başka bir bölüm oku,’ ve ben İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümü’ne yerleştim. Bana dediler ki, ‘Gece çalışacaksın, gündüz okuyacaksın. Bu işe devam edeceksin.’ Velhasıl o günden beri çalışıyorum” dedi.
Türkmen konuşmasına şu şekilde devam etti: “Basılı gazetelerin tirajlarında ciddi bir düşüş var. Her anlamda gazeteciyi besleyen şey ana akım gazetedir. Sosyal medyada dezenformasyonun haddi hesabı yok ve doğru bilgiye ulaşmakta çoğu zaman zorlanıyoruz. Gazete şu an bir güven kaynağıdır. Basılı gazete satışları elbette düşüyor ama basılı bir gazete tarihi bir belgedir. Akşam gazetesinin ilk sayısı 1918 yılında çıkmış. Arşivine baktığınız zaman Cumhuriyet’in kuruluşunu da görüyorsunuz, İkinci Dünya Savaşı’nı da görüyorsunuz, darbeleri de görüyorsunuz.”
Pınar Aktaş: “Dijital mecralardaki haberciliğin değişmesi gerekiyor”
Milliyet gazetesi Yazı İşleri Müdürü Pınar Aktaş da konuşmasına mesleğe nasıl girdiğini anlatarak başladı. Aktaş, “Ben Pınar Aktaş, Milliyet gazetesi Yazı İşleri Müdürüyüm. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunuyum. Üniversite ikinci sınıftayken Milliyet gazetesinde stajyer olarak başladım. Daha sonra 10 yıllık bir muhabirlik süreci geçirdim. Daha sonra Haber Araştırma Müdür Yardımcısı oldum. Daha sonra Haber Araştırma Müdürü oldum” dedi. Aktaş konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Gazetecilik bence gelecek vadediyor ama yazılı basından ziyade dijital mecralardaki haberciliğin değişmesi gerekiyor. Dijital mecraların maalesef hiç gazetecilikle alakası olmayan insanlar tarafından yönetildiğini görüyoruz ve oralarda alakasız insanların gazetecilik etiğine dikkat etmeden hareket ettiğine tanık oluyoruz. Ama gazetecilik baki kalacak. Bugün bir olay olsa şu an hepiniz Twitter’a gireceksiniz, nerede ne olduğuna bakacaksınız. Muhtemelen televizyonda da dijital mecralarda da anlık olan bilgileri göreceksiniz ve birçoğu da teyide muhtaç olacak. Ama o sırada gazetelerde çalışan gazeteciler bu olayın arka planını araştırıyor olacak ve doğrusunu gazeteye yazacak. Tarihe not düştükleri için, ileride bunlar davalık olabileceği için sizin önünüze gelen gazetede en doğru bilgiler yer alır. Eksiği olabilir ama çoğunluğu doğrudur. O yüzden de sizin dijital mecralarda edineceğiniz bilgilerin doğrusunu ertesi gün bir gazeteden öğrenebilirsiniz. Böyle bir güzelliği var ama tabii ki birçok kullanıcı için bu önemli bir şey değil artık. Biz bunu nasıl değiştiririz diye çok araştırma yaptık. Gazeteleri toplu taşımada okunacak hale mi getirelim falan diye çok araştırma yaptık. Gün sonunda bunun bir yere varmadığını da gördük çünkü belki biz gazete okuyan son kuşağız. Bizden sonra gelen kuşaklar basılı gazete okumayacaklar muhtemelen. Dolayısıyla evet gazetecilik değişip dönüşecek.
Etkinlik, birlikte hatıra fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.