Diyetisyen Varol karaciğer yağlanmasına karşı uyardı
Diyetisyen Pınar Hamurcu Varol, karaciğerin yağ oranının %5’i geçmemesi gerektiğini ve bu değerinin üstünde olan yağlanmalar hastalık tanısıdır dedi.
Haber Üsküdar - Buket YOLOĞLU
Ülkemizde artık her dört kişiden biri karaciğer yağlanmasıyla karşı karşıya. Peki nedir bu karaciğer yağlanması, riskleri nelerdir, nasıl önleyebiliriz? Bu soruları Üsküdar Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Dr. Öğretim Üyesi Diyetisyen Pınar Hamurcu Varol'a sizler için sorduk.
Günümüzde pek çok kişinin karaciğer yağlanması hakkında bilgi sahibi olmadığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Diyetisyen Pınar Hamurcu Varol, karaciğerin yağ oranının yüzde 5’i geçmemesi gerektiğini ve bu değerinin üstünde olan yağlanmalara hastalık tanısı konulduğunu belirtti.
Karaciğer yağlanması arttı
Sağlıklı besin kaynaklarına ulaşmanın pek de mümkün olmadığı çağımızda, diyabet ve obezitenin dışında, karaciğer yağlanması hastalığının da ciddi oranlarda arttığını belirten Pınar Hamurcu Varol, karaciğer yağlanmasının artık her 100 kişiden 20 ile 25’inde görüldüğünün altını çizdi. Hastalığın sebepleri arasında genetik faktörlerin yanı sıra sağlıksız beslenme ve obezite de yer almakta. Kendini yenileme özelliği olan karaciğer için “karaciğer vücudun fabrikası gibidir, diğer bütün organların işleyişini etkiler” diyen Pınar Varol, karaciğer yağlanmasını önlemenin nasıl mümkün olabileceğine de değindi.
Çözümü çok da zor değil
Dr. Varol, karaciğer yağlanmasını önleminin sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteyle yakından ilgili olduğunu belirtti. “Rutin yürüyüşlerimizin haricinde haftada en az 150 dakika tempolu yürüyüş şart, bunu yaparken rahat kıyafetler giyinip orta tempoda yürünmeli” dedi.
Sağlıklı beslenilmesi ve katkı maddesi içeren hazır gıdalardan uzak durulması gerektiğini ifade eden Diyetisyen Varol, tedavide kişilerin karakteristik ve fizyolojik özelliklerinin de üzerinde durulduğunun altını çizdi. Beslenme alışkanlıklarını düzeltmek için sebze-meyve, tahıl, protein (et, yumurta, kurubaklagil ve yağlı tohumlar) ve süt besin grubundan bahsedip önerilerini şöyle paylaştı: "Yapılan çalışmalar kalsiyumun vücuttan yağ atılımını destekleyerek zayıflamaya yardımcı olduğunu göstermektedir. Kalsiyumun temel kaynağı süt ve süt ürünleri olmakla birlikte, yeşil yapraklı sebzelerde de bulunmaktadır. Süt ürünleri günde 2-3 posta tüketilmeli. Protein grubunda bulunan etler tüketilirken görünen yağları uzaklaştırılmalı ve yağ ilave etmeden kendi yağında pişirilmelidir. Kuru baklagiller düşük enerji sağlamalarının yanında, posa, bir çok vitamin ve mineralin kaynağı olması nedeniyle haftada en az üç kez tüketilmelidir. Vitamin ve mineral deposu sebzelerin tüketimine yemekler ve salatalar haricinde ara öğünlerde de yer vererek günde 4-5 porsiyon tüketilmeli ancak karaciğer yağlanmasını tetikleyen fruktoz içeren meyvelerin tüketimi günlük 2-3 porsiyonla sınırlandırılmalıdır. Tahıl grubu tüketimlerinde, tercih tam buğday unundan yapılan ürünlerden yana kullanılmalıdır.
Yaş ilerledikçe risk artıyor
"Yaş ilerledikçe bu hastalığın riski artar, özellikle kadınlarda daha sık görülür. Sadece aşırı kiloya bağlı değil, beden kitle endeksi normal olan kişilerde de görülür" diyen Pınar Hamurcu Varol, bu hastalığın aslında dışarıdan bakılınca anlaşılmayacağını, birçok kişinin risk altında olduğunu, fast-food ve satın alınan gıdalardaki katkı maddelerinin de bu hastalık riskini arttırdığını ifade etti. "Karaciğerdeki yağlanmayı anlamanın yolları biyopsi ve ultrasondur ve genellikle özel bir ultrason cihazı ile rahatlıkla tanı konulmaktadır" şeklinde konuşan Varol, her bireyin karaciğer yağlanması riskini göz önünde bulundurup yılda bir kez gastroentroloji uzmanına görünmesinin yararlı olacağını belirtti.