Haber Üsküdar - Melisa Duygun ve İrem Özcan
Ürettikleri el emekleriyle, hayatımızın her yerini güzelleştiren emekçi kadınları ve işlerini tanıtıyoruz. Kadın girişimciler üretiyor, el emekleri artık değer kazanıyor. Herbir kadının ayrı bir hikayesi var. Kadınlar el emeği göz nuru ürünlerini değerlendirerek aile bütçelerine katkı sağlamaya çalışıyorlar.
Pastacı Tuğçe Öztürk ile sosyal medya üzerinden nasıl satış yaptığını ve kendi markasını kurmaya ne zaman karar verdiğini konuştuk. Tuğçe Öztürk 21 yaşında. Ataşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi yiyecek ve içecek hizmetleri mezunu. Aldığı sertifikalar ve belgeler ise söyle; ilk yardım sertifikası, butik pastacılık sertifikası, pasta çırağı sertifikası, aşçı çırağı sertifikası, iş yeri açma belgesi, Milli Takım şefinin workshop sonrası verdiği katılım belgesi.
"Üç ay boyunca pastalarımı evimin mutfağında yaptım"
Kendi markasını yaratmaya nasıl karar verdiğini ve marka oluşturma sürecinde neler yaşadığını sorduğumuzda şöyle yanıt aldık: “Kendime ait bir markamın olması her zaman en büyük hayalimdi. Bu hayalimin daha profesyonel olmasını istiyordum. Üniversiteye gitmek istedim, fakat bazı sebeplerden ötürü üniversiteye gidemedim. Profesyonellik benim için önemli olduğu için dışarıdan eğitimler aldım. Devletin vermiş olduğu eğitimlere, workshoplara katıldım. Evde kendi kendime eğitimler yaparak tecrübe edindim. Kendimi bir şekilde geliştirmeye çalıştım. Hâlâ da geliştirmeye devam ediyorum. Denemeler yaparak tecrübe kazanıyorum. Ev hanımları tarafından bu alan çok fazla tercih ediliyor, benim onlara göre biraz daha temelimin sağlam olduğunu, daha farklı olduğumu belirtmek için bir isim bulmak istedim. Eğer bir gün insanlar tarafından bilineceksem, kendi adımla bilinmek isterim. O yüzden "Tuğçe Öztürk Bakery" ismine karar verdim. Kendime ait logo tasarımı yaptırttım. 28 Kasım 2020’de kendi sayfamı açtım. Üç ay boyunca pastalarımı evimin mutfağında yaptım. Daha sonrasında evimin bahçesindeki bir çardağı kapattırarak mutfak atölyesi haline getirdik. Pastalarımı evimin bahçesindeki atölyede yapıyorum. KOSGEB’den veya herhangi bir yerden destek almadım. Bu süreçte en büyük destekçim ailem; ailem gibi gördüğüm arkadaşlarım, akrabalarım. Hepsi çok destek oldu. Sayfamı açtıktan sonra tanıdığım tanımadığım birçok insan, sosyal medya hesaplarında beni destekleyerek paylaşım yaptılar. Çevremden hiç olumsuz bir geri dönüş almadım. Yaşım gereği hep taktir topladım. Yetenekli olduğumu ve bu yeteneğimi iyi değerlendirdiğimi duyuyorum. Üç beş kişi derken, belli bir takipçi sayısına ulaştım. Benim buralara kadar gelmeme vesile olan insanlara çok teşekkür ediyorum."
"Dışarıdan güzel yorumlar almak insanı mutlu ediyor"
Henüz genç bir girişimci olan Tuğçe Öztürk’e ileriye dönük hedeflerini sorduk. Şunları söyledi: "Girişimci kadın olarak çevreden çok destek aldım. Her işte olduğu gibi bu işte de motivasyon çok önemli. Çevremdeki insanlar sayesinde kendime daha çok güvenmem gerektiğini öğrendim. Dışarıdan güzel yorumlar almak insanı mutlu ediyor. Mutlu olunca da o mutluluk pastalara yansıyor. Hedeflerimin arasında ilk önce gelen usta öğreticilik belgesi. Daha sonrasında kendime daha güzel bir yerde atölye açmak istiyorum. Pasta siparişlerimin yanı sıra workshop günü birlik eğitimler vererek, insanlara destek olmak en büyük arzularımdan bir tanesi."
"Elimin bu mesleğe yatkın olduğunu keşfettim"
İşe başlarken hobi olarak mı, yoksa ticari olarak mı başladınız diye sorduğumuzda şu cevapları aldık: "Çocukluğumdan beri hayalim olan modelist veya stilist olmaktı. Okuduğum okulun ilk mezunlarındanım. Kaydımı yaptığım sıra modelistlik bölümü açılacak diyerek kayıt yaptırdım. 9. Sınıfın sonuna doğru öğrendik ki, sadece çocuk gelişim ile yiyecek ve içecek hizmetleri açılacaktı. Şube müdürünün disiplinli oluşu ve ilgisini başka okulda bulamayacağımı düşündüm. Bu okulda kalarak kendime en yakın hissettiğim bölümü seçtim. Daha sonrasında fark ettim ki, yiyecek ve içecek hizmetlerini iyi yapıyorum. Başta sadece bir tercihti. Sonrasında elimin bu mesleğe yatkın olduğunu keşfettim. Hobi haline dönüştü ve zevkle yapmaya başladım. Daha sonrasında ise bu zevki ticarete dönüştürdüm."
Sosyal medya hesabınızı inceledik. İnsanların güvenini tam olarak nasıl kazandınız?
Pasta siparişlerimi genelde çevremden veya çevremin tanıdığı insanlardan alıyorum. Henüz yeni bir sayfa olduğu için insanların önerileriyle bana ulaşıyorlar. İlk siparişlerimden ve olumlu dönüşlerden sonra aramızda bir güven oluşuyor. Rol model aldığım herhangi biri yok. Müşterilerime ne tür bir pasta istersiniz diye sorduğumda bana görseli gösteriyorlar. Ben hiçbir zaman onlara görselin aynısını çalışacağımı söylemiyorum. Kişiye özel olması gerektiğini söylüyorum. Çünkü ben butik bir iş yapıyorum. Kendime özel dokunuşlarım oluyor ama müşterilerimin istekleri doğrultusunda ilerliyorum.
Kendi markasını yaratmak isteyen, kendi işinin sahibi olmak isteyen kadınlar için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Öncelikle hangi işte mutlu olacaklarsa o işi meslek edinmeleri gerektiğini öneriyorum. Çünkü seçtiğiniz işte başarılı olmanızın temeli mutlu olmanıza bağlı. Ben mutluysam işime bunu yansıtabiliyorum. Bence bir kadın mutluysa hem işine hem de çevresine her şekilde yansıtacağına inanıyorum. Kendilerine güvenmelerini öneriyorum. Ben sayfamı açarken kendime şu anki kadar güvenmiyordum. Olumlu düşündüğümüz kadar olumsuz da düşündüğümüzü biliyorum. Çünkü sıfırdan bir şeylere başlamak insanı korkutuyor. Ben sayfamı açarken çoğu kez insanlar tarafından kötü yorum alırsam, ya insanlar tarafından desteklenmezsem ya da siparişlerim yeteri kadar olmadığı için sayfamı kapatmak zorunda kalırsam diye çok düşündüm. Henüz 21 yaşındayım sayfamı kapatmak benim için çok büyük bir sarsıntı olabilirdi. Eğer girişimci bir kadınsan insanlar tarafından destekleniyorsun. İşinde mutluysan güzel şeyler de çıkarıyorsun ortaya. Bu yüzden kadınlar hiçbir şeyden korkmasınlar, kendilerini keşfetsinler. İçlerindeki mesleği, meslek aşkını keşfetsinler ve kendilerine güvensinler. Benim gibi özel veya devlet kurslarına müracaat ederek eğitim alsınlar. Yaptıkları branşla ilgili ne kadar gelişebilirlerse o kadar iyi olur. Eğer yaptığı işte biraz da olsa iyiysen bu seni mutlaka bir yere getirecektir. Özel ya da devlet kurslarından yardım veya destek almalarını öneriyorum. Hayallerinize ulaşmak kolay olmuyor. Meslek lisesi mezunu olduğum için zaten temel bir bilgiye sahiptim. Mezun olduktan sonra da çeşitli kurslara katılarak kendimi geliştirmeyi hedefledim. Hâlâ da denemeye devam ediyorum. Sabırla ilerlerseniz güzel sonuçlara ulaşılacağına inanıyorum. Hiçbir şeyi ertelemeyin.
Tuğçe Eski: "Makromeye, annemin eskiden yaptığı makromeleri görünce başladım"
Sosyal medya hesabından kendi el emeği makromelerini satan Tuğçe Eski ile el işi ve makrome üzerine konuştuk. Tuğçe Eski 19 yaşında, öğrenci. İstanbul’da yaşıyor. Makrome macerasının nasıl başladığını sorduğumuzda şöyle yanıtladı: "Makromeye olan ilgim annemle olan muhabbetimiz esnasında bana eskiden yaptığı örnekleri göstermesiyle başladı. Çok hoşuma gitti ve ben de denemek istedim. Pandeminin yeni başladığı bir dönemdi ve evde oldukça fazla boş vaktim oluyordu. Bu sebeple direkt malzemeleri aldık ve ben de yeni şeyler yapmaya başladım. Makrome işi çok fazla hoşuma gitmişti ve kendimi durduramıyordum. Gördüğüm her örneği denemek istedim ve durum böyle olunca örnekler çoğaldı. Yaptığım ürünler gözüme de hitap ediyordu, beğeniyordum. Annemle bu fikrimi paylaştım ve birlikte satışlara başlama kararı aldık. Ben yaptığım her ürünü sosyal medya hesabımda paylaşıyordum story olarak ve yakın çevremde olmayan insanlar bile sürekli olumlu mesajlar atıyordu. Hatta benden önce insanlar satış yapmam gerektiğini söylemişlerdi. Yani kısacası herkes destekledi ve çok güzel tepkiler aldım."
E-ticaretin işleyiş sürecini sorduğumuzda ise şunları söyledi: "Günümüzde internet ticareti yıllardır devamlılığını sürdüren büyük şirket/kurumlar için oldukça olumlu bir yöntemken, küçük/yeni işletmeler için durum hiç de öyle değil. Önce marka için birçok hazırlık yapmak gerekiyor (logo, amblem, ürün stoğu vb.). Sonrasında hizmete başlayacağınız alanı seçiyorsunuz, instagram veya internet sayfası gibi. Daha sonra ise geriye ciddi bir güven sağlamak ve ürünleri iyi pazarlamak kalıyor. Eğer bu şartlar sağlanırsa birkaç yıl içinde büyümek ve düzenli satışlar mümkün."
“Makrome eskiden çok yaygındı”
Makrome düğümlerin belli olacağı iplerle yapılıyor. Dikiş yapmak, kazak örmek gibi değil yalnızca ellerimizle düğüm atarak bu ürünleri çıkartıyoruz. Temel düğüm modelleri olmak üzere bir sürü düğüm çeşidi var ve bu çeşitleri birleştirerek kendi hayal gücümüzü kullanarak tasarım yapıyoruz. Örneğin; salıncak, çanta, bileklik, duvar süsleri, rüya kapanı, anahtarlık, yastık kılıfı, çiçek askılığı gibi daha birçok ürün yapmak mümkün. Bizim kültürümüzde özellikle eski dönemlerde oldukça yaygındı ve kullanılırdı. Fakat günümüzde insanların dikkatini fazla çekmiyor. Yoğun bir ilgi maalesef ki yok. Durumun tam tersine yurt dışında oldukça ilgi gören bir alan, çünkü yabancıların kültüründe el işleri çok dikkatlerini çekiyor ve oldukça ilgililer."
Süregiden haber-röportaj formatında bir sonraki haber-röportajımız "Kadın girişimciler her alanda üretime katılıyor" başlığıyla yayımlandı.