Salgın nedeniyle insanların yaşadığı problemler artıyor.İnsanların yaşadığı problemleri, alınan önlemleri,medyanın nasıl insanları etkilediğini sorduk
Haber-Fotoğraf : Merve Şişman ve Hande Serra Keskin
Çin'de başlayıp hızla dünyaya yayılan Koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle insanların yaşadıkları ekonomik, sosyal ve psikolojik problemler de gün geçtikçe artış gösteriyor. Biz de bu problemleri, alınan önlemleri ve medyanın nasıl insanlarınasıl etkilediğini öğrenmek için yollara düştük.
Taksiciler dertli: "Taksi sahiplerine vereceğimiz kira ücretini bile karşılayamıyoruz"
Mustafa Ş. İstanbul’da 32 senedir taksicilik yapıyor. Türkiye’de yaşanmaya başlanan Koronavirüs salgınının mesleğini derinden etkilediğini belirtiyor. Mustafa Ş. yaşadıklarını şu şekilde özetliyor: "Haftanın beş günü her gün on saat araba sürüyorum, yolcu taşıyorum ve karşılığında taksimetre ne yazdı ise o ücreti alıyorum. Ben de her insan gibi hayatımı sürdürmek ve aileme sahip çıkmak için çalışıyorum. Türkiye’de şu an yaygın olarak görülen virüs salgını çoğu iş yerini etkilediği gibi, taksicileri de etkiledi. Vatandaşların artık taksi kullanmamaya başlaması bizi ciddi anlamda olumsuz etkiledi. Taksi sürücüleri her ay taksi sahiplerine verilmesi gereken kira ücretini bile kazanamayacak duruma geldiler. Salgından etkilenen insanların öncelikli olarak korunmaları gerekiyor ve farkındayım ki taksi kullanmamaları çok normal. Umarım bu salgın bir an önce biter ve eskisi gibi hayat normale döner. Trafiksiz İstanbul’u bu denli ilk defa yaşıyorum. Ama trafiği özledim."
Bakkal Ömer Güven: "Herkes büyük marketlere hücum etti"
Baba mesleği olan bakkal işletmeciliği yapan Ömer Güven iki çocuk babası. Aile mirasından kalan “Hemşin Gıda” bakkalı elli iki yaşındaki karı kocanın işletmeciliğinde. Senelerdir açık olan bakkal krizin eşiğinde. Ömer Güven ve Cemile Güven Türkiye’yi saran salgın nedeniyle sorunlarla karşılaştıklarını şu sözlerle ifade ediyorlar: "Dünyada yaşanan bu Koronavirüs salgını insan sağlığını etkiliyor ve bizleri de etkisi altına aldı. Bir sokak arkamızda büyük market bulunuyor. İnsanlar sıraya giriyor, dakikalarca bekliyorlar kasa sırasında ve marketi adeta yağmalıyorlar. Marketler fiyatları yükseltiyor, biz ise geliş fiyatından ürünleri satıyoruz. Markette yirmi iki liraya kolonya satışı mevcut, biz ise on bir liraya bir şişesini satıyoruz. Eski günlerde günde kırk-elli arasında müşteri geliyordu, şimdi ise günde dört beş kişi zor geliyor. Marketler ise her gün tıklım tıklım. Önceden her gün ekmek alan insanlar bile artık gelmez oldu. Ekmeklerimiz bayatladı.”
Dilek Yılmaz: “Açlık değil, tedbirsizlik insanları öldürebilir"
Markette kasiyerlik yapan Dilek Yılmaz'la da konuşuyoruz. Medyanın kendisini ve insanları nasıl etkilediği sorusuna şu cevabı veriyor: “Büyük bir salgının görüldüğü bir dönemdeyiz. Medyada yazılan her şey doğru olmasa da işin uzmanlarını takip ederek asıl cevabı alabiliriz. Sağlık Bakanı virüs hakkında sürekli olarak sosyal medya hesaplarından bilgilendirme yapıyor. İnsanlar her an panik havasında ve doğru birimlerden gereken haberi almak için dikkatli olmaları gerekiyor. Medyada asılsız birçok haber var. Bence insanları etkisi altına alan medya doğru haberciliği ön plana çıkarmalıdır." Markette son zamanlarda en çok hangi ürünlerin satışında artış olduğu sorusuna Dilek Yılmaz, dokuz günlük (11.03.2020-20.03.2020) satış kayıtlarına ve eksilen ürünlere bakarak şu cevabı veriyor: “Neredeyse önceden kolonyaların üstü tozlanırdı ve satışı en az ürünlerden biriydi. Son zamanlarda kolonya ve parfüm ürünleri ve beraberinde un, makarna, hazır konserve yiyecekleri, derin dondurucuda bulunan uzun vadeli yiyeceklerde yoğun bir satış gerçekleşti. İlk vakanın kayıtlara geçtiği ve haberinin geldiği gün market arabaları ile müşteriler neredeyse tüm malzemeleri satın aldı diyebilirim. Bence bu kıtlıktan çıkmış gibi olan durum yanlış. İnsanlar açlıktan değil, tedbirsizlikten ölebilir.” Market çalışanlarının ne gibi tedbirler aldıkları sorumuza da şu cevabı veriyor: “Bizler de her insan gibi bu virüsten korkuyoruz. Ama çalışmalarımıza ara vermemiz söz konusu olamıyor maalesef. Çalıştığımızda eldiven takıyoruz ve müşterilere bir metreden de yakın bir mesafeden ürünleri verdiğimiz için, onlardan gelebilecek herhangi bir öksürme gibi durumdan uzak kalmak için tek kullanımlık maskeler takıyoruz. Bizler de kendimizi bu şekilde korumaya alıyoruz. Öğlen ara saatlerinde dezenfekte ilacıyla ellerimizi korumaya alıyoruz. İnsanlarla sürekli olarak temasta olduğumuz için bizleri için de zor bir durum. Umarım bu salgın bir an önce biter.”