Baran Kahraman mezun olduğu bölümde akademisyenliğe adım attı
Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü’nden 2019 yılında mezun olan Baran Kahraman, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’ne araştırma görevlisi olarak atandı.
2014 yılında Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü’nü kazanan Baran Kahraman, lisans eğitimini 2019 yılında tamamladı. Lisans eğitimi sırasında çiftanadal yaparak Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden de mezun olan Baran Kahraman, 2020 yılında Kadir Has Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Yeni Medya Yüksek Lisans Programı’nı tam burslu olarak kazandı. 2020-2021 eğitim öğretim döneminde özel bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışan Baran Kahraman, Eylül 2021’de Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde araştırma görevlisi oldu.
“İletişim öğrencisi olmak sadece yaratıcı işlerin üreticisi olmak değildir”
Üsküdar Üniversitesi’nde aldığı lisans eğitimi hakkında konuşan Baran Kahraman şunları söyledi: “Lisans eğitimimin en büyük özelliği; bölümler arası geçirgen ve devingen ders planlarının, disiplinli çalışma ve öğrenme süreçleriyle bir araya gelmesidir. Anadalım Reklam Tasarımı ve İletişimi Bölümü olmasına karşın, çift anadal yaparak şu an her iki bölümü de harmanladığım bir çalışma disiplinine ulaştım. Bu anlamda okulumun bana kazandırdığı en büyük şey, akademik kadronun beni sadece üretim pratiklerinin nasıl yapılabilirliğine değil, tasarım ve yaratıcı düşüncenin ne gibi zeminler oluşturabileceğine yönelik düşüncelerimi de zenginleştirmesiydi. Üniversiteye başlamadan önce edindiğim fotoğrafçılık mesleği de tüm lisans eğitimimi etkiledi. Bu sayede hem reklamcı olmaya çabalarken hem de yaratıcı fikrin uygulanması noktasında yetkinliklerimi geliştirdim. Biraz rötuş gibi. İyi ve mutlu olduğun şeyleri sürekli iyi olmadığını düşündüğün şeylerle değiştiriyorsun. Eğitimimin ilk yılında karşılaştığım felsefe, hukuk, ekonomi, psikoloji alanlarındaki öğretmenlerime de ayrıca teşekkür etmem gerekir. Zira iletişim öğrencisi olmak sadece yaratıcı işlerin üreticisi olmak değildir. Aynı zamanda işyerinde çalışma arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizden, kazandığınız paranın yönetimine kadar yaşamsal faaliyetlerin sadece maddi gerçeklikten ibaret olmadığının da farkında olabilmeyi gerektirir. Dolayısıyla, benim lisans eğitimim İstanbul’un ortasında yer alabilme, farklı düşünebilen insanlarla bir arada olabilme, teori ve pratiği birlikte tecrübe edebilme noktalarında zenginleşti ve gelişti.”
“Bilgiye ulaştığım duvarların arasında bilgi üretebilecek olmak heyecanlandırıyor”
Lisans eğitimi aldığı okulda hoca olmanın kendisini heyecanlandırdığını dile getiren Baran Kahraman, “Bu okulda hoca olmak, okulun bahçesi beni özlemiş gibi bir duygu. Açıkçası tarif etmek zor. Bu duygu, virtüel bir gerçeklikten aktüel bir pratiğe geçiyor her kapıdan içeriye girdiğim an. Bilgiye ulaştığım duvarların arasında bilgi üretebilecek olmak beni fazlasıyla heyecanlandırıyor” ifadelerini kullandı.
“Öğrenmeyi öğrenme prensibini odağa alacağız”
Akademik hedeflerine ve öğrencilere yönelik çalışma planlarına da değinen Baran Kahraman, “Öncelikli hedeflerim arasında üniversitemde sahip olduğum teknik ve teorik donanımı çalışma alanlarıma yeni bakış açıları getirecek araştırmalarda bulunmak. Hiçbir şeyi yakalayamadığımız bu günlerde yakalamaya çalıştığım şey; bir iç dengeyle düşünebilmek ve düşündürebilmek. Bu anlamda, tüm öğrenci arkadaşlarımla beraber yüz yüze buluşabileceğimiz günü bekliyorum. Birlikte düşünüp, bir konuşma-paylaşma-üretme alanı oluşturmak isteyebiliriz. Bu alan; derslerin getirdiği sorumluluk yükünü azaltacak, öğrenmeyi öğrenme prensibini odak alacak, belki de iş birlikleri yapmayı sağlayacak bir çatıya sahip olabilir. Atölye formatında bazı buluşmalar düzenleyebileceğimize inanıyorum” dedi.
“Her öğrenci kendine özgü bir çalışma metodu geliştirmeli”
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okuyan öğrencilere önerilerde de bulunan Baran Kahraman, “Bence her öğrenci kendine özgü bir çalışma metodu geliştirmeli. Benim metodum; günün işini tamamlayarak eğlenmek, gündelik hayata öğrenilen bilgiyi yerleştirmek/çıkarmak, siber alanın uyuşturan bilgi akışında farkı disiplinlerden bilgiler alabilmek ve tüm bu edinimin çalışmalara katkısının olup/olmadığını hesaplamak üzerine kurulu. Burada okuyan/okuyacak öğrencilere verebileceğim nihai önerim, verilenle yetinmemeleri olurdu sanırım. Alacakları teorik dersleri küçümsememeleri, yapacakları uygulama derslerini aynı tekniklerle ilerletmemeleri gibi. Mezun olmadan önce bir uzmanlık alanı belirlenmeli ve o alandaki işi tüm gereklilikleriyle yapabilir hale gelinmeli. Özellikle renk, kompozisyon, tipografi ve basılı/dijital konularda gözlerini eğitmeliler. Şehrin kendisi bir tasarım. Bu tasarımın içerisine nelerin/nasıl entegre edilebileceğini sürekli düşünmeliler. Yeni tasarım teknikleri ve yazılımlarını takip etmeli, uygulamaya çalışmalılar. Fakat tüm bunları yaparken dağılmamalı ve en sevdiği tasarım biçimlerinde doğru bir portfolyo oluşturmalılar. Umuyorum ki bunların hepsini herkesle karşılıklı konuşuyor olabileceğiz. Yeni eğitim yılında herkese başarılar dilerim” şeklinde konuştu.