
Halil Nalçaoğlu: "Yapay zekâ, bilginin üretim ve anlam yaratım sürecini dönüştürüyor"
Haber-Fotoğraf: Meryem Aydın-Kadir Ayhan
University of Tras-os-Montes and Alto Douro (UTAD) ve Üsküdar Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği "NEWPATH: New Paradigms in Communication Technologies and Humanity" başlıklı sempozyumun ikinci davetli konuşmacısı Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, konuşmasında yapay zekânın bilgi üretim ve anlam yaratım süreçlerini dönüştürdüğünü ifade etti.
UTAD'dan Doç. Dr. Fábio Ribeiro'nun moderatörlüğünde gerçekleşen sunumda, İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu yapay zekanın etkilerine değinen bir konuşma yaptı.
Prof. Dr. Halil Nalçaoğlu, yapay zekâ çağında bilginin ve eğitimin dönüşümüne odaklanan sunumunda, post-truth kavramının son 10 yılda beklenmedik bir ağırlık kazandığını belirtti. Siyasi, kültürel ve teknolojik değişimlerin hakikat sorularını daha acil hale getirdiğini vurgulayan Nalçaoğlu, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin yalnızca bilginin üretim, paylaşım ve tüketim biçimlerini değil, anlam yaratmanın temellerini de yeniden yapılandırdığını söyledi.
Bu dönüşümün tarafsız bir evrim olmadığını belirten Nalçaoğlu, sürecin kültürel, eğitimsel ve sosyal alanlarda yeni asimetriler oluşturduğunu ve mevcut eşitsizlikleri pekiştirdiğini ifade etti. Tarih boyunca bilginin üretimini ve dağıtımını kontrol edenlerin, kendi çıkarlarına hizmet edecek manipülasyonlar yaptığını hatırlatan Nalçaoğlu, günümüzde yanlış bilginin hızı ve etkisinin doğrulama mekanizmalarını vazgeçilmez hale getirdiğini belirtti.
Platon'un Devlet isimli eserindeki Mağara Alegorisi'ne atıfta bulunan Nalçaoğlu, hakikatin duyusal algının ötesinde bir kavram olduğunu ve yalnızca idealar dünyasının rasyonel tefekkürü yoluyla erişilebileceğini ifade etti. Büyük anlatıların otoritesinin giderek daha fazla sorgulandığı günümüzde, Nietzsche'nin eleştirisinin güncelliğini koruduğunu belirten Nalçaoğlu, hakikatin ulaşılması gereken bir son nokta mı yoksa belirli tarihsel ve toplumsal işlevlere hizmet eden bir araç mı olduğunun yeniden düşünülmesi gerektiğini söyledi. Nalçaoğlu, yapay zekânın bilgi üretme mekanizmasının, felsefe tarihinde önceki tüm sistemlerden temel bir ayrılışı temsil ettiğini belirterek sunumunu tamamladı.