"Hayvanları korumak hepimizin görevi"
15.12.2020 16:15

"Hayvanları korumak hepimizin görevi"


Haber Üsküdar – Mert Ege Ceren

İstanbul Beykoz’da bulunan Deniz Veteriner Kliniği sahibi Ulaş Uğur ile veterinerliği, Türk halkının hayvanlara ilgisini, sokak hayanlarının durumunu ve sokak hayvanlarına yapılan eziyetleri konuştuk.

Ulaş Uğur, İstanbul Beykoz’daki Deniz Veteriner Kliniği'nin sahibi. Veterinerlik hakkında bilgi veren Uğur, veterinerlerin temel görevinin, hayvan hastalıklarını ve yaralanmalarını cerrahi işlemler, ultrason cihazları ve röntgen de dahil olmak üzere pek çok tıbbi ekipman yardımı ile tedavi etmek olduğunu dile getirdi. Görev tanımlarının oldukça geniş olduğundan bahseden Uğur, “Dediğim gibi, detaylara girdiğimizde görev alanımızın da genişlediği ortaya çıkıyor. Nerelerde çalışabildiğimiz konusunda da şunları söyleyebilirim: Devlette, belediyelerde ya da özel kliniklerde çalışabiliyoruz. Bunların yanı sıra kendimiz de klinik açabiliyoruz. Hayvan hastaneleri, kamu kurum ve kuruluşları ya da ilaç firmalarında da kendimize yer bulabiliyoruz” diyerek veterinerlerin pek çok yerde çalışma olanağı olduğuna dikkat çekti.

"Trafik kazası ve yüksekten düşme vakaları çok fazla"

Kendilerine ulaşan birçok vakanın travmatik olduğunu dile getiren Uğur, düşme ve trafik kazası vakalarının oldukça fazla olduğunu, özellikle de yüksekten düşme vakalarının çok fazla gerçekleştiğini söyledi. Türk toplumunun çok yardımsever olduğunu vurgulayan Ulaş Uğur, hayvanlara yardım konusunda, “Türk toplumunun birer üyesi olarak bizler, oldukça yardımseveriz. Birine bir şey olduğunda hemen o kişinin yardımına koşarız. Bu durum sokak hayvanları için de geçerli” şeklinde konuştu. Birçok kişinin sokak hayvanlarına yardım konusunda hassas olduğunu dile getiren Uğur, insanların hayvanları beslediğini ve gerekli özeni gösterdiğini, ancak bu konularda da istisnalar olduğunu vurguladı. Neredeyse her gün sokak hayvanlarına yönelik şiddete ilişkin duyum aldıklarından bahseden Uğur, bunu Türk toplumunun tamamına mal etmenin yanlış olduğunu, ancak toplumun içerisinde sokak hayvanlarına eziyet eden insanların varlığının da yadsınamayacağını ifade etti.

"Sokak hayvanlarına işkenceyi caydırıcı cezaların olması gerekiyor"

Aldığı her işkence haberinin, canının daha çok yanmasına yol açtığını söyleyen Uğur, "Tabii ki sokak hayvanlarına yapılan işkenceleri önlemek mümkün. Bunun için caydırıcı cezaların olması gerekiyor. Bildiğiniz üzere caydırıcı cezalar konusunda bir eksiklik var. Bu ise işkence etme güdüsüyle dolu olan insanların cesaretlenmesine sebep oluyor” şeklinde konuştu. Sokak hayvanlarına işkence eden kişilere verilen cezaların azlığına vurgu yapan Uğur, "Sokak hayvanlarına işkence yapan kişiler eğer yeterli cezayı alırsa, bu tarz vakalarla karşılaşma olasılığımız da azalır. Biraz önce genel olarak Türk toplumunun yardımsever olduğunu söylemiştim. Bu görüşümde herhangi bir değişiklik yok” dedi. Sokak hayvanlarına her türlü işkenceyi yapabilen insanların gerekli cezaları almamasının  sadece sokak hayvanları için bir tehdit oluşturmadığını, diğer insanlar için de bir tehdit olduğunu söyledi. 24 Haziran 2004 tarihinde kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki eksikliğe dikkat çeken Uğur, bu kanun ile hayvan haklarının güvence altına alındığını, ancak yıllar geçtikçe bu kanuna çeşitli eklemeler yapılması gerekliliği ortaya çıktığını vurguladı. Ulaş Uğur, yasanın mevcut haliyle hayvanlara işkence eden insanların gerekli cezayı almalarını sağlamadığını, hayvanları öldüren, yaralayan veya tecavüz eden kişilere en az 2 yıl hapis cezası verilmesi gerektiğini, hayvanlara zarar verilmesinin önüne geçilebilmesinin tek yolunun bu olduğunu ifade etti.