Haber Üsküdar - İlyas Dursun
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin gerçekleştirdiği 7. Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi Sempozyumu'nun 17. oturumunda sosyal medya kullanımı konuşuldu. Prof. Dr. Defne Özonur moderatörlüğünde gerçekleştirilen oturumda Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal, Feride Oktay, Arş. Gör. Yezdan Çelebi, Dr. Öğr. Üyesi A. Erhan Ayberk ve Doç. Dr. Orhan Baytar bildiri sundu.
Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal: "Seul gençleri orta seviye sosyal medya bağımlısı"
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal, "Türkiye ve Güney Kore'deki Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Medya Bağımlılığının Karşılaştırılması" başlıklı bildirisinde, iki ülkede karşılaştırmalı olarak yapılan bir saha çalışmasının bulgularını paylaştı. Tutgun Ünal şunları söyledi: "Bu araştırmada Türkiye ve Güney Kore’deki üniversite öğrencilerinin sosyal medya bağımlılıklarının karşılaştırılması amaçlandı. 270 üniversite öğrencisi ile yürütülen araştırmada Sosyal Medya Bağımlılığı Ölçeği kullanıldı. Araştırmadan elde edilen bulgular şu şekildedir: Her iki ülkede de sosyal medya bağımlılığı düşük düzeyde olsa da Güney Kore’deki öğrencilerin orta bağımlılık düzeyine daha yakın olduğu bulundu. Güney Kore’deki öğrenciler sosyal medyadan daha çok duygusal destek almaktadır ve bu öğrencilerin çatışma boyutundaki bağımlılığı daha yüksek düzeydedir. Türkiye’de sosyal medyada devamlı çevrim içi bulunanların daha az kullananlara göre sosyal medya bağımlılığı yüksek bulunurken, Güney Kore’de günlük kullanım süresine göre farklılık ortaya çıkmamıştır."
Dr. Öğr. Üyesi A. Erhan Ayberk: "Günümüzde baş sağlığı dilemek bile bir emoji ile yapılıyor"
Fenerbahçe Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi A. Erhan Ayberk, "Steril Yaşama Kaygısıyla Ortaya Çıkan Sanal Beraberliklerin Dayattığı Yaşam Biçimleri ve Gerçekliğin Çöküşü" başlıklı bildirisinde sanal berbaberliklerin yaşandığı arkadaşlık siteleri üzerine yaptığı araştırmanın detaylarını aktardı: "Günümüzder kutlamalar, doğum, ölüm gibi olayların bildirimleri yüksek oranda sosyal medya aracılığı ile yapılmakta. Başsağlığı dilemek bile bir emoji ile halledilebilir hale gelmiştir. Gerçek hayatta partnerlerimizi seçiyoruz ancak bu seçim belirli bir alan ile kısıtlı. İnternet aracılığı ile bu kısıtı kaldırıp daha geniş bir kitleye ulaşıyorlar ve istedikleri kriterlere uygun kişileri bulup iletişime geçiyorlar. Arkadaşlık siteleri yalnızca bir gençlik sorunu değildir. Her yaş grubundan kişiler kullanmaktadır. Anket sonuçlarına göre arkadaşlık sitelerini yüzde 61 oran ile 0-20 yaş, yüzde 18 oran ile 41-55 yaş, yüzde 10 ile 25- 40 yaş aralığındaki kişiler kullanmaktadır."
Feride Oktay: ‘’Pandemi döneminde sosyal medya kullanımı arttı’
Girne Amerikan Üniversitesi'nden Feride Oktay, "Pandemi Sürecinde Sosyal Medya Kullanımı" başlıklı bildirisinde şunları söyledi: "Dünyayı kısa sürede pandemi şeklinde etkisi altına alan COVID-19 nedeniyle normalleşme sürecinin yakın bir tarihte mümkün olmayacağını kabul etmiş bir şekilde kısıtlanmış yaşam alanlarımızda hayata devam ediyoruz. Sosyal izolasyonun uygulandığı, birçok kişinin evden çalışarak işlerini devam ettirdiği, eğitim, turizm ve benzeri birçok alanda süresiz karantina altında olduğumuz bu dönemde, insanların evde yoğunluklu olarak iletişim araçları ile vakit geçirdiği tartışılmaz bir gerçektir. Yapılan birçok araştırmada özellikle sosyal medya ağlarında normal dönemlerde harcanan sürenin, pandemi döneminde iki katına çıktığı gözlemlenmiştir. İnsanlar, pandemi sürecini genellikle güvenilirliği tartışılan ancak hızlı haber yayını olarak kabul ettikleri sosyal medya üzerinden takip etmektedir. Bu durum, sosyal medya kullanım sürelerinin artmasına neden olmuştur. Sosyal medyanın yoğun kullanıldığı bu dönemde haber kirliliği de artmış, insanların pandemi konusunda paniğe kapılmasına yol açılmıştır."
Doç. Dr. Orhan Baytar: "Basılı gazetelerde dijitale oranla kalite ve özen yüksek"
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Orhan Baytar, "Teknolojik Değişimin Yazılı Basın Ekonomisine Etkisinin SWOT Analiziyle İncelenmesi" başlıklı bildirisinde teknolojik değişimin yazılı basın üzerindeki etkilerini aktardı. Baytar şunları söyledi: "Yazılı basın, doğuşundan itibaren kendine has yapısal koşulların etkisi altında kalmıştır. Kendine has üretim koşulları, ölçek ekonomisi, kısacası maliyet ve gelir yapısı büyük ölçüde sektörün davranışını belirlemiş, demokratik medya önünde en büyük engel olarak durmuştur. John Keane’nin Medya ve Demokrasi kitabında anlattığı, aydınlanma düşünürlerinin özgür bir toplumun oluşması için basın özgürlüğü önündeki engellerin kalkması ve fikirlerin özgürce karşılaşmasının önemini öne sürerek elde ettikleri kazanımların sonuçlarına bugünden bakıldığında, arzu ettiklerinin tam tersi bir sonucun ortaya çıktığı görülmektedir. O dönemin sönük rekabet koşulları için kabul edilebilir beklentilere dayanan basının özgür rekabet ortamı, günümüzde adeta zorlu rekabet bariyerini aşan ana akım medya işletmeleri için bir fırsata, alternatif medya için ise büyük bir giriş engeline dönüşmüştür" dedi. Orhan Baytar sunumunda daha sonra basılı ve dijital gazeteciliğe ilişkin olarak yaptığı SWOT analizini aktardı.