Haber: Ahmet Can Aras – Fotoğraf: Umut Arslan

Türkiye’de kadına yönelik şiddet, toplumun tüm kesimlerini harekete geçirecek önlemler gerektiren bir sorun olmaya devam ediyor. Hukukçular, bu sorunun yalnızca cezalarla çözülemeyeceğini, kültürel değişim ve toplumsal cinsiyet eşitliği için adımlar atılması gerektiğini vurguluyor. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerin engellenememesi üzerine açıklamalarda bulunan Avukat Lerzenur Asan Elik, bu konuda kalıcı çözümler için toplumsal zihniyet dönüşümünün önemine değindi.

Türkiye’de kadına yönelik şiddet, sadece bireyleri değil, toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren ve çözüm için kapsamlı adımlar gerektiren bir sorun olmaya devam ediyor. Hukukçular, şiddetin yalnızca cezai önlemlerle önlenemeyeceğini, aynı zamanda kültürel bir dönüşüm ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik bilinçlendirme çalışmalarının yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu bağlamda açıklamalarda bulunan Avukat Lerzenur Asan Elik, kalıcı çözümler için toplumsal zihniyetin değişmesi gerektiğine dikkat çekerek, bu alanda yapılacak düzenlemelerin önemine vurgu yaptı.

“Hukuk sistemi yeterli ancak uygulamada eksiklikler var”

Mevcut yasaların kadını koruma konusunda önemli hükümler içerdiğini, ancak uygulamada eksiklikler bulunduğunu belirten Elik, “Anayasamız ve Türk Ceza Kanunu, kadını ve çocuğu koruma altına alan düzenlemeler barındırıyor. Ancak, bu yasaların uygulanmasında eksikler görüyoruz. Kadın ve çocuk hakları konusunda daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerekiyor” diyerek yasaların yalnızca kağıt üzerinde kalmaması gerektiğine vurgu yaptı.

“Şiddetle mücadelede bütüncül ve sürdürülebilir politikalar şart”

Şiddetle mücadelede yalnızca yasal düzenlemelerin yeterli olmayacağını belirten Elik, psikologlar, sosyologlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliğinin önemine dikkat çekti. Toplumsal zihniyeti değiştirmeye yönelik projelerin finansal açıdan desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken Elik, “Kadının toplumda ikinci sınıf olarak gösterilmesine yol açan cinsiyetçi atasözleri ve söylemler uzun vadede şiddeti körüklüyor” dedi.

“Toplumda cezasızlık algısı var”

Kadına yönelik suçlarda verilen cezaların caydırıcılığı konusuna değinen Avukat Elik, yalnızca ağır cezaların sorunu çözmeyeceğini ifade etti. “Kadına yönelik suçlarda ağırlaştırılmış müebbet hapis gibi cezalar var ancak infaz yasasındaki düzenlemeler nedeniyle bu cezalar caydırıcılığını kaybediyor” diyerek toplumda cezasızlık algısının oluştuğunu ve infaz yasasında değişiklik yapılması gerektiğini belirtti.

“Cinsiyetçi söylemler şiddeti besliyor”

“Adam gibi konuş” veya “Kızını dövmeyen dizini döver” gibi cinsiyetçi söylemlerin şiddeti beslediğine dikkat çeken Elik, “Bu tür ifadeler kadınları değersizleştiriyor ve ikinci sınıf konumuna itiyor. Cinsiyetçi söylemlerle mücadele edilmesi, toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlayacaktır” dedi. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin yalnızca yasaların etkin uygulanmasıyla değil, aynı zamanda toplum genelinde cinsiyet eşitliğini sağlayacak yapısal değişikliklerle mümkün olabileceğini vurgulayan Lerzenur Asan Elik, özellikle bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.