Doç. Dr. Pınar Aslan: İspanyol televizyonlarında çok sayıda Türk dizisi yayımlanıyor
Pınar Aslan'la Türk dizilerinin başarısını konuştuk.
Röportaj: Süleyman İrvan, Fotoğraf: Hakan Koluman
İspanyol televizyonlarında yayımlanan Türk dizileri üzerine bir araştırma yapmak için İspanya’ya giden Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Pınar Aslan’la bir röportaj gerçekleştirdik.
İspanya’da University of Navarra’ya (Navarra Üniversitesi) gittim. İspanya’nın kuzeyindeki bir şehir olan Pamplona’da. Bir ay kaldım İspanya’da. 1 Haziran–30 Haziran arası oradaydım. Önce kütüphane araştırması yaptım, sonrasında da İspanyol televizyon izleyicileri ile Türk televizyon dizileri hakkında derinlemesine görüşmeler yaptım.
Yani asıl olarak Türk dizilerinin İspanya’daki popülaritesini araştırmak için gittin.
Evet.
Peki nereden aklına geldi bu fikir?
Ben zaten doktorada Türk dizileri üzerine çalışmış ve dizilerin Latin Amerika’daki başarılarını incelemiştim. Ardından İtalya ve İspanya’da, kısaca Avrupa ülkelerinde araştırma yapma kararına vardım.
Kısaca doktora çalışmandan söz edelim öyleyse. Sen doktora çalışması için Latin Amerika’ya gitmiştin diye hatırlıyorum.
Öncelikle alan araştırmamı Şili’de yaptım ama Peru’da, Arjantin’de, Uruguay ‘da, Küba’da da neler olduğunu inceledim. Küba hakkında bir kitap bölümüm de var zaten orada da derinlemesine görüşmeler yapmıştık.
Yani Türk dizilerinin Latin Amerika’da çok başarılı olduğunu gidince gördün. İspanya’da ne zamandan beri Türk dizileri yayımlanıyor?
2018’den beri yayımlanmakta. 2014’ten itibaren Latin Amerika’da yayımlandığı ve büyük başarı gösterdiği için zaten Türk dizilerinin kıta Avrupa’sına İspanya ve İtalya’dan gireceğini öngörebiliyorduk.
Aynı başarıyı İspanya’da da yakalamalarını bekliyor muydun?
Açıkçası bekliyordum çünkü reytingleri takip edince zaten görüyorsunuz. Latin Amerika’da Türk dizileri bir ulusal kanalda yayımlanmaya başladı ve çok büyük başarı gösterdi ama İspanya’da kablolu TV yayınından girdi, yani Divinity ve Nova’dan girdi. Meselâ ben 2009-2013 yılları arasında İspanya’da yaşarken Divinity kanalında sadece Amerikan dizileri yayımlanıyordu. Ben de izliyordum o dizileri ama 2018-2019’da İspanya’ya tekrar gittiğimde o kanalda sadece Türk dizilerinin yayımlandığını gördüm. Yani şöyle söyleyeyim, İspanya’da Türk dizileri alanını genişleterek popüler oldu. Sonrasında da ulusal kanallara transfer oldu. Mesela Kadın dizisi en çok izlenen ulusal kanallardan biri olan Antena 3’de yayımlandı. Bu arada, İspanya’da ilk yayımlanan Türk dizisi Fatmagül’ün Suçu Ne?, 2018’de Nova’da yayımlandı.
İspanya’ya bu sefer gittiğinde güncelde hangi diziler vardı?
Çok sayıda Türk dizisi yayımlanıyor. Örneğin, Nova kanalında Elif, Mujer (Kadın), Mar de Amor (Öyle Bir Geçer Zaman ki), Hercai ve La Novia de Estambul (İstanbullu Gelin), Corazón Herido (Kalp Yarası), Paramparça: vidas cruzadas, Doctor Alí (Mucize Doktor) olmak üzere çok çeşitli Türk dizileri var. Divinity kanalında ise Chicos de Barrio (Tozluyaka), Querida Madre (Canım Annem), Yildiz, un amor indomable (Kuzey Yıldızı), Hicran: En busca de mi hija, Secretos de Amor (Kimse Bilmez), Ömer: Sueños Robados dizileri yayımlanıyor. Antena 3 prime-time’da da Pecado Original adıyla Yasak Elma yayımlanıyor. İspanya’nın televizyon kanallarının program akışında bol bol Türk dizisi görmek mümkün.
Diziler Türkçe mi yayımlanıyor yoksa İspanyolca dublajlı mı?
Dizilerin tamamı dublajlı yayımlanıyor. Ancak Türk dizisi hayranları dizileri Türkçe izlemeyi de seviyor.
Dizileri izleyenlerle de konuştun orada. Bizim açımızdan ilginç olan neler var?
Evet konuştum. Örneğin bizde çok başarı göstermeyen bazı diziler yurt dışında başarı gösterebiliyor. Bunun da açıkçası kültürel bağlamda ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bizde 2021 yılı itibarıyla ATV’de Kardeşlerim isimli bir dizi yayımlanıyordu. İspanya’da gerçekleştirdiğim 10 görüşmeden dördünde, beşinde illa ki “Kardeşlerim’i izledik” diyenler oldu.
Türk dizilerini izleyenlerin Türkiye hakkındaki düşünceleri neler?
Açıkçası İspanyollar Türkiye’yi sever zaten. Akdeniz kültürünün de etkisi olduğunu düşünüyorum. Benim dikkatimi çeken ve araştırma sürecinde görmek istediğim bir konu da İspanya’nın İslam’a dair bakış açısının değişip değişmediğiydi. İspanya’nın Türkiye’ye değil ama Fas’tan dolayı, tarihinden dolayı İslam’a karşı bir mesafesi var. Sonuçta tarihlerinde çok büyük yer kaplıyor bu. Bunun olumsuz bir etkisi olacak mı diye düşündüm. Açıkçası böyle bir olumsuz etki göremedim Genelde Türk dizilerine Telenovela uzantısı olarak bakıyorlar, pembe dizi olarak görüyorlar. Farklı çeşitlerde Türk dizileri izledikçe “las telenovelas turcas” yerine “series turcas” şeklinde adlandırdıklarını gördüm.
Şöyle mi anlamalıyız, dizilerin başarısının altında yatan Türk dizisi olmaktan çok pembe dizi olması mıdır?
Türk dizisi olduğunun, Türk dizisi izlediklerinin farkındalar aslında. Ancak İspanya’da izlemeye alışık oldukları pembe dizi içeriğine alternatif bir içerik olarak başlayan Türk dizileri yayımlanan dizilerin de çeşitliliğiyle pembe diziden çok dizi kategorisinde olduğunu göstermiş oluyor.
Peki dublaj yaparken isimleri de değiştiriyorlar mı?
Hayır ancak isimleri net bir şekilde algılayamıyorlar. Örneğin, Latin Amerika’da fazla popüler olduğu için isimleri bizim gibi telaffuz edebiliyorlar. İspanya’da mesela Caner diyeceğine ‘’Saner’’ diyor siz zor anlayabiliyorsunuz onun Caner olduğunu. Latin Amerika’da söyleyebiliyorlar, bu büyük bir başarı bence. Meryem diyor, Sibel diyor aynı bizim gibi telaffuz edebiliyorlar. Fakat İspanya’da böyle bir etki henüz görmedim.
Dizi izleyen akademisyen olmak nasıl bir duygu?
Hocam, dizi çalışmak istiyorsan dizi izlemek zorundasın.
İspanya’da da dizi izleyen akademisyen var mı meselâ?
Vardı. Derinlemesine görüşme yaptığım bir akademisyen Türk dizilerini çok izliyordu ve hatta bir dizi müziğini telefonuna indirmişti. Ama dizi izleyen çok akademisyen yok, dizi çalışan akademisyen de çok yok. Bence Türkiye’de daha fazla dizi çalışan akademisyen olması gerekiyor çünkü Türk dizileri dünyada çok büyük başarı gösteriyor.
Dizi izlemek sanki düşük bir akademik seviye gibi algılanıyor, meselâ sana “Sen dizi mi çalışıyorsun?” şeklinde takılanlar oluyor mu?
Tabii hocam evet. Doktora tez yazma sürecinde bile bazı hocalar, “Dizi mi çalışacaksın? Ne gerek var” diyordu ama ben çalışılması gerektiğini düşünüyorum, çalışılması için de izlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Dizi çalışan bir akademisyen olmaktan memnun musun?
Memnunum elbette. Türk dizileri üzerine doktora tezi hazırlamak benim için riskli bir durumdu, çünkü Türk dizilerinin başarısının devam edip etmeyeceğini bilmiyordum o zaman. İkincisi de televizyon çalışmak çok sorgulanan bir şey. Ama geldiğim noktadan memnunum çünkü Türk dizilerinin ve Türk televizyonlarının kültür endüstrisi açısından değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bundan sonra araştırmayı hedeflediğin ülke hangisi?
Bundan sonra İtalya’ya bakmak istiyorum. Yenilerde Can Yaman ile bir dizi çekiyorlar. O dizi İtalya’nın TRT’si olan RAİ’de yayımlanıyor. Can Yaman’ı tamamen oraya ihraç ettiler yani. Can Yaman orada çok büyük markalar ile çalışıyor, Ferzan Özpetek ile bir reklam filmi çekti. Orada çok ilginç bir Türkiye sembolizmi oldu Can Yaman üzerinden. O yüzden İtalya’ya da bakmak istiyorum.
Seninle Türk dizileri konuşmak zevkliydi. Gördüğün gibi ben de dizi izliyorum.
Bir iletişimci olarak bu kadar başarı gösteren bir şeye bakmak gerektiğini düşünüyorum. Sırf meraktan bile olsa.
Ben zaten dizileri popüler kültürün bir parçası olarak görüyorum. Dizilere kitle kültürü tarzı küçümseyici bir bakışa gerek yok, eğer insanlar o dizileri izliyorsa oraya bir bakmak lazım sonuçta biz iletişimciyiz yani. Ama illa iletişim yönünden bakmaya da gerek yok, haz almak yeterli dizi izlemek için.
Şu anda araştırmamın bir boyutu da dizi oyuncularının hayran kitlesi, gerçekten inanılmazlar. Her yerde varlar. Bu kadar sınırları aşmış bir potansiyele Türkiye’nin yukarıdan bakma lüksü yok gibi geliyor bana.