Taner Aydos: Bugün yüzbinlerce takipçisi olan bir influencer, bir anda yıldızı sönen insanlara dönüşebiliyor
Taner Aydos ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Eda Nur Harmanda
Youtube Türkiye'de milyonlarca kez izlenen, teknoloji kanallarının duayen isimlerinden biri olan PC Hocası Tv'nin Genel Yayın Yönetmeni Taner Aydos ile bir röportaj gerçekleştirdik. 492 bin aboneye sahip bu kanalda bilgisayar, PC, sistem toplama, oyun bilgisayarı, laptop tavsiyeleri, oyuncu ekipmanları, farklı markalara sahip iki ürünün karşılaştırılması ve inceleme videoları yer alıyor. Aynı zamanda sadece Youtube'da değil pchocasi.com sitesinde teknoloji dünyasındaki gelişmeleri, haberleri güncel olarak aktaran bir platforma da sahip.
PC Hocası TV nasıl kuruldu?
PC Hocası TV 2014 yılında kuruldu. Öncesinde çalıştığımız bir dijital pazarlama firmasındayken teknolojiye ilgim aşırı fazlaydı. Sürekli teknoloji marketlerine gidip aylık çıkan dergileri alır okurdum. Sonrasında bu hobiyi çalıştığım şirkette yazıya dökmeye karar vererek pchocasi.com isimli domaini satın aldım ve web sitesini kurdum. Ufak ufak teknoloji makaleleri yazarak aslında başladı her şey. O dönemde çalıştığımız şirket dijital pazarlama üzerine olduğu için, bir makalenin Google'da nasıl ilk sayfalara gelebileceği, nasıl hit alınacağı ve en çok aranan kelimeler ile ilgili nasıl hareket edebileceğimi bildiğim için yükselişi biraz hızlı oldu ve 2016'nın sonunda aylık 350 bin ziyaretçisi olan teknoloji sitesine dönüşmüş ve Google News kaydı almıştı. Ancak YouTube Türkiye'de popülerleştiği o dönemlerde sadece makale üzerinden gidilemeyeceğini fark etmiştim.
Kuruluş aşamasında karşılaştığınız zorluklar nelerdi?
Bu dönemde karşılaştığım en büyük zorluk, çalıştığım firmadan ayrılıp, sıfır sermaye ile büyük bir risk alarak bu hobimin peşinden gitmek olmuştu.
Bu ismi neden seçtiniz? Herhangi bir hikâyesi var mı?
Tabii ki. İlk çalıştığım dijital pazarlama firmasının adında da ‘Hocası’ geçiyordu. Ben de bir teknoloji sitesi açacaktım. Bilgisayarları ve donanım birimlerini çok seviyordum. Firma sahibinden izin alarak sitemin adını PC Hocası yapmak istedim.
Taner Bey, aynı zamanda yazılım ve teknoloji haberciliği alanında da çalışmalar yapıyorsunuz. Bunlara başlama amacınız nedir?
Biraz mesleki sanırım bu durum. Yazılım (Mobil ve Web), SEO, Adwords, Dijital Pazarlama ve Growth Marketing alanında 14 senedir deneyim sahibi olarak kendimi yetiştirme fırsatı buldum. Kendi mesleğimi seviyordum ancak kendi işimi yapmadığım için çok büyük keyif almıyordum. Biraz risk alarak kalıbın dışına çıkmak istedim. Aslında o dönem aynı işyerinde çalıştığım arkadaşlarımın şimdiki ortaklarım olacağından habersizdi her şey. Biraz birbirimizi ‘yapabiliriz’ mantığında, biraz da kendi mesleğimizden bir şeyler katarak hızlı ilerlemekti hedef. O yüzden teknoloji haberciliğini mesleğimiz ile birleştirme fırsatı bulduk.
PCH ofisinde nasıl bir çalışma ortamı var?
Toplam 7 kişi ofiste aktif çalışıyor. Dışarıdan da destek aldığımız 8 arkadaşımız var, freelancer olarak. 15 kişilik ekibin bir araya gelmesi kolay olmadı ama zaman içerisinde hedeflediğimiz noktalara gelebilmek için pek çok çalışan arkadaşımız bizimle başladı, ayrıldı ve düzene girmesi ortalama 3 yılımızı aldı. Bugün PC Hocası ofisinde yıllar öncesinden emeği olan ve hâlâ görüştüğümüz pek çok arkadaşımız var. Çalışma ortamımız herkesin sorumluluklarının farkında olduğu, rahat ve işini zamanında yapabilmesi üzerine kurulu.
Ofisteki zamanlama düzeni nasıl?
Meselâ mesai saati kavramımız esnek. Saat 10'da başladığımız gibi, bazı çalışan arkadaşlarımız 11'de gelir. Kimse neden 11'de geldiğini sormaz. Çünkü çalışan arkadaşımız da o bilinçte olduğu için, akşam 6'da biten mesai saatini gözetmeden işini tamamlayarak ofisten ayrılır. Bu esnek çalışma saatlerinin daha verimli olduğunu düşünüyoruz.
Teknoloji sektöründe çalışmak nasıl bir deneyim?
Çok hızlı ve her şeyin anlık değişebileceği bir sektör aslında. Sabah bir uyanıyorsunuz, büyük bir teknolojik gelişme piyasaya sürülmüş ve siz bu teknolojiyi öğrenip insanlara anlatmak durumundasınız. Belki de işimizin en can alıcı noktası burası.
Keyif verici kısmı nedir?
Yenilik çok fazla olduğu için, tekrara düşmeden işinizi yapabiliyor olmak keyif verici kısmı.
Peki bu sektörde çalışmayı düşünen kişilerin sahip olması gereken kriterler nelerdir?
Türkiye'de biraz hızlı tüketiyoruz her şeyi. Buna istinaden anlık gelişen teknolojiye ayak uydurmak biraz zor. Saat kavramı da yetersiz. O yüzden keyif aldığınız süre boyunca takip etmek ve onu herkesten önce doğru uygulamak ortaya iyi sonuçlar çıkartıyor. Eğer vakit kavramında sorun yaşıyorsanız, bu, sektöre yetişme hızınızı düşürür ve geride kalabilirsiniz. Hızlı şekil alabilmek en büyük kriterlerden birisi.
Youtube’da diğer teknoloji kanallarıyla ilişkiniz nasıl?
Pek çoğunu tanıyor ve görüşüyoruz aslında. Teknoloji sektörü Türkiye'de kanal bakımından iki elin 10 parmağını fazla geçmiyor. Buna istinaden sektör biraz küçük ve herkes birbirini tanıyor ve elinden geleni imkânlar doğrultusunda yapmaya çalışıyorlar.
Sizi onlardan farklı kılan nedir?
Farklı olmak için yeni fikirler geliştirmek şart. Bunu yapmazsanız, maalesef sürekli tekrara düşüyorsunuz. Bu bizim istemediğimiz bir durum. Aslında masanın başında oturup, insanlara bir şeyler sunmaktan bahsediyorum. Bu gerek video edit aşamasında, gerek sunduğunuz video içeriğinde, gerekse hazırladığınız fiziksel projeler için geçerli. Meselâ yurt dışında çok büyük ve devasa projeler yapılıyor. Türkiye'de ise bu tür projelerin sayısı çok çok az. Biz biraz daha yurt dışındaki rakiplerin arasına girerek gerek fuarlar, gerek teknolojik gelişmeler anlamında önde olmaya çalışıyoruz.
Bunun için neler yapıyorsunuz?
Meselâ Tayvan'da her sene dünyanın en büyük teknoloji fuarlarından birisi olan Computex gerçekleştiriliyor ve dünyanın her yerinden özel bilgisayarlar yapan modder adı verilen kişiler bu fuarlara katılarak ülkelerini temsil ediyorlar. Fakat 2023 yılındayız. Bugüne kadar o fuara Türkiye'den bir tane proje gitmemiş. Sadece Tayvan'a değil, diğer fuarlara da aynı şekilde. Katılım gerçekleştiriyoruz fakat proje götüremiyoruz. Biz bu sene ilk kez Computex'e başvurup, Türkiye'yi temsil edebilecek projeler götürmeye başladık.
Peki bu kadar izlenme alacağınızı ve takipçi sayınızın artacağını bekliyor muydunuz?
Öngörüsüz bir şey aslında bu. Kanalınızı ilk açtığınızda amaç video hazırlayıp büyük emeklerle koyup, günün sonunda ‘1 haftada 10 bin izlenmeye ulaştım’ ise bu sürdürülebilir bir durum değil. Çünkü ikinci hazırladığınız videoyu Youtube insanlara faydalı görüp ulaştırmayabilir. Elbette bu kadar erişime ulaşacağımızı tahmin etmiyorduk ama yıllar sonra karşılığını alabiliyor olmanın keyfi de oluyor. Çünkü yeni bir Youtube kanalı açıp hele ki teknoloji sektöründe içerik üretecekseniz farklı şeyler yapmadığınız sürece izlenmelerinizin çok düşük kalması muhtemel. Çünkü Youtube kendi ağında bu içeriklerin zaten binlerce örneği olduğunu biliyor. Farklı olmadığınız sürece gelişemiyorsunuz. Günün sonunda hedeflediğiniz bir sınır eşiğine ulaşıp sürdürülebilirliği devam ettirmek birbirini tetikliyor.
Teknolojinin hızla gelişmesi sizi nasıl etkiliyor?
Hem olumlu hem de olumsuz. Olumlu tarafı, yeni teknolojileri öğrenip insanlara hızlı şekilde anlatabilmek için mesai saati kavramını kaldırmak gerekiyor. En basit örneği bugün ABD'de tanıtılan bir ürün ABD saatine göre 14:00'te ise Türkiye'de akşam 22:00'da bu lansmanı takip edip deneyimleri doğru aktarmak gerekiyor. Ertesi güne de videoyu hazırlamak ve anlatımı yapabilmek için metni yazmanız lazım. Olumsuz gibi görünen bu özellik sayesinde aslında sürekli yeni şeyler öğreniyorsunuz. Bu bazen günlük, bazen saatlik oluyor.
Olumsuz yanı ise, bazı ürünleri ve teknolojileri anlatırken insanlardan alabileceğiniz tepki. Mesela yeni geliştirilen bir sanal gerçeklik gözlüğü yurt dışında 2 bin dolara duyurulurken, Türkiye'de bugünkü dolar kuru ile vergiler dahil ortalama 85 bin lira civarına tekabül ettiğinde otomatik olarak fiyat büyük bir kesime yüksek geliyor. Bu fiyat teknolojinin önemli özelliğinin önüne geçtiğinde yaşayabileceğiniz olumsuz yorumlara hazırlıklı olabilmek her zaman önemli.
Yaptığınız iş göz önünde. Haliyle iyi yorumlar olduğu kadar olumsuz eleştirilere de maruz kalıyorsunuzdur. Bunlarla nasıl baş ediyorsunuz?
Eleştiriye açık olmayı açıkçası PC Hocası olarak seviyoruz. Çünkü hata yapmama olanağınız yok. Her zaman hata yapabilirsiniz. Bu gerek anlık videoda, gerek yapılan paylaşımlarda, gerekse hazırlanan haber içeriklerinde. Haliyle takipçi kitlemiz içinde ‘eleştirmeyi bilen’ insanlardan yorumlar aldığımızda onlara cevap verip, haklı olduklarında doğruluklarını, doğru olmayan bir yorumda ise izahını yaparak ilerliyoruz. İş biraz toksik yorumlara kaydığında ise bu tarz düşüncelerin ‘eleştirmeyi bilmiyor’ kategorisinde yer aldığını düşünüyoruz. Çünkü eleştiri yapıcı olduğunda faydası gerçekten oluyor ve siz onu düzeltiyorsunuz. Ancak eleştiri boyutu, dozajı aştığında o münakaşadan başka bir şeye maalesef yaramıyor. Zaman içerisinde binlerce yorum ile karşı karşıya kalınca aslında daha kolay tecrübe ediyorsunuz. Neye nasıl cevap verdiğinizi bilmek önemli. Fakat karşınızdaki insanı ikna edebilmek ve sorduğu ya da eleştirdiği soruya doğru cevap verebilmek her iki tarafı da ikna edici oluyor.
Videolarınızı çekmeden önce herhangi bir hazırlık süreci var mı?
Her video ortalama 2 gün sürüyor. Aslında sosyal platformlarda izlenen videoların arka planındaki bu hazırlık süreci ortalama 10 dakikalık videoya sıkışıyor. Youtube'da bir videoya denk gelip, onu açıp izlemeye başladığınızda edit sürecini de düşünmek gerekiyor. İki günde hazırlanan bir videonun 10 dakikaya sığdırılıp insanlara sunulması ve elinizin altındaki mouse ile istediğiniz dakikaya tıklayabiliyor olmak biraz içerik üreticilerini üzüyor. Bu duruma örnek vereyim. Teknolojik bir ürünü inceleyip anlatabilmek için ilk olarak ürünün geçişlerinin alınıp, performans testlerinin, sıcaklıklarının, iç yapısının sökülüp hangi malzemelerin kullanıldığını ve ortaya çıkan bu ürünün günün sonunda ne kadara satıldığını insanlara anlatabilmenin süreci 1 gün sürüyor.
Editörlük süreci nasıl sürüyor?
Geçişler alındıktan sonra Youtube'a içerik üretebilmek için önce metin hazırlıyoruz. Bu metinde hangi dakikada hangi geçişin kullanılacağı, hangi saniyede hangi efektlerin geleceğine kadar yazılıp sonra video editörüne teslim ediliyor. Editör arkadaşımız da metindeki kâğıdı çıktı alarak önüne koyuyor ve dakika dakika videoyu metne göre editlemeye başlıyor. Video bittikten sonra son kontrol için oturup izliyor ve render alıyoruz. Sonrasında her video için özel olarak kapak fotoğrafları çekilip hazırlanıyor. Kapak fotoğrafı deyip geçmeyin. Youtube algoritmalarına göre bu görsellerde kullanılan renklerin bile önemi var. Son aşamada ise video yükleniyor, açıklama bölümleri SEO'ya uygun hazırlanarak yayımlanıyor. Tüm bu süreç ortalama iki gün sürüyor. Büyük projelerde 4-5 gün sürdüğü de mutlaka oluyor.
Yaptığınız reklamları, sponsorlukları neye göre değerlendirip kabul ediyorsunuz? Yeterince objektif kalıp eleştirilerinizi yapabiliyor musunuz?
Türkiye bu durumda diğer ABD, Avrupa kanallarına göre daha pasif durumda. Meselâ iki farklı markayı yan yana koyup artı ve eksi özelliklerini insanlara anlatmak firmaların çok istediği şeyler değil. Videoda tek marka olarak anılmak istiyorlar. O yüzden bu algının aslında aşılması gerektiğini ve inceleme videolarında özellikle birden fazla markanın rahatlıkla karşılaştırılabildiği dönemlerin gelmesini umuyoruz. Buradaki kısır döngü biraz sektörü ileri gitmekten alıkoyuyor. Pek çok sponsorluk talebi tabii ki kanalın büyüklüğüne göre geliyor. Ancak her markayı ve ürünü kabul etmiyoruz. Çünkü inceleme videosunu hazırlamadan önce bu ürünlerin kullanılması ve deneyimlenmesi şart. Kötü bir deneyime sahip olduğumuz ürünü almak veya insanlara anlatmak istemiyoruz. Ancak her markanın her ürünü de çok iyi olmayabiliyor. Önemli olan, video aşamasındayken ürünün olumlu ve olumsuz yanlarını belirtebilmek. Olumsuz yanlar belirtilirken daha yumuşak bir dil kullanmak önemli. Direkt iğneleyici kelimelerden ziyade ‘bu özelliğin şu özellik ile aynı olmasını beklerdim’ tarzı yaklaşımlar ne markaya ne de anlatıcıya bir zarar verir. Bu sayede daha objektif bir içerik üretebiliyorsunuz.
İnceleme videolarında hangi detaylara önem verilmelidir?
İnceleme videosu dediğinizde o videoya tıklayan bir kişinin ürün hakkında her detaya, her teste sahip olması lazım. Meselâ laptop incelemesi yaparken laptopların kullandığı fanların hız testine, hoparlörlerin dB testine, kamera kalitesine, oyunlarda verdiği sıcaklıklar ve performans değerlerine kadar anlatılması gerektiğini düşünüyoruz. Günün sonunda x fiyata satılan o ürünün rakipleri karşısında neler vaat ettiği veya edemediği bilinmesi gerekir.
PC Hocası TV kanalı olarak gelecekte hangi projeler ve hedefler var?
2024 yılındaki ilk hedefimiz yurt dışındaki büyük fuarlara katılıp kendi hazırladığımız Custom PC projelerini oralarda temsil edebilmek. Bunun ilk aşamasını başarı ile gerçekleştirdik. İkinci planımız ise işlemci ve ekran kartı firmalarının geliştirdiği ürünlerin yurt dışında hazırlanan performans testlerinde kırdıkları dünya rekorlarına ulaşabilmek veya yaklaşabilmek. Meselâ yeni çıkan bir işlemcinin sıvı azot ile soğutulup -120 derecelerde Overclock yapılarak büyük skorlara ulaşmak sizi bir anda dünyanın en iyi ilk 10 puanlaması arasına sokabilir. Türkiye'de şu an bu çalışmalar yürütülmüyor.
Sosyal medya fenomenliği, youtuberlık ve influencerlığın bir meslek olup olmadığı tartışma konusu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz biraz daha bu kalıpların dışındayız aslında. Teknoloji editörü olmak isteyen arkadaşlarım kendilerini sağlıklı olarak geliştirdikleri takdirde bu işi meslek olarak yapabilirler. Ancak influencer, fenomenlik ve Youtuberlık bir meslek olmamalı. Mesela yarın Youtube'un herhangi bir sebepten Türkiye'de kapanmayacağının bir garantisi var mı? Geçtiğimiz senelerde oysaki yaşamıştık. Ya da farklı sosyal medya platformlarının? Diğer tarafta, bugün yüz binlerce takipçisi olan bir influencer, yarın takip edilmeyen ve bir anda yıldızı sönen insanlara dönüşebiliyor. Yapacağınız en ufak bir hata dışında da bu durumlar gerçekleşebiliyor. O yüzden arka planda mesleğinizin olması önemli. Verdiğim bu örnek aslında yaşanmışlıklarla dolu, gördüğümüz ve duyduğumuz insanları temsil ediyor. Influencer kavramını açıkçası çok sevmiyorum. Bir insanın ürünler hakkında deneyim sahibi olabilmesi için önce o ürünleri ve bahsi geçen şeyleri deneyimlemesi gerekir. Ürünlerin birkaç sitede yer alan açıklamalarını okuyarak ürün tavsiyesi yapılmamalı.