Prof. Dr. Elif Korap Özel: Google gazeteciliğinde okur ilgisi haber değerinden daha önemli
Prof. Dr. Elif Korap Özel ile Google gazeteciliğini konuştuk.
Röportaj: Furkan Kılınç
Türkçe literatürde son zamanlarla kullanılmaya başlayan Google Gazeteciliği kavramı, arama motorlarında en çok sorulan kelimelere ve cümlelere odaklanarak haber yazmayı anlatan bir gazetecilik anlayışı. Türkiye’de bu kavramı kullanan akademisyenlerden birisi İzmir Katip Çelebi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Elif Korap Özel. Biz de bu konuda daha fazla bilgi edinmek amacıyla Elif Korap Özel hocayla bir röportaj gerçekleştirdik.
Google gazeteciliğini nasıl tanımlarsınız?
Google odaklı bir gazetecilik pratiği diyebiliriz. Dijitalleşmeyle birlikte haber tüketim alışkanlıklarının hızla değiştiğini görüyoruz. Okurun/izleyicinin habere ulaştığı önemli mecralardan biri de arama motorları. Okurlar artık tıpkı bir ayakkabı satın almak istediğinde yaptığı gibi, haber okumak için de arama motoruna girip bazı anahtar sözcükleri yazıyor. Sonra da karşısına çıkan haber linklerinden birini tıklıyor. Bu yeni tür haber okuma pratiği, medya kuruluşlarını arama motorunun ilk sayfasında çıkmaya zorluyor. İlk sayfada yoksan, haberini okutamazsın! Bu da gazetecilerin arama motoru optimizasyonuna (SEO) yönelmesine neden oluyor. Gazetecilikte SEO’yu, Google aramalarında organik olarak üstlerde çıkabilmesi için gazetecilerin haberlerini arama motorunun beklentilerine uygun olarak düzenlemesi olarak açıklayabiliriz. Günümüzde en çok kullanıcıya sahip olan arama motoru Google olduğu için, gazetecilikte yapılan SEO faaliyeti de ‘Google Gazeteciliği’ olarak tanımlanıyor. Bu ifadeyi Plesner 2009 yılında kullanmıştı, daha sonra biz de SEO ve gazeteciliğe ilişkin çalışmalarımızda bu ifadeyi kullanmayı tercih ettik.
Google gazeteciliğinin geleneksel medyadaki gazetecilikten farkı nedir?
Geleneksel gazetecilikteki haberci–alımlayıcı ilişkisinde okurun rolü iletilen mesajları yorumlamaktan öteye gitmiyordu. İzleyicinin aktifliği ancak medya içeriklerinin algılanmasında söz konusuydu. Haber üretim sürecinde okurun pasif bir rolü vardı. Dijitalleşmeyle birlikte okur ölçüm sistemlerinin gelişmesi, yani okur davranışlarının ölçülebilmesi okurun da yeni bir tür eşik bekçisi olmasına yol açtı. Okur dijital habercilikte artık aktif bir role sahip, twitter’da TT yaparak bir konunun haber değeri olmasa bile haber olmasını ya da kasıtlı biçimde görmezden gelinen bir konunun haberleştirilmeye zorlanmasını sağlayabiliyor. Tıklayarak ya da tıklamayarak bir konunun sayfada hangi konumda gösterileceğinde belirleyici olabiliyor, haberin içinde geçirdiği süreyi görüyoruz, dolayısıyla haber iyi yazılmış mı, ilgi çekiyor mu, clickbait (tık tuzağı) mi içeriyor anlayıp yeniden düzenleyebiliyoruz. Sadece bu da değil. Eşik bekçisini en fazla yönlendiren okur davranışı ne diye merak ettik ve bir araştırma yaptık. İlk sırada okurun tıklama eylemi vardı, hemen ikinci sırada ise okurun arama motorunda yaptığı aramalar. Gazeteciler okurun hangi konuları aradığını Google Trendler’den öğrenip hemen o konuda haber üretebiliyor. Günün her saati gerçek zamanlı olarak arama trendleri gazetecilerce takip ediliyor ve okur neyi bilmek isterse haberleştiriyor. Sorunuza gelirsek, Google gazeteciliğinin geleneksel gazetecilikten pek çok açıdan farkı var. Haber kaynakları, haber konuları, haber faktörleri, haber yazımı ve gazetecilik amaçları bakımından farklı olduklarını söyleyebiliriz. Ama bana sorarsanız en önemli fark ne diye… Google gazeteciliğinde okur ilgisinin haber değerinden daha önemli olduğunu söyleyebilirim. Okurun bir konuyu merak etmesi ve araması diğer bütün haber faktörlerinden önemli Google gazeteciliğinde. Okur Google’da aradıysa o konu haber olur! Haberciliğin sadece okur ilgisine indirgendiği bir habercilik pratiği olması gazetecilik açısından problemli elbette.
Google gazeteciliğinde haberin doğruluğu nasıl sağlanıyor?
Google gazeteciliğinde genellikle masa başı bir habercilik pratiği yapıldığını görüyoruz. Çoğunlukla haberler ajanslardan temin ediliyor. Sosyal ağlar, bloglar, internet kaynakları da diğer haber kaynakları. Bir araştırmacı gazetecilik faaliyeti yürütülmediğini söyleyebiliriz. Daha çok başkalarının ürettiği içerikleri ‘aktarmak’ gibi. Ajanslardan gelen bilgilerin teyit edildiğini düşünmüyorum. Ajansın doğru bilgi verdiği varsayılıyor. Sosyal ağlar ve diğer internet kaynaklarından elde edilen bilgileri doğrulamak için ise çapraz kontrol, habere konu kişiye, uzmanlara vb. doğrulatma ya da teyit platformlarından kontrol etme gibi seçenekler değerlendirilebilir. Yine Google News Initiative, tamamıyla içerik teyitlemeye odaklanmış bir Google versiyonu. Google, gazeteciler ve araştırmacılar için veri doğrulamayı kolaylaştırmak için arama motorunun farklı bir versiyonunu geliştirdi. Bu da kullanılabilecek araçlardan. Ama bunlar kullanılıyor mu derseniz, Google gazeteciliğinde çok da bu işe vakit ayrıldığını düşünmüyorum. Zaten hazır haberleri Google’a optimize edecek stratejileri büyük bir hızla uygulayıp haberi herkesten önce siteye girmek ve tık almak asıl amaç.
Google gazeteciliğinde telif hakları ve intihal konusunda nasıl bir politika izlenmektedir?
SEO haberi yapan gazeteciler haberi aldıkları kaynağı belirtmekle yetiniyor. Ajanstan aldıysa ajansın adını kullanıyor, başka bir haber sitesinden aldıysa haber sitesinin adını yazıyor. Çünkü kaynağın adını belirttiğiniz sürece hukuken bir sorun yaşanmıyor. Bu tabii sıkıntılı bir durum. Çünkü Habertürk’ten Fatih Altaylı’nın yazısını olduğu gibi alıp Habertürk’teki köşe yazısında şunları yazdı diye verebilirsiniz. Ve siz Habertürk’ten daha fazla tık alabilirsiniz. Buna karşı hukuki bir yaptırım yok. Genel olarak internet haberciliğinde telif haklarıyla ilgili sorunlar var. Bunun için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerek. Medya örgütleri de telif ve intihal sorunuyla mücadele etmek için SEO’dan faydalanıyor. Yani kendi haberini Google’da ilk sıralara çıkarmak istiyor ki tıklanmayı kendi alabilsin.
Google gazeteciliği yalnızca ana akım haber kaynaklarından mı faydalanıyor yoksa alternatif medyaları da içeriyor mu?
Google gazeteciliğinde genellikle masa başı bir habercilik pratiği olduğunu görüyoruz. Çoğunlukla haberler ajanslardan temin ediliyor. Twitter gibi sosyal ağlar, bloglar, internet kaynakları, internet ansiklopedileri, veri tabanları, resmî kurumların siteleri, kamu görevlileri, siyasetçiler gibi kamuoyuna mal olmuş kişilerin sosyal medya hesapları artık birer haber kaynağı. Ancak bunlar artık geleneksel medya için de haber kaynağı. Google gazeteciliği özelinde konuşursak, ana haber kaynağı Google Trends. Google Trends’ten anlık arama trendini, günlük, haftalık, aylık, yıllık arama geçmişini görebiliyorlar. Yani neyi haber yapacaklarına Google Trends’teki arama geçmişine bakarak karar veriyorlar. 'Google Trends'i anlık arama artışı olan anahtar kelimeleri belirlemek için, 'Google Adwords'ü belirli bir zaman aralığında aranan anahtar kelimelerin yoğunluğunu ve benzer anahtar kelimeleri bulmak için, 'Google Analytics'i ise hedeflenen anahtar kelime ile üretilen içeriğin aldığı anlık trafiği anlamak için kullanıyorlar. Google Search Console, Moz, Ahrefs, Semrush, LRT, SEO Monitor, Screaming Frog gibi başka ücretli/ücretsiz araçlar da kullanılıyor. Bu araçlarla anahtar kelimeyi, yani haber konusunu belirledikten sonra ilgili konuyla ilgili enformasyonu ise az evvel saydığım kaynaklardan derliyorlar.
Google gazeteciliği gelecekte gazetecilik alanı için ne anlama gelmektedir?
Bir gazeteci Google gazeteciliği için ‘gerekli kötü’ demişti. Pek çok bakımdan habercilik ve okur açısından ‘iyi değil’. Ama mevcut rekabet ortamında da gerekli! Şu anki durumu bu, ‘necessary evil!’ Gelecekte ise Google ciddi haber kuruluşlarına haberlerini kullanabilmek için para ödemek zorunda kalabilir diye düşünüyorum. Dünyada bunun ilk uygulamaları başladı bile. Artık dijital emeğin sömürüsü ve Google kapitalizmi gibi konularda bir aydınlanma yaşanacak diye düşünüyorum.