Haber Üsküdar - Ferhat Ünlükaya

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı ile Gazetecilik Bölümü öğretim üyeleri, gazetecilik mesleği ve gazetecilik eğitimi hakkında sorularımızı yanıtladı.

Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör, Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, Gazetecilik Bölümü öğretim üyeleri Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal, Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan ve Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin, gazeteciliğin neden önemli bir meslek olduğunu ve gazetecilik eğitiminin neden gerekli olduğunu anlattılar.

Prof. Dr. Nazife Güngör: “Gazetecilik demokratik toplum için gereklidir”

Gazetecilik mesleğinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Nazife Güngör, “Gazetecilik, özellikle ‘demokratik toplum’ için gereklidir. Medya, gazete ve gazetecilik, toplumun demokratikleşmesinde, bireyin olgunlaşmasında, gelişmesinde ve bilgi sahibi olmasında en önemli araçtır. Çünkü medya ve gazetecilik, bireyin özgür iradesi ile seçimlere katılması, özgür iradesi ile karar verebilmesi, özgür iradesi ile çeşitli konuları neticelendirebilmesi, içinde yaşadığı dünyaya dair söz sahibi olabilmesi, bu dünyaya ilişkin bir tavır sahibi olabilmesi, bilinçli ve bilgili bireyler olabilmesi için tüm bilgilendirme süreçlerinde önemli imge aktarım araçları arasında birinci sıradadır” dedi.

“Gazeteci herkesten daha iyi olmak zorundadır”

Gazetecilerin, sahip oldukları sorumluluklar nedeniyle kendilerini iyi yetiştirmiş bireyler olması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Güngör, “Gazetecinin toplumda kanaat önderi olma, toplumu bilgilendirme gibi misyonu var. Dolayısıyla gazeteci herkesten daha iyi olmak zorundadır. Bu da iyi eğitim alarak ve kendini olabildiğince geliştirerek olur. Gazetecinin işi bilgi olduğu için öncelikle kendisini bir entelektüel olarak yetiştirmesi gerekiyor. Bu yüzden bir gazetecinin dört yıllık lisans eğitiminin üstüne yüksek lisans ve doktora yapması oldukça önemlidir” şeklinde konuştu.

Her gazeteci, toplumda bir kanaat önderidir”

Gazetecilik eğitimi alan birinin, bu eğitimin yanı sıra başka donanımlara da sahip olması gerektiğini söyleyen Prof. Güngör: “Her gazeteci, toplumda bir kanaat önderidir. Toplumu bilgilendiren, halkı aydınlatan, insanlara yaşadıkları dünya hakkında bilgi veren, içinde yaşadığı dünyanın siyasal sisteminin işleyişi hakkında, içinde yaşadığı toplum ve sistematik hakkında insanları bilgilendiren birtakım kişiler ve kurumlardır. Bu nedenle günümüz dünyasında bir gazetecinin dijital iletişim teknolojilerine çok hâkim olması gerekiyor. Teknoloji bilgisine sahip olması ve onları çok iyi kullanması, yabancı dil bilmesi, entelektüel bilgisinin yüksek olması ve iyi bir yazar olması oldukça önemlidir. Bunların hepsi de iyi bir eğitimden geçiyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Süleyman İrvan: “Gazetecilik mesleği sayesinde olan biteni öğrenebiliyoruz”

Gazetecilik mesleğinin önemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Süleyman İrvan şunları söyledi: “Gazeteciliğin neden önemli bir meslek olduğuna baktığımızda, insanlar günümüzde gazeteciliğe uzak duruyor ama sonuçta bütün hikâye orada dönüyor. Gazetecilik olmasa şu an olan bitenlerden haberimiz bile olmayacak. Mesela Beyrut’ta bir patlama oldu. Düşünün, dünyada doğru düzgün bir medya olmasa Beyrut’taki patlama haberinden bile haberdar olamayacağız. Biz patlamayı duyana kadar aylar geçecek belki ama biz anında öğrendik, oradaki insanlara yardım etmeye başladık. Aslında baktığımızda gazetecilik pek çok noktada katkı yapıyor. Gazetecilik, insanların yardımlaşmasına, sorunlarının giderilmesine katkı sağlıyor veya bir bölgede sorun olduğu zaman insanları uyarıyor. Bunların hepsi gazetecilikle alakalı. Gazetecilik olmasa dünyada hayat durmuş gibi olacak, biz sadece yakın çevremizdekileri bileceğiz ve başka hiç bir şey bilemeyeceğiz. Gazetecilik bu bakımdan çok önemli bir meslektir. Bu meslek en eski mesleklerden birisi, iletişimin ilk mesleği. Dolayısıyla çok kıymetli.”

“Gazetecilik eğitimi ile bu işin nasıl daha iyi yapılacağını aktarıyoruz”

Gazetecilik eğitiminin neden önemli olduğunu Prof. İrvan şöyle açıkladı: “Aslında gazetecilik eğitimi ‘meslekleşme’ ile doğrudan ilişkili. Zanaat ile profesyonel meslek arasında farklar var. Zanaatta usta-çırak ilişkisi söz konusu. Usta ne yaparsa çırak onu görüyor ve uyguluyor. Usta-çırak ilişkisinin ötesindeki profesyonel mesleklerde  bilgi birikimi çok önemli. O bilgiyi eğitim kurumları aktarıyor. Bunun yanında gazeteciliğin etik değerleri söz konusu. Etik değerler olmasa belki yalan haberlerle, asparagasla daha çok karşılaşacaktık. Üniversite eğitimi bunu da veriyor. Sonuçta eğitimde gazeteciliğin nasıl daha iyi yapılacağını aktarıyoruz. Eğitimli gazeteci ile gazetecilik eğitimi almamış gazeteci arasında ciddi farklar var. Gazetecinin bakış açısında, haberi değerlendirmesinde, kaynakların gazeteciyi manipüle etmesinde ciddi farklar ortaya çıkıyor. Çünkü eğitimli gazeteci sorgulayan gazetecidir, ‘bu kişi bana bu bilgiyi veriyor ama ne karşılığında veriyor?’ gibi sorgulamalar yapar. Eğitim, eleştirel bir bakış açısı kazandırır. Haber kaynaklarınızı teyit etmeyi, doğrulatmadan yayımlamamayı öğrenirsiniz. Tarihsel süreç içerisinde gazetecilik 17. yüzyıl başlarında başlıyor. Ancak profesyonel bir meslek haline gelmesi 20. yüzyılda gerçekleşiyor. 20. yüzyıl başlarında gazeteciliğin neden olduğu sorunlar artınca diyorlar ki, ‘Bu böyle olmaz. Bunun eğitiminin olması gerek. Gazetecilik eğitimi bu şekilde başlıyor. Bugün Türkiye'de 40 civarında iletişim fakültesinde gazetecilik eğitimi veriliyor. Bütün amaç daha iyi gazetecilerin yetişmesi, gazeteciliğin daha iyi yerlere gelebilmesi için. Bütün mesele bu aslında.”

Doç. Dr. Gül Esra Atalay: “Donanımlı gazeteci olmak gerekiyor”

Gazeteciliğin önemi hakkında düşüncelerini dile getiren Doç. Dr. Gül Esra Atalay, “Bence gazetecilik çok önemli mesleklerden birisi. Aslında içinde yaşadığımız ülke hatta içinde yaşadığımız dünyada neler olup bittiğini gazeteciler sayesinde öğreniyoruz. Başka türlü öğrenmemiz çok kolay değil. Bu anlamda gazeteciler, içinde yaşadığımız toplumu, içinde yaşadığımız ülkeyi, içinde yaşadığımız dünyayı anlamada bize birer kapı açıyorlar. Bu anlamda gazetecilik çok sorumluluk isteyen, özellikle de demokrasi için vazgeçilmez alanlardan birisi. Gazeteciler halkın haber  alma hakkını elde etmelerini sağlıyor. Aynı zamanda gazeteciler, yönetenler ve yönetilenler arasında bir köprü görevi görüyor. Yönetilenlerin seslerini yöneticilere duyurması gerekiyor ve bu işlevi de gazeteciler yerine getiriyor” şeklinde konuştu.

"Gazeteci olacak kişilerin iyi eğitim almaları gerekiyor" 

Gazetecilik eğitimine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Atalay, “Öncelikle gazetecinin belirli bir bilgi birikimine sahip olması gerekiyor. Bütün bunlar iletişim fakültelerinde gazetecilik bölümlerinde veriliyor. Şu an pek çok kişi gazetecilik adı altında birtakım faaliyetler sürdürüyor. Fakat iyi eğitim almış, entelektüel açıdan gelişmiş, birçok yerden beslenen ve aslında sadece bilgili değil, bilgiyi nereden bulacağını, hangi kapıları çalacağını, nasıl o kapıları açacağını bilen kişiler aslında iyi gazeteci olabilirler. Aslında bunların hepsi gazetecilik eğitiminin hedefleri arasında yer alıyor. Bunlar böyle olmadığı zaman, belli bir entelektüel bilgi birikimi içinde olmadığı zaman dünyayı göremeyen, kendilerini geliştirmemiş kişilerin gazetecilik yaptığı zamanlarda siz de biliyorsunuz ki çok iyi sonuçlar ortaya çıkmıyor. Halkı yanıltan haberler görüyoruz ya da birtakım kuruluşların, kişilerin sözcülüğünü yapan, taraflı bir şekilde onlara hizmet edecek şekilde davranan kişiler ve durumlar ortaya çıkıyor. Bu sebepten bunların yaşanmaması için gazetecilik alanında gelişmek isteyen kişilerin iyi bir eğitim alması gerekiyor. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü açısından konuştuğumuz zaman, burada biz sadece haberin nasıl yazılacağını öğretmiyoruz. Önce bir altyapı kazandırılmasını sağlıyoruz. Sosyolojiden iktisada, hukuktan psikolojiye, tarihten siyasete kadar geniş bir perspektifte toplumsal olayları ve olguları nasıl anlayabileceği, nasıl anlamlandırabileceği, nereye koyabileceği konusunda bir altyapı kazandırıyoruz” şeklinde konuştu.

Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan: “Gazeteciliği edebi ve siyasi yönleriyle sevmek gerek”

Gazetecilik mesleğine ilişkin değerlendirmeler yapan Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan, “Modern toplumun kurucu dinamiğini basın oluşturuyor. Kurumsal kültür dediğimiz şeyi kuran basın aslında. Niye öyle, bugün hayatımızda haberleşmeye dair sosyal medya dahil hiçbir şeyin olmadığını düşünün. Biz neye göre kanaatlerimizi oluşturacağız, neye göre oy vereceğiz? Kadın cinayetleri, çocuk işçiler gibi bütün bu hayati konular ve hepimizin arkasında durduğu şeyler hakkında kanaatleri oluşturan şey aslında güvenilir ve etik bir şekilde haber yapan basındır. Gazetecilik dediğimiz meslek, bir ayağı edebiyata bir ayağı siyasete basan bir vurguya sahip. Tarihsel olarak gazeteciliğin gelişimine baktığımızda 1700’lü yıllarda siyasal gazetecilik olarak ortaya çıkıyor. Bütün bu konular tamamen devrimsel tarihsel siyasal süreçle ilgili olan bir şey” dedi.

“Gazetecilik bölümünde bilen, algılayan, dünyayı okuyan kişiler yetiştirmeyi amaçlıyoruz”

Gazetecilik bölümünü tercih eden ve gazeteci olmak isteyen kişilerin birçok açıdan kendisini geliştirmesi gerektiğinin altını çizen Dr. Eren Ekin Ercan şunları söyledi: “Gazetecilik bölümünü tercih ederken iyi bir entelektüel arka plana sahip olmanız gerekmekte. Bir toplumu anlamak veya algılamak için, bunun dışında teknik ve teknolojik belli donanımlar olması gerek. Bu bakımdan teori ile pratiğin birleştiği bir bölümdür gazetecilik. Eline kamerayı alıp haber yapmaz, işçilik olur bu. Aslında gazetecilik sadece bir basın işçisi değildir, entelektüeldir aynı zamanda. Gazetecilik bölümünde bilen, algılayan, dünyayı okuyan kişiler yetiştirmeyi amaçlıyoruz aslında. Bu da sadece fotoğraf çekmekle olacak iş değildir. Anlamak, algılamak metin yazmak gerekmekte. Bunun için de akademik alanda gazeteciliğin olması gerekmekte. İyi okumak için iyi yazmak, iyi anlamak gerekmekte. Fotoğraf çekiyorsa bu görsel estetik ile alakalıdır. Yeni medyayla kastettiğim şey de dijitalleşme. Bugün bir gazetecilik mezununun, ‘Ben sadece iyi haber yazıyorum’ diyerek hayatına devam etmesi mümkün gözükmüyor. Bugün bir gazetecilik mezununun çok iyi kurgu yapabilmesi de gerekmekte. Fotoğraf çekmesi, teknik donanımının iyi olması gerekmekte. Bunun dışında edebiyatla çok içli dışlı olması gerekmekte. Mezun olana kadar yılda ortalama 3-4 klasik romanı okuması gerekiyor. Bana kalırsa bunlar kaçınılmaz şeyler. Bunlara ek olarak tarihi çok iyi bilmesi gerekmekte. Hem kendi ülke tarihini mükellef olarak çok iyi bilmesi gerekmekte hem de dünya tarihini. Özetle tarih bilmesi gerekmekte. Bunun yanında gazetecilikte son zamanlarda ihmal edilen estetik ve sanat tarihi ile ilgili olması gerekiyor. Estetik olursa yapacağı her işte yeni bir farkındalık kazanır.”

Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal: “Gazetecilik can alıcı bir meslek”

Gazeteciliğin, bireylerin haber alma ihtiyacını karşıladığını ve bu nedenle etik gazeteciliğin hayati önem taşıdığını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Gazetecilik mesleği aslında çok can alıcı bir meslek. Çünkü vatandaş bir haberi sosyal medyadan, internette haber sitelerinden veya gazeteden alıyor. Gazetecilik, 7’den 70’e okuryazarlık seviyesi ne olursa olsun insanların haber alma ihtiyacına hizmet ediyor. Çok etik görevleri var toplum açısından, çünkü gazeteciler yanlış bir haber verdikleri zaman toplum açısından zararlı. İnsanlar bu anlatılanlara bakarak davranışlarını değiştiriyor. Dolayısıyla çok hassas bir meslek gazetecilik. Eğer işini doğru yapıyorsa gazeteci, bilgi sunmak anlamında çok önemli bir görev yapıyor. Sosyal medyada duygusal bulaşma diye bir şey var. Eğer gazeteci bunu iyi ayarlayamazsa duygusal anlamda olumsuzluk durumu sosyal medyadaki duygu bulaşma sayesinde 3 dereceye kadar yayılabiliyor. Sosyal medyada haberi yaydığınız arkadaşınız, onun arkadaşı ve onun arkadaşına kadar çok büyük bir duygu birleşmesi yaşanıyor. Gazetecinin bir haberi öyle bir şekilde vermesi gerekiyor ki duygusal bir felaket yaşanmasın, insanlara doğru şekilde aktarsın. Bunların hepsi akademik anlamda üniversitelerde veriliyor. Haberin nasıl yapılacağı, nasıl işleneceği, nasıl okunacağı, bunların hepsi üniversitelerde eğitim süreci içerisinde verilmekte. Bu açıdan akademik olarak bilgi sahibi olmak gerçekten önemli. Günümüzde sosyal medya gibi yeni medya platformlarının çok yaygın olması ve çok fazla kullanılması, bilginin yayılmasını kolaylaştırdı. Herkes bir haberci gibi davranmaya başladı. Vatandaşlar hem üretmek hem tüketmek anlamında sosyal medyadan yararlanmaya başladılar. Sosyal medya genel bir haber kaynağı oldu. Artık yeni bir habercilik bakış açısı oluştu. Bu sebeple de artık gazetecilik bölümleri çok daha fazla değer kazandı. Doğru bilgi yanlış bilgilerden nasıl ayırt edilir, filtrelenir, doğru bilgiye nasıl ulaşılır ve bir de bunu aktarma boyutu var. Habercilik anlayışı ile aktarabilmek için gazetecilik bilgisine sahip olmak gerekmekte” ifadelerini kullandı.

Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin: “Gazetecilik kutsal bir meslek”

Gazetecilik mesleğinin diğer meslekler kadar önemli olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Yıldıray Kesgin, “Aslında gazeteciliğin temelinin insanın en önemli özelliklerinden birisinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum, o da merak. İnsan hem birtakım şeyleri merak ediyor hem de bilgi sahibi olması gerekiyor. Bunları da tek başına yapamayacağı için bu işleri yapabilecek insanların olması gerekiyor. Bunlar da aslında habercilerdir. Habercilerin bilgi edindikleri çeşitli kaynaklar vardır. Kaynaklardan elde edilen verileri bilgi olarak çeviriyorlar. Format olarak insanları aktarıyorlar ve bu formatlar birtakım etik kodlara sahip ve ahlaki sistem altında uygun kodlara sahip olmaları gerekiyor. Gazeteciliğin diğer alanlardan farkı gazeteciliğin toplum için yapılıyor olması. Gazetecilik için etik kısmı en önemli olan. Çünkü toplum yararı güdülmesi gerekiyor. Herkesin bunu biliyor olması gerekiyor. Kamu yararı güdülen diğer meslekler kadar önemli bir meslek gazetecilik. Ancak toplum bilinci o kadar gelişmiş değil. Şu anda gazeteciliğin daha az tercih ediliyor olmasının sebebi de şu anda bu bilincin gelişmemesinde yatıyor. Günümüzde mesela insanlar hekimliğe çok önemli bir meslek olarak bakıyor; çünkü insanlara yardım ediyor, insanları iyileştiriyor. Sizi iyileştirdiği zaman çok büyük bir minnet duyuyorsunuz. Ancak insanlar gazeteciliğe bu açıdan bakmıyor. Aslında gazetecilik de bu kadar kutsal bir meslek. Toplum faydası güttüğü zaman, toplumun gelişmesini sağladığı zaman bir hekim kadar değerli. Ancak gazetecilik birtakım çıkar gruplarına, birtakım iktidar odaklarına hizmet ettiği zaman aslında mantık olarak anlamını yitiriyor” dedi.