Haber Üsküdar - Ali Turabi Artuç

Kartal Dr. Lütfü Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Onkoloji Bölümü’nden Doç.Dr. Cengiz Gemici Covid 19’a yakalandı ve iyileşerek tekrar görevine başladı. Biz de Haber Üsküdar olarak Doç.Dr. Cengiz Gemici ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Hastalığın sizdeki en önemli belirtileri nelerdi? 

Öksürük, ateş, nefes darlığı ve solunum yetmezliği. Bende kuru öksürük olarak başladı, gripte genelde boğaz yanması ve burun akıntısı olarak başlar, fakat bu virüste kuru öksürük ve ateşle başlıyor, bende ateş olmadı, zaten ateş olmadığında korona mı değil mi diye şüpheler oluşmuştu, öksürük nedeni ile test yapıldı ve negatif geldi sonuç, böyle gelince evde sosyal mesafeye dikkat etmedik. Ancak akciğer tomografisinin bulgu vereceğinin yayınlarda bahsedilmesi üzerine kendime on gün sonra akciğer tomografisi çektirdiğimde test sonuçlarımın negatif gelmesine rağmen akciğerlerimde tutunma gözükmesi üzerine COVID-19’a yakalandığımızı anladık ve tedaviye başladık. Tabii virüse ilk yakalananlardan olduğumuz için çok fazla yayınlar yoktu elimizde. 

Siz Onkoloji Bölümü klinik hocalarındansınız, bu virüsü kendi servisinizde mi kaptınız? 

Hastanemizde Onkoloji Bölümü’nde 18 uzman doktoruz. Mart ayında ilk COVID-19 vakasının bildirildiği gün olan 11 Mart’ta benim de bahsettiğim öksürük sürecim başladı ve tanı 25 ile 30 Mart arası kondu. Nasıl kaptığımıza gelince, Onkoloji’deki 18 hekimin bu süreç içinde bir kısmının testleri pozitif geldi. Muayene odamız havasız ve küçük. Burada bir hasta ile 15-20 dakika arasında bir yakın temasımız oldu. Hasta bir hafta önce yurt dışında olduğundan bahsetti, muhtemel taşıyıcı olan bu hasta ile temas sonrası COVID-19 ile enfekte olduğumuzu düşünüyoruz. Diğer hekim arkadaşlarla bilimsel toplantılara devam etmemiz ve sosyal mesafeye yeterince önem vermemizden kaynaklı birbirimizi enfekte ettiğimizi düşünüyoruz. 

Peki hocam hekim arkadaşlarınızın hepsi de iyileşti mi? 

Hekim arkadaşlarımızdan beşi bu enfeksiyon nedeniyle hastaneye yatırıldı, tedavileri orada yapıldı, bir arkadaşımızın akciğer tutulumu oldukça şiddetli gözlendi. Sonuçta hepimiz kazasız bir şekilde bu hastalığı atlattık. Ben evde tedavi oldum, maalesef eşim ve çocuklarıma da bulaştırdım. Eşimin ateşi yüksek seyretti. İki kızım var, 13 ve 14 yaşlarında, onlar daha hafif bir şekilde hastalığı geçirmiş oldular. 

Cengiz hocam göreve başladınız mı? 

Hastalık tanısı konulduktan sonra hastaneye yatmam önerildi, fakat ev halkının da yatması gerekli olacağından ben süreci evde geçirmemin daha doğru olduğunu düşündüm ve tedavi sürecini evde geçirdik. Göreve dönmek için belirli bir zaman dilimini izole geçirmek gerekiyordu, bu süreç bitti ve kontrol testlerinden sonra tekrar göreve başladım. 

Peki Hocam, ne zaman hastaneye gidilmeli, nasıl bir belirti olmalı? 

18 ile 55 yaş arası vakalarda vücut direncini baskılayacak, immün sistemi müşkül bırakacak, kalp, tansiyon, şeker, romatizmal hastalık gibi rahatsızlıklar yoksa, ayrıca nefes darlığı bulgusu yoksa endişe etmeye gerek yok .Ama yüksek ateş varsa ve solunum zorluğu hissedersek hastaneye başvurmalıyız. Tanı konulduktan sonra üçlü tedavi dediğimiz tedavi başlanıyor ve 5 gün boyunca tedavi sürüyor. Bu tedaviye erken başlamakla hastalığın yoğun bakım sürecine geçmesine gerek kalmadan virüs kontrol altında tutuluyor. Bu konuda ülke olarak çok başarılıyız. 

COVID-19 geçirenlerin tekrar yakalanma ihtimali var mı, bu virüs organlarda hasar bırakır mı? 

Bu konuda çok kesin bir kanıt yok, fakat yayınlarda yeniden enfekte olma gibi çok düşük de olsa bir orandan bahsediliyor. Hastalık akciğer yetmezliği ve solunum yetmezliği oluşturuyor, ölüm sebebi de çoğunlukla bu.

COVID-19 yiyecek yoluyla bulaşıyor mu? 

Solunum yoluyla dağılan bir hastalık, yani ağız ve nefes yoluyla maruz kalınan bir salgın hastalık. Virüsün bir yüzeye tutunma özelliği var, hapşırdığınızda saçılan virüs elinize, elbisenize veya çevreye saçılarak yüzeye tutunabiliyor, buradan da el yoluyla karşısındaki kişiye bulaşıyor, marketlerden alışveriş yaparken hijyene dikkat etmeli ve ellerimizi mutlaka yıkamalıyız. 

Pandemi Hastanesi olarak Dr. Lütfü Kırdar Eğitim Hastanesi’nde yoğunluk nasıl? 

11 Mart’ta ilk vaka bildirildiğinde, pandemi hastanesi olarak açıklandığı gün yataklı servislerdeki acil olmayan uygun hastalar taburcu edildi. Hastane 11 kat, 1000 yatak kapasitesi var. Virüs tanısı konulan hastalar kısa zamanda yataklı servisleri doldurdular. Evde tedavi edilecek hastalar daha sonra evlerine gönderilip evde takipleri yapılınca hastanenin yataklı servislerindeki doluluk oranı azalmaya başladı. Tabii daha önceden bir tecrübemiz olmadığı için ilk günler yoğunluk yaşamış olduk, şu an yüzde altmış düzeyde bir yoğunluk var. 

Siz kanser hastalarını nasıl bir süreç içinde takip ediyorsunuz? 

Virüsten en çok risk altında olanlar kanser hastaları. Kemoterapi ve radyoterapi vücut bağışıklık sistemini düşürdüğünden virüs bu hastalarda daha hızlı bir seyir gösteriyor. Bu nedenle kanserli hastalarda daha titiz olmak zorundayız. Hastanemizde hekimlerin de enfekte olduğunu düşünerek, ben dahil uzak kalarak, enfekte olmayan hekim arkadaşlarımız hizmet vermeye devam ettiler. Acil olmadıkça hastalarımızın ilaçlarını reçete ederek evde almalarını, hastaneye gelmemelerini istedik. 

Üsküdar Üniversitesi’ne ve öğrencilerine bir öneriniz veya mesajınız var mı? 

Bu virüs ölümcül olması nedeniyle yaşlı, kalp, şeker, tansiyon ve kanserli hastalarda kötü seyrediyor, ölüm riskleri yüksek, basit bir nezle veya grip gibi görmemek lazım. Tam bitirebilmek kısa zamanda mümkün gözükmüyor. Gençlerimiz bana bir şey olmaz dememeli, evdeki yaşlı ve kronik hastalığı olan anne ve babalarına dikkat etmeli. El hijyeninden üstlerindeki elbiseye kadar dikkat ederek, dışarda mutlaka maske takarak dolaşmalarını öneriyorum.