Muş Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Emrullah Özbey: Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç var
Muş Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Emrullah Özbey ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Miray Çetin
Üsküdar İletişim'de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Muş Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Emrullah Özbey ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunsunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi ortamlarda ve hangi görevle başladınız?
Merhabalar, 1979 yılında Muş'ta doğdum. İlkimi tahsilimi 1989'da Muş Merkez Yamaç Köyü İlkokulu'nda, Orta tahsilimi 1992'de Muş Merkez Namık Kemal Ortaokulu'nda, Lise tahsilimi ise 1995'te Muş Lisesi'nde tamamladım. 1999–2001 yılları arasında Burdur'da acemi birliğini, Ardahan/Göle'de ise ulaştırma olarak askerlik görevini ifa etti. 2001-2002 yılları arasında bir pazarlama şirketinde pazarlama öğeleri olarak ürettik. 2002 yılında Muş'ta yayın yapan Muş Haber gazetesinde dağıtım ve reklam sorumlusu olarak işe başladı. Daha sonra aynı gazetede muhabiri ve haber yayını. 2004 yılında çalışmam gazete kapanınca kendi gazetem olan Haber49 gazetesini çıkarmaya başladım. Kendi özverimle kurduğum gazetenin imtiyaz sahibiyim ve sorumlu yazı işleri müdürlüğünü yürütüyorum. Gazetem ilan almadığı için bu işi tek yürütüyorum. Uzun yıllık yayın yapan gazete şu ve hem ekonomik koşullar hem de gazete yayınlarının yayımından dolayı aylık olarak yayına devam ediyor. Gazetecilik mesleğim boyunca çok sayıda dava açıldı ve hepsi lehime sonuçlandı.
2010 yılı başlarında Muş’ta bir basın birliğinin şubesini kurdum. Ancak daha aktif bir oluşumu elde etmek için Muş’taki meslektaşlarım ile birlikte ve kendi başkanlığımda Muş Gazeteciler Cemiyeti’ni kurdum. Muşta ilk defa cemiyetimiz oldu bu arada. 2010 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve “Konrad Adenauer Stiftung” iş birliği ile Türkiye genelinde düzenlenen Yerel Gazetecilik Ödülleri'nde yazdığım bir haberden dolayı haber dalında ödül aldım. 2011 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Muş Temsilciliğine atandım. Yine aynı yıl, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Konrad Adenauer Stiftung iş birliği ile Türkiye genelinde düzenlenen “Yerel Gazetecilik Ödülleri” yarışmasında jüri üyeliği yaptım.
Evli ve üç çocuk babasıyım. Muş Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Muş Temsilciliği görevlerim de halen devam etmekte. Aynı zamanda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu’nda yedek listede görev alıyorum.
Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?
Muş’ta 2010 yılına kadar bir cemiyetimiz yoktu. Biz Muş’ta öncelikle bir basın birliğinin şubesini açtık, daha sonra bu basın birliği ile yollarımızı ayırdık ve 2010 yılı sonlarında Muş’a ait bir cemiyet kurduk. Cemiyetimizin amacı, meslektaşlarımızı bir araya getirmek ve sıkıntılarda güç birliği oluşturmak. Cemiyetimizi kurduktan bir süre sonra Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve “Konrad Adenauer Stiftung” iş birliği ile bir seminer düzenledik. O dönemler içimizde çok fazla iletişim fakültesi mezunu oldu. İlimizde iletişim fakültesi mezunu yoktu. Sonra iletişim fakültesi mezunları geldi ama onlar da çok fazla çalışmak istemediler. Hem emeklerinin karşılığını alamadılar hem de çalışma koşulları ağır gelmiş olabilir.
Gazetecilik mesleğini daha iyi konumlara taşımak ve yeni gazeteciler kazanmak için çeşitli projeler yaptık ama birçoğu kabul edilmedi. Ankara Gazeteciler Cemiyeti ile bir projemiz oldu. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ile İHA1 eğitimi projesi yaptık.
Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlimiz küçük ve okuma potansiyelinin gelişmediği bir şehir. Doğal olarak gazeteci olarak burada çok zor şartlarda görev yapmaktayız. Gazete satışlarımız ve reklam potansiyelimiz yok denilecek kadar az.
Muş Merkez ilçe dahil toplam 5 ilçemiz var. Merkezde 8 günlük bir haftalık gazetemiz vardı. Geçtiğimiz yıl 8 günlük gazetemiz bir araya gelerek birleştiler ve 2 gazete olarak yayın hayatına devam ediyorlar. Kendime ait olan haftalık gazete de şu an aylık olarak yayın hayatına devam ediyor. Varto, Hasköy ve Korkut ilçelerimizde yayın hayatını sürdüren ikişer gazetemiz ekonomik nedenlerden dolayı kapanmak zorunda kaldı. Malazgirt ilçemizde ise bir gazetemiz kapandı. En büyük ilçemiz olan Bulanık’ta ise 4 gazete birleşerek iki gazeteye düştü. İki radyomuz var.
Günümüzde gazete veya bağımsız gazeteci sayısı çok az. Gazete ve gazeteciler eskiden soran, sorgulayan, araştıran bir meslek iken bugün tamamen halkla ilişkilere dönmüş durumda. İlimiz gibi küçük kentlerde bu durum daha da zor bir hal almış. Gazetecilikte soran sorgulayan değil tamamen kişilerin veya kurumların anlatımıyla haber yapılmaktadır. Bu durum ise gazetecilik mesleğine büyük zararlar vermekte. Bu durumun da bir an önce çözüme kavuşması en büyük temennimizdir.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Bir önceki soruda anlattığım gibi, okuma potansiyelinin düşük olduğu bir ilde yaşıyoruz. Doğal olarak gazeteler okunmayınca gazeteciler çok fazla iş bulamamaktadırlar. Yani halk gazetelerine sahip çıkarsa, gazete okuyup desteklerse gazeteler ve gazeteciler daha kaliteli haber ortaya çıkarır. Araştırma haberleri yapıldığında elbette ki takdir ediliyor gazete ve gazeteciler ama her işin başında ekonomik nedenler olduğu için gazetelere maddi destek sağlanması çok önemli. Gazeteci olmak için bazı koşulların olması lazım. İsteyen herkesin gazeteci olmaması lazım. Günümüzde böyle bir sorunla karşı karşıyız. Gazetecilik topluma karşı görevleri olan bir meslek.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
Bu konuya değişik açılardan bakmak lazım. Yani iyi haber yaparken iyi oluyorsun ama yanlış bir şey yapıldığında eleştirdiğinde en kötüsü sen oluyorsun. Herkes sürekli iyiyi güzeli istiyor. Gazeteciler de her şey iyi olsun ister ama dediğim gibi gazeteci her zaman iyi yazmaz. Gazeteciler soran sorgulayan, iyiyi de kötüyü de yazan, kamuoyuna karşı sorumlu olan bir meslektir.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?
Türk basını, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır. Günümüzde böyle bir yasa olmayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın ‘gazeteciyim’ diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’ teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz koşullarına uygun olarak yeniden çıkarılmalıdır. İnternet ağının hemen hemen her noktaya ulaşması ile birlikte, internet haberciliği büyük bir gelişim göstermiştir.
Bu konudaki yasal boşluğu, “Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” bir nebze de olsa doldurmuştur. Internet alanında faaliyet gösteren kurumsal haber sitelerinin düzenleme kapsamında basın kuruluşu statüsü kazanması, çalışanlarının da basın emekçisi olarak kabul edilmesi sevindiricidir. Ancak, Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu tarafından bu konuda hazırlanan ve 13 Ocak’ta BİK Genel Kurulunda görüşülecek olan Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği taslağı, internet haber sitelerine ağır koşullar getirmektedir. Yönetmelik taslağında İstanbul, Ankara ve İzmir dışında kalan yerlerdeki internet haber sitelerinin asgari kadro sayısı 4 ile 8 arasında, günlük asgari haber sayısı 30 ile 50 arasında, tekil ziyaretçi sayısı 3 bin ile 20 bin arasında, sayfa görüntülenme sayısı da 9 bin ile 60 bin arasında olması, resmi ilan almak için bekleme süresinin de 24 ay olması öngörülüyor.
Anadolu medyasının mevcut durumuna bakıldığında, yönetmelik taslağında yer alan bu hükümlerin gerçekçi olmadığı ve bu şartlara göre yayın yapılmasının mümkün olmadığı açıkça görülmektedir.
Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Yani aslında gazetecilik mesleği birbirine bağlı olarak yapılmaktadır. Yani ben mahalli basın ve yaygın basın olarak bakıyorum olaya. Mahalli basın yaygın basına göre biraz daha haber ağını geniş tutabiliyor ve bulunduğu kentin sorunlarını daha iyi dile getirebiliyor. Yaygın medyayı da mahalli basın destekliyor bir nevi. Çünkü yaygın medya her ilde temsilci bulunduramıyor veya maaş veremediği için mahalli basında çalışanlar genelde yaygın medyaya da haber geçiyor.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?
Gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin düzenlemelerini düzenleyen 'Gazetecilik Meslek Yasası'na acilen ihtiyaç duymaktadır. Hikayeyi böyle bir yaşamayınca dileyen herkes, eğitimine ve bilgi edinmeye başlayabilir 'gazeteciyim' diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Gazetecilik mesleğinde bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin düzenlediğini düzenleyen 'Gazetecilik Meslek Yasası' teknolojik gelişmeler de göz önüne alınıp günümüz şartlarına uygun olarak yeniden çıkarılmalıdır. Çok teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda mutluluklar.