İletişim Fakültesi Seminerleri kapsamında düzenlenen “Fotografta Kompozisyon” konulu etkinlik Prof. Dr. Hasip Pektaş’ın sunumuyla gerçekleştirildi.
Haber Üsküdar – Merve Şişman ve Abdullah Şaşkın
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Seminerleri kapsamında düzenlenen “Fotografta Kompozisyon” konulu etkinlik, Çizgi Film ve Animasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasip Pektaş’ın sunumuyla gerçekleştirildi.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi bünyesinde gerçekleştirilen fakülte seminerlerinde Çizgi Film ve Animasyon Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasip Pektaş, fotoğrafta kompozisyon konusunu ele alarak deneyimlerini aktardı. Etkinlikte Henri Cartier Bresson’un ‘Fotoğraf çekmek, birisinin beynini, yüreğini ve gözünü objektifin eksenine düzebilmesidir’ sözüne değinen Pektaş, fotoğraf örneklerini de katılımcılar ile paylaştı.
“Önemli olan o anı yakalayabilmektir”
Prof. Hasip Pektaş, gösterdiği örnek fotoğraf üzerinden anı yakalamanın önemli olduğunu şu sözlerle vurguladı: “Fotoğrafta kompozisyon, fakültede ya da derslerine girdiğim üniversitelerde oluşturduğum bir birikimdir. Deneyimlerimi de bunun içine kattım. Ankara Fotoğraf Sanatı Derneği Yönetim Kurulu'ndayken fotoğraf eğitimi kursları da veriyorduk. Oradaki birikimlerden de yararlanıyorum. Herkes fotoğraf çektiğini düşünür. Ben de kendi açımdan böyle düşünürüm. Fakat daha iyi bir fotoğraf gördüğüm zaman o fotoğrafa da yakınırım. Henri Cartier Bresson ise 'Fotoğraf çekmek, birisinin beynini, yüreğini ve gözünü objektifi ekseninde düzebilmesidir' demiştir. Burada gördüğünüz fotoğraf, Bresson’un fotoğrafı. Bu fotoğrafın iki saniye öncesi ile iki saniye sonrasında karede bulunan köpek, öpüşenlere bakmayı bırakır. Önemli olan o anı yakalayabilmektir. O bakımdan fotoğrafı çekenin çok hazırlıklı, duyarlı ve gözüyle çekiyor olması gerekmektedir.”
“Özgün içerik artarsa ilerleme de hızlanır”
Sanatçılardan örnek vererek sunumuna devam eden Pektaş, “Konuya sanatsal açıdan yaklaşan kişilerin, fotoğrafın temel ilkelerini ve estetik kurallarını bilmesi gerekir. Estetik kurallarını bilirseniz yaptığınız o sanat eserini daha ayrıntılı bir şekilde görürsünüz. Fotoğrafı sanat yapan mesajlar, belli bir duygu yoğunluğunu bulundurmasıdır. Fotoğrafçıyı sanatçı yapan da mesajı iletmedeki özgünlük ve hisler ile olan duygudur. Yaptığınız şey özgün değilse ve önünde bakıp durdurmuyorsa sıradandır. Herkesin yaptığını yapmış olursun. Özgünlüğü yakalamak için de yüreğini, gözünü ve hislerini kameraya vermen gerekir. Fotoğrafı estetik kurallara bağlı kalarak çerçevelemek, doğru zamanda ve doğru açıdan bakabilmek beraberinde bir birikimi getiriyor. Fotoğraf çekerken bulunduğunuz yer çok önemli. Doğru yerde iseniz doğru fotoğraf çekersiniz. Yapılanı tekrar etmek bir yere götürmez. Esas sorunumuz da bu. Özgün içerikler artarsa ilerleme de hızlanır. Şu anda Picasso’nun fotoğrafı hakkında konuşuyorsak, bu özgünlükle alakalıdır. Altında yazan ismini kapatsaydık pek çoğunuzun bunun Picasso’ya ait olduğunu bilirdik. Ünlü isimler yaptığı sıra dışı eserlerle, özgünlüğü ile öne çıkmışlardır” dedi.
“Reçete veremeyiz ama bazı ipuçları da verebiliriz”
Fotoğrafı oluşturan mekanın, hareketin ve her şeyin birbiriyle bağlantılı olması gerektiğine değinen Prof. Dr. Hasip Pektaş, “Bir sanat yapıtının evrensel boyutlara ulaşabilmesi, onun anlatım gücüne ve biçimsel yapısına bağlıdır. Diğer sanat dallarında olduğu gibi fotoğrafta da bu seviyelere ulaşmak istiyorsak belirli kompozisyon ilkelerine uymamız gerekiyor. Onlardan bir tanesi de doğru kompozisyon. Bu da fotoğrafı oluşturan ögelerin yeri, büyüklüğü, hareketi, birbiriyle ilişkisi ile olur. Başarılı bir kompozisyon için kural yoktur. Reçete veremeyiz ama bazı ipuçları da verebiliriz. Bu dengeli bir kompozisyonsa özgünlük özelliğini de taşır. İçeriğin ve mesajın belirli bir şekilde verilmesini belirginlik ve yalınlık belirler” ifadelerini kullandı.