Prof. Dr. Süleyman İrvan, İnternet gazeteciliği ve etik konusunda bir konuşma yaptı.
Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Dijital Dönüşüm ve Yeni Medya Sempozyumu’nda yaptığı konuşmada internet gazeteciliğinde yaşanan etik sorunları çözmek için etik ilkeler geliştirmemiz gerekiyor dedi.
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından düzenlenen Dijital Dönüşüm ve Yeni Medya Sempozyumu 13 Mayıs’ta yapılan açılış töreniyle başladı. İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Emre Tandırlı ile AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı'nın açılış konuşmalarının ardından davetli konuşmacılar oturumuna geçildi. Sempozyumun davetli konuşmacıları arasında yer alan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman İrvan, “Gazetecilik Etiği İnternet Sınavında” başlıklı konuşmasında gazetecilik etiğinin tarihsel serüveni hakkında bilgiler verdikten sonra günümüzde internet gazeteciliğinin yaşadığı etik sorunlara değindi.
“İyi gazeteciliğin 10 temel ilkesi var”
Gazetecilik mesleğinin kamu yararını ilk planda tutması gereken bir meslek olduğunu vurgulayan Prof. İrvan, “İyi gazeteciliği 10 temel mesleki ilke ile kapsamlı biçimde tanımlayabileceğimize inanıyorum” dedi ve bu ilkeleri şöyle sıraladı: Doğruluk, dürüstlük, editöryal bağımsızlık, nesnellik, adil olmak, zarar vermemek, cesaret, çözüm gazeteciliği yapmak, teyit, hesap vermek. “Bu ilkeler içinde en önemli olan elbette doğruluk ilkesidir” diyen Prof. İrvan, haberlerin doğrulukla ilişkisi bağlamında değer kazandığını veya değersizleştiğini, eğer bir haber doğru değilse diğer ilkelerin hiçbir anlamı kalmadığını ifade etti.
İnternet gazeteciliğinin çözüm bekleyen etik sorunları var
Konuşmasında daha sonra günümüz internet gazeteciliğinin yarattığı etik sorunlara da değinen Prof. Dr. Süleyman İrvan, bu sorunları şöyle sıraladı: “En başta hızdan kaynaklanan doğruluk sorunu var. Hız, gazeteciliğin doğasında var. Haberi herkesten önce vermek, haber atlatmak gazeteciler için çok önemli. İnternet gazeteciliğinde hız daha da önemli hale geldi. Ancak gazeteciliğin hız konusundaki temel kuralı değişmedi. Haberi önce ver ama doğru ver. İkincisi, tık gazeteciliği dediğimiz sorun. Haberi tıklatmak için haber içeriğiyle pek de alakası olmayan sansasyonel başlıklar kullanarak okuru aldatmak anlamına geliyor. Üçüncüsü, SEO haberciliği. Haberlerin arama motorlarının algoritmalarına uygun hale getirilerek aramalarda üst sıralarda görünmelerini sağlama stratejisine deniliyor. Haber sitelerinde gazetecilikten gelmeyen SEO editörleri, ‘Bugün yağmur var mı?’ ‘Maç saat kaçta?’ gibi okurların arama yapmak için sorabilecekleri potansiyel soruları sorarak haber görünümlü içerikler üretiyorlar. Tek cümlelik cevabı olan soruları tekrar tekrar sorarak, 3-5 paragraflık bir içerik üretmeyi başarıyorlar! Dördüncüsü, yaygın haber hırsızlığı. Başka medya kuruluşları tarafından üretilmiş haberleri kopyalayıp sayfalara yapıştırmak internet gazeteciliğinin önemli sorunlarının başında geliyor. Kopyala-yapıştır gazeteciliği her şeyden önce emeğe saygısızlık. Beşincisi, yalan haber yaygınlığı. Gazeteciler haber yaparken, çoğu kez hızdan ama zaman zaman da özensizlikten kaynaklı olarak yanlış haberlere imza atabiliyorlar. Ancak, yalan haber diye tanımladığımız, bilinçli olarak çarpıtılmış ya da uydurulmuş haberlerin gazetecilikte yeri yok. Olmaması gerek. Altıncısı, reklam haber sorunu. Haber siteleri sıklıkla reklam içerikli haberlere, daha doğrusu ücret karşılığı yapılmış haberlere yer verebiliyorlar ve bu içeriklerin sponsorlu olduğunu belirtmiyorlar. Yedincisi, kırıntı haberciliği dediğim sorun. Son yıllarda sadece sosyal medyada bir iki cümleyle haber kırıntısı paylaşan, detaya yer vermeyen çok sayıda haber hesabı açıldı. Bu hesapların milyonlara varan takipçileri var ve gelirlerini ya sosyal medyadaki etkileşimlerden ya da iş birliği adını verdikleri reklam amaçlı paylaşımlardan elde ediyorlar. Sekizincisi, yapay zekâ kaynaklı etik sorunlar. Birçok alanda olduğu gibi gazetecilik alanında da yapay zekâ programları hızla kullanılmaya başlandı. Ben yapay zekâyı gazetecilik için bir tehdit olarak görüyorum. Yapay zekâ sadece daha çok gazetecinin işsiz kalmasına yol açmayacak, aynı zamanda etik sorunlara da yol açacak gibi görünüyor. Örneğin yapay zekâ tarafından yazılan bir haber yanlış çıkmışsa sorumlu kim olacak belli değil. Son olarak nefret söylemi sorununda bahsetmek istiyorum. Yabancılara yönelik nefret söylemi ile cinsiyetçi söylemler özellikle sosyal medya platformlarında sıkça kullanılıyor, haber siteleri de bu nefret söylemlerini habere dönüştürerek dolaşımda kalmalarına yardımcı oluyorlar."
“Etik ilkelere ve bu ilkelerin uygulanmasını gözetecek özdenetim mekanizmalarına ihtiyaç var”
Prof. Dr. Süleyman İrvan, konuşmasının sonunda çözüm önerilerine de yer verdi. İrvan, “Bütün bu etik sorunlara çözüm bulmak adına internet gazeteciliği yapanların bir araya gelip etik ilkeler belirlemesi ve bu ilkelerin uygulanmasını sağlamak için de özdenetim mekanizmaları oluşturması gerekiyor. Haber sitelerini etik ilkelere uygun hale getirdiğimiz ölçüde gazeteciliğe duyulan güveni artırabiliriz, gazeteciliği itibarlı bir meslek yapabiliriz” dedi.