Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı: Yerel medya ‘üvey’ medya
Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Vera Emelcan Türkan
Üsküdar İletişim'de Prof. Dr. Süleyman İrvan tarafından verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Samsun Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Yazıcı ile bir röportaj gerçekleştirdi.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunsunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi ortamlarda ve hangi görevle başladınız?
Merhaba, 1962 Yılın Ocak ayında Rize'de doğdum. Siyasi öğrenciler Rize Lisesi'nden yaşıtlarımızla birlikte mezun olamadım. Yıllar sonra dışarıdan sınavlara girerek diplomamı alabildim. Gazetecilik yaparken bilgisayarlarımı de devam ettirdim. Anadolu Açık Üniversitesi Öğretim Fakültesi'nden mezun oldum. Gazeteciliğe 1984 yılında merkezi Trabzon'da olan bölge gazetesi Kuzey Haber'de muhabir olarak başladı. Ardından Tercüman, Bulvar ve bunlara bağlı Ak Ajans'ta görevimi sürdürdüm. Sonra Hürriyet Haber Ajansı, ardından da Cumhuriyet Gazetesi Yurt Haberler Servisinde görev yaptım. Cağaloğlu'nun, Babıali'nin oğlu dönemlerini yaşayanlardan biriyim.
Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti'nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, bugüne kadar neler yaptı? Amaç ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler var?
Samsun Gazeteciler Cemiyeti'nin kuruluşu 1980'li yıllara dayanmaktadır. Ancak, bir ara birden fazla gazeteciler cemiyeti ortaya çıktığıca dönem Samsun Valisi'nin girişimiyle 4 cemiyet 1993 yılında birleştirildi. Bu birleşme üç yıl devam edebildi. 1996 yılında merhum gazeteciler Adem Bilir, Ferruh Çetin ve arkadaşları tarafından şimdi başkanı oldukları Samsun Gazeteciler Cemiyeti kuruldu.
Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Samsun Türkiye’de yerel basının güçlü olduğu üç büyük ilden biri olarak gösterilir. Bunun için elimizde herhangi bir veri yok. Ancak yerel ve yaygın tüm basın camiasında bu belirleme her kesim tarafından kabul görür. Samsun’da da yerel basın zor günler yaşamaktadır. Son yıllarda Samsun’da 13 günlük gazete yayın yaşamını sürdürürken bu sayı Basın İlan Kurumu’nun Samsun Şubesi’nin açılmasıyla gazete sayısı 5’e düşürülmüştür. Diğer gazeteler ya kapatılmış ya da kapatılmak zorunda bırakılmıştır. Benim imtiyaz sahibi olduğum ve üç yıl boyunca her gün aralıksız yayın yapan Takip gazetesi de bu mağdur edilen gazetelerden biridir. Muhalif çizgisiyle bilinen Takip gazetesi, yılda üç kez Samsun Valiliğine sabah saat 9’da teslim edilmediği gerekçesiyle yeni yayın sayılmış ve hakları elinden alınarak kapatılmıştır.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Gazetecilik meslek değil, bir yaşam biçimidir. Ayrıca gazete sahipleri de gazetecidir. Daha doğrusu gazete sahipleri de ‘gazeteci’ sayılırdı. Ama artık öyle değil. Gazete sahiplerinin gazete sahibi olmaktan başka meslek edinemeyecekleri yolundaki yasaların tamamı Turgut Özal döneminde kaldırıldı. Ondan sonra da gazete sahipleri, tabiri caizse ‘tüccar’ oldu. Türkiye’deki önemli enerji ihalelerini dönemin gazete patronları aldı. Şimdiki medya kuruluşları da şartların zorluğundan kendi çaplarında farklı işler yapmak durumundalar. Çünkü, bugünkü şartlarda sadece medya sahibi olmakla yaşamı idame ettirmek oldukça zor. Şu an Samsun’da günlük yayımlanan 5 gazetenin patronu da çok farklı ticari ilişkiler sürdürüyor. Temel sorun resmi ilanların yeteri kadar destekleyici olmaması. Kağıt, kalıp ve baskı fiyatlarının aşırı yüksek olması. Dağıtım tekelinin bir firmanın elinde bulunması da ayrı bir sorun teşkil ediyor. Sorunların çözümü için Samsun Gazeteciler Cemiyeti olarak düzenli raporlar hazırlayıp gerekli yerlerle temas ediyoruz. Ancak maalesef demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak tanımlanan basın, eskisi gibi yaptırım gücünü kullanamıyor.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
Medya, basın halkın sesidir, gözüdür, kulağıdır. Halk ile yöneticiler arasındaki köprüdür basın. Bu anlamda önemlidir. Özgür basın demokrasilerin olmazsa olmazıdır. Ancak hızla gelişen iletişim dünyasında yeni medya ağları oluşmakta, yurttaş haberciliği gelişmekte ve içerik üreten, anlık iletişim sağlayan vatandaş odaklı bir istihbarat ağı hızla gelişmektedir. Özgür basının yapamadığı, yapmaktan imtina ettiği haberciliği veya bilgi paylaşımını yurttaş gazeteciler gayet de güzel yapmaktadır. Genel yayın yönetmenliğini yaptığım internet haber sitesinde son birkaç yılda en çok okunan videolu haberler genellikle yurttaşların çekip whatsapp ihbar hattımıza gönderdiği haberlerdir. Bu anlamda ‘yeni medya’ diye bir oluşum da hızla büyümektedir. Dünya eski dünya değil, medya da haliyle eskisi gibi olmayacaktır. Medyasız, iletişimsiz bir dünya kabul edilemez. Pek de sevimli görünmüyor zaten. Elinizdeki cep telefonunuzu bir gün kullanmayın, bakalım neler hissedeceksiniz? Gazetecilere gelince, artık herkes gazeteci! Samsun’daki 5 günlük gazetede çalışan muhabir sayısı 5’i geçmez. Çünkü muhabir çalıştırmak yerine, bütün gazeteler birkaç haber ajansına abone olmayı tercih ediyor. Bu yüzden gazetecilerin pek çoğu işsiz. Ve haliyle bütün gazetelerde aynı şablon haberler aynı başlıklarla yer alıyor. Çünkü hepsi aynı elden servis ediliyor.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?
Yıllardır beklenen İnternet Yasası nihayet çıktı! Ama beklentilerin tam aksine birçok sorunu da beraberinde getirdi. Yalan haber ile ilgili çıkarılan kanun da tam evlere şenlik; yalan haber yapana üç yıl katıksız hapis cezası öngörülüyor. Ancak yalanın açıkça bir tanımı yok. Yalan göreceli bir kavram. Kime göre yalan? Örneğin; enflasyon TÜİK’e göre yüzde 84 falan. Ancak yapılan araştırmalar ve alışveriş yaptığımız çarşı-pazar gerçek rakamların çok daha farklı olduğunu gösteriyor. Enflasyonun en az yüzde 170 olduğunu belirleyen ciddi bir kuruluşun verilerini paylaşırsan üç yıl hapiste kalacaksın. Olacak iş değil. Ya da ‘burası Türkiye, olur böyle şeyler’ mi diyelim?
Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Yerel medya ‘üvey’ medya! Ben böyle yorumluyorum. Bir süre önce çıkarılan internet yasası ile geride kalan son yazılı yerel medyanın da canını alacaklar, öyle görünüyor. Çünkü bu yasayla internet haber sitelerine de resmi ilandan pay verecekler. Düşünün, Samsun’da beş adet günlük yayın yapan gazete var. Aldıkları resmi ilanla zaten çarkı zor döndürüyorlar. Şimdi otuza yakın internet haber sitesi de aynı resmi ilana ortak olacak. Haliyle, yeni bir kaynak bulunmaz da aynı pastadan pay dağıtırlarsa yerel yazılı basın tarihe karışacak. Gittiğim her platformda söylüyorum, internet haber siteleri de resmi ilandan pay alacaksa mutlaka resmi ilan gelirleri devlet tarafından arttırılmalı, yeni kaynaklar bulunmalıdır. Yoksa Anadolu’da yazılı basın filan kalmaz. Siz de mezun olduktan sonra iş bulamazsınız.
Son olarak dahil etmek istediğiniz bir husus var mı?
Sevgilisi Vera Emelcan, aklında bulunsun; bu kötü bir sorudur. ' Ben öğeleriniz kadar vakıf değilim ' anlamı gelir. Topu taca atmak gibidir. Bunun yerine, eğer TV programıysa ' Konuyu toparlamak ister misiniz?' diye sorulabilir. Böylesi söyleşilerde de meselâ 'genç gazetecilere neleri öneriyorsunuz?' gibi bir şey sorulabilir. Toparlayacak olursam, genç gazetecilere öneriyorum, 'Sakın gelmeyin, Mars'ta hayat yok ' derim.