Haber Üsküdar - İbrahim Ethem Altınsoy, Kaan Güzeltepe, Ayşe Elmas
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından 21-23 Ekim tarihleri arasında düzenlenen 7.Uluslararası İletişim Günleri / Dijital Çağda İletişim Eğitimi sempozyumunun birinci oturumunda dijital çağda gazetecilik eğitimi ve akreditasyon konusu ele alındı. Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan'ın moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan, Araş Gör. Ali Karakaya, Dr. Ayla Acar, Dr. Öğr. Üyesi Sevil Bektaş Durmuş ile Araş. Gör. Serkan Karatay, Sena Özşirin ile Eda Gedikoğlu ve Prof. Dr. Gülcan Seçkin bildirilerini sundular.
Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan: "Gazetecilik eğitiminde pratik dersler yetersiz"
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Eren Ekin Ercan, "Dijital Çağda Gazetecilik Eğitimi: Lisans Ders Programlarına Dair Bir Analiz" başlıklı bildirisinde yaptığı çalışmanın bulgularını paylaştı. Ercan, tarihsel olarak, siyasal entelektüel bir faaliyet ve tavır alış ile teknik olanakların piyasa koşullarıyla iç içe geçerek kurumsal gücünü oluşturduğu gazeteciliğin günümüzde teknik ve teknolojik değişmeler dolayısıyla önemli bir değişim/dönüşüm geçirmekte olduğunu söyledi. Bu bağlamda üniversitelerde verilen gazetecilik eğitiminin iki açıdan önem taşıdığını vurgulayan Eren Ekin Ercan, şunları söyledi: "Bunlardan ilki, yine tarihsel bir miras olan “entelektüel yetiştirme” vurgusu taşıyan ve idealize bağlamıyla kamu adına siyasi erki denetleyen bir özneye atıfta bulunmaktadır. İkincisi, dijitalleşme kapsamında değişen pratikler dolayısıyla kaçınılmaz olarak dönüşüm geçiren gazetecilik mesleğinin durumudur." Eren Ekin Ercan, çalışmada İstanbul Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Hacı Bayram Veli Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi’nin gazetecilik ders programlarını karşılaştırdığını, bütün programlarda pratik derslerin oranının düşük olduğunu ifade etti.
Araş. Gör. Ali Karakaya: "Dijital olanakların sarmaladığı bir dünyada gazetecilik eğitiminin yeni gereksinimlerinin neler olduğu üzerine konuşmalıyız"
Ankara Üniversitesi'nden Araş. Gör. Ali Karakaya, "Gazetecilik Eğitiminin Yeni Gereksinimleri Bağlamında Dijital Çağda Eğitim Üzerine Düşünmek" başlıklı sunumunda şunları ifade etti: "Eğitim üzerine düşünmek, yalnızca öğretim, algılama ve sistematikleştirme bağlamında bilginin aktarımından öte içeriklerle ilişkilidir. En önemlilerinden biri eğitimin amacı konusudur. Kim, kimi, hangi amaçla, hangi içeriklerle, hangi koşullarda neden ve nasıl eğitecektir? Dolayısıyla eğitim, belli bir tarihsel-toplumsal amaç üzerine konumlanmaktan hareket etmek zorundadır. Temel derdimiz, eğitimin kendisine dair belirlenimlerin, eğitim metodolojisini, eğitimin çıktılarını ve eğitilenlerin geleceğini doğrudan etkilediğine işaret etmektir Bir başka derdimiz ise, teknolojik ve dijital olanakların sarmaladığı bir dünyada, gazetecilik eğitiminin yeni gereksinimlerinin neler olduğu üzerine konuşmaktır. Teknoloji kullanımı, dijital imkânlara hâkimiyet, eğitimcilerin çağın imkânlarına ve zorluklarına adaptasyonu ve gazetecilik eğitiminin hedeflediği çıktıların artık neler olabileceği üzerine konuşmaktır.
Dr. Ayla Acar: "Dijital medyada haber kavramı da gazetecilik pratikleri de değişime uğramıştır"
Dr. Ayla Acar, "Dijitalleşen Gazetecilik Pratikleri ve İletişim Fakültelerinde Gazetecilik Eğitimi" başlıklı sunumunda, 20. ve 21. yüzyıla damgasını vuran iletişim teknolojisindeki gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan dijitalleşmenin yeni iletişim ortamlarının oluşmasına ve gazeteciliğin bu yeni ortamlarda evrilerek dönüşmesine yol açtığını söyledi. Acar konuşmasını şöyle sürdürdü: "Yeni medya, geleneksel medyanın metamorfoz geçirmesi ve yeni medya teknolojilerine uyarlanması sonucunda ortaya çıkan bir melez yapı olarak da görülmektedir. Haberin zaman ve mekândan bağımsız, hızlı ve etkileşimli olarak aktarılabildiği bir ortam olan dijital medyada gerek haber kavramı gerekse gazetecilik pratikleri değişime uğramıştır. Dijital gazetecilikte hikâye anlatıcılığı, video haberciliği, veri gazeteciliği öne çıkan yeni alanlardır. Geleneksel gazeteciliğin 5N+1K kuralı dijital gazetecilikte de önemini korurken, Google arama motoru kriterleri de haber yazım sürecinde göz önünde bulundurulmaktadır. Günümüzde emek ve bilgi yoğun bir meslek olan gazeteciliğin sadece haber toplayıp yazmakla sınırlı olmadığı, gazetecilerin bilgisayar bilimci, tasarımcı gibi özelliklere de sahip olmaları gerektiği görüşü benimsenmektedir. Ayla Acar, çalışma kapsamında devlet ve vakıf üniversitelerindeki gazetecilik programlarını karşılaştırdığını belirtti.
Dr. Öğr. Üyesi Sevil Bektaş Durmuş: "Akreditasyon, öğrencilerin teorik ve pratik anlamda gelişimini güvence altına almaktadır"
İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Sevil Bektaş Durmuş, Araş. Gör. Serkan Karatay'la birilkte hazırladıkları "Yeni Medya ve Gazetecilik Eğitiminde Akreditasyon" konulu bildiriyi sundu. Sevil Bektaş Durmuş şunları söyledi: "Mezun olan öğrencilerin akademik ve sektörel yeterliliklerinin seviyesi, onların tüm hayatını etkileyebilecek nitelikte olduğundan, alanda kullanılan müfredat ve bu müfredatın sektörün beklentilerini ne kadar karşıladığı oldukça önemli hale gelmektedir. Bu sorunlara dönük olarak, iletişim eğitimi veren Türkiye'deki yükseköğretim kurumlarının uluslararası düzeyde gelişimini teşvik etmeye çalışan İletişim Eğitimi Değerlendirme Akreditasyon Kurulu (İLEDAK), akreditasyon vermektedir. Bu akreditasyon YÖK tarafından tanınmaktadır. Bu noktada akreditasyon, yeni medya ve gazetecilik eğitiminde kullanılan müfredatlarda, öğrencilerin teorik ve pratik anlamda gelişimi ile sektörel ihtiyaçların karşılanması hususunda yapılabilecek düzenleme önerilerini barındırması adına önemlidir." Bektaş Durmuş, çalışmayı İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi'nde yaptıklarını, ancak bildiri hazırlanırken YÖK tarafından bölüm adının değiştirilerek Yeni Medya ve İletişim haline getirildiğini, İLEDAK'ın bu yeni alana ilişkin yeni kriterler belirleyeceğini söyledi.
Sena Özşirin: "Yeni medya ve gazetecilik yüksek lisans öğrencileri uygulamaya yönelik derslerin artmasını istiyor"
Üsküdar Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Sena Özşirin, Eda Gedikoğlu ile birlikte hazırladıkları, "Üsküdar Üniversitesi Yüksek Lisans Öğrencilerinin Yeni Medya Ve Gazetecilik Eğitimine İlişkin Beklentileri Ve Görüşleri Üzerine Nitel Bir Araştırma" başlıklı çalışmalarını sundu. Özşirin şunları söyledi: "Dijitalleşmeyle birlikte ayrı alanlarda varlığını sürdüren bilgisayar ve medya teknolojileri bir arada işlev göstermeye başladı. Yaşanan bu teknolojik yeniliklerle birlikte ortaya çıkan yeni medya, gündelik hayatın en önemli araçlarından biri haline geldi. Yeni medyanın sık kullanımı bazı ihtiyaçları da ortaya çıkardı. Bunların başında yeni medya eğitimi geliyor. Üniversiteler yeni medya eğitimini gereksinimlere göre vermek için çeşitli lisans ve yüksek lisans programları açıyorlar. Bu çalışmada biz de Üsküdar Üniversitesi’nin Yeni Medya ve Gazetecilik yüksek lisans bölümünde okuyan 6‘sı kadın 6’sı erkek 12 öğrenci ile derinlemesine görüşmeler yaptık. Öğrencilerin memnun oldukları ve olmadıkları alanları belirlemeye çalıştık. Öğrencilerin aldıkları eğitimden genel olarak memnun olduklarını, en önemli beklentilerinin uzmanlaşmaya yönelik daha çok uygulama dersinin açılması olduğunu gördük."
Prof. Dr. Gülcan Seçkin: "İletişim eğitiminin nasıl yapılması gerektiği sorusu, değişmez konularımız arasında"
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nden Prof. Dr. Gülcan Seçkin, "Dijital Çağda İletişim Eğitimi Tartışmaları ve Bir Örnek: MSU College Of Communication Arts and Sciences" başlıklı bir sunum yaptı. Prof. Gülcan Seçkin, Türkiye’de ve dünyada iletişim eğitiminin nasıl yapılması gerektiği sorusunun her alanda değişimi izlemeye açık olan iletişim fakültelerinin değişmez bir konusu olduğunu ifade ederek konuşmasına başladı. Seçkin, "Genel anlayışa göre, insani ve sosyal bilimlerin buluştuğu genel eğitimin öğrencilerin, iletişimi zengin, kapsamlı, akademik bir kavrayışla kavramasına yardımcı olmaktır. Akademik eğitim boyutu mu önde olmalıdır, daha çok zanaat mi öğretmelidir, ya da bu ikilik aşılmalı ve pratiğe ilişkin yenilikler kuramsal bakış açılarıyla ilişkilendirilerek mi öğretilmelidir?" gibi soruların sorulmaya devam ettiğini söyledi. Çalışma kapsamında örnek bir model olarak Michigan Devlet Üniversitesi'nin İletişim Sanatları ve Bilimleri Fakültesi'nin müfredatını incelediğini söyledi. Fakülte bünyesinde birçok alanda uzmanlaşmayı öngören porgramlar olduğunu, öğrencilere farklı tercihler sunulduğunu vurguladı.