Röportaj: Suden Gülsüm Işık

 Geleneksel medya kuruluşlarına bağlı olmadan çalışan serbest gazeteciler, hem özgürlük hem de ekonomik belirsizlik içinde mesleklerini sürdürüyor. Serbest gazeteci Songül Karadeniz, bu çalışma biçiminin avantajlarını ve zorluklarını anlattı.

Serbest gazeteciliği nasıl tanımlıyorsunuz? Kimlere serbest gazeteci denilmektedir?

Telifli ya da kaşeli olarak haber hazırlamak olarak tanımlıyorum. Serbest çalışma biçimini tercih eden gazetecilere serbest gazeteci denilmektedir. Bu çalışma biçimi bir kurum çatısı altında olmak yerine birden fazla kuruma belirli sayıda haber hazırlamayı mümkün kılıyor. Fakat bunun yanında güvencesiz gazetecilik ya da işsiz gazetecilik olarak tanımlanan bir yönü de var.

Ne zamandan beri serbest gazeteci olarak çalışıyorsunuz? Serbest gazeteci olmaya nasıl karar verdiniz? Sizi serbest gazeteci olmaya yönlendiren şeyler nelerdir?

Yaklaşık 3 senedir serbest gazetecilik yapıyorum. Başlangıçtaki etken mecburiyetti çünkü çalışabileceğim kurum sayısı yetersizdi ve medya kurumlarının çoğu da mezun olduğum dönemde işe alım yapmak yerine işten çıkarmalar yapıyordu. İlk yaptığım telifli haber Gazeteciler Cemiyeti’nin veri gazeteciliği eğitimi kapsamında hazırladığım bir haberdi. Ardından hibe desteği alarak ekipmanlarımı tamamladım ve serbest çalışma imkanım temellenmiş oldu. Sonrasında bir kurumdan bağımsız olmanın kendi zamanımı kendimin planlayabilmesini de kolaylaştırdığı için devam ettim.

Serbest gazeteci olarak nasıl çalıştığınızı anlatabilir misiniz? Haber konularını siz mi öneriyorsunuz yoksa sizden belirli haberleri yapmanız mı isteniyor? 

Serbest gazetecilikte kendinizi sürekli başvuru formu doldururken buluyorsunuz. Bir projeye ya da telif desteğine başvururken belirli alanlarda haber yapmanız beklenebiliyor. Ben genelde hak haberciliği, veri gazeteciliği ve ekoloji haberciliği gibi eğitimlere başvuruyordum. Genelde de alternatif medyada bu kategorilerdeki haberler tercih ediliyor. Benim habercilik anlayışım hem yavaş gazetecilik hem de hak odaklı yaklaşıma sahip olduğu için aslında yaptığım haberleri bulmam daha kolay oluyor. Sadece kendi önerdiğim haberleri yaptığım bu zamana kadar ama mesela kadın hakları haberleri alan birine spor haberi öneremezsiniz mesela ama bu ikisini aynı anda isteyen kuruma da iki meseleyi harmanlayan bir konu önermeniz gerekebiliyor. Yahut ekoloji haberi alan bir kuruma veri haberi öneremezsiniz ama bu iki kategoriye harmanlayan bir haber sunabilirsiniz. Ben genelde kurumun bir beklentisi varsa bile kendi habercilik anlayışımla da harmanlamayı tercih ediyorum. Fakat belirli haber istenerek ısmarlama biçimde haber yapanlar da oluyor. Onda mesela uzmanlığınız olan bir konuda bilindiğinizde de sizden bu konuda bir haber hazırlar mısınız denebiliyor. Ben genelde ilgilendiğim türdeki telif desteklerine başvuruyorum ve yapmak istediğim haberleri yapıyorum. Bazen haberin bütününü değiştirmeden editör haber konusuyla ilgili öneri ve revize de isteyebiliyor. Sonrasında haberimin araştırmasını yapıp hazırlamaya başlıyorum.

Düzenli olarak belirli mecralara mı haber yapıyorsunuz yoksa haberinizi kim isterse o mecraya mı satıyorsunuz? En çok haber yayımlattığınız mecralar hangileridir? 

Daha sık telifli haber yaptığım mecralar var ama hep aynı mecralara yapmıyorum. Çünkü telif destekleri genelde dönemsel ya da proje bazlı olabiliyor. En fazla haberimi Gazeteciler Cemiyeti’nin yayın organlarından olan 9. Köy’e yaptım. Bir de bağımsız teyitçi olarak haber analizleri hazırladığım Teyit.org en sık telifli iş yaptığım mecraydı. Bunun dışında Journo, Gündem Fethiye, Kaos GL, Gezengen24 ve NewsLabTurkey’de telifli haber ve yazılar hazırladım. Tek bir kuruma haber yapabileceğimiz kadar çok destek görmüyor haber yaptığım kurumlar. Özellikle Avrupa Birliği fonları alabilen kurumlar daha sık telif destekli projeler açıyor. Bunun yanında fon kaynakları ve gelirleri azalmaya başlayan bu alternatif mecraların desteklenmemesi serbest gazeteciliği de sıkıntıya sokuyor.

Serbest gazetecilikten elde ettiğiniz geliri yeterli buluyor musunuz? Yoksa serbest gazetecilik dışında başka işler de yapmak zorunda kalıyor musunuz? Eğer başka işler de yapıyorsanız bunlar ne tür işlerdir?

Serbest gazetecilikte yaptığımız işten emeğimizin karşılığını fazlasıyla alıyoruz ancak sigortasız ve güvencesiz durumdayız. Ben her ay kendi sigortamı düzenli ödeyebilecek kadar kazanmıyorum çünkü şu an asgari ücret bile alsak aldığımız para geçinmemize ne yazıkki yetmiyor. Bir de serbest çalışıyorsanız telif ya da hibe ödemenizin ne zaman hesabınıza yatacağını hiçbir zaman bilemiyorsunuz. Bir ay iş yapmadıysanız öbür ay ne yapacağınızı genelde bilemiyorsunuz. Ben yavaş gazeteciliği benimsediğim için çoğu serbest gazeteci arkadaşımdan da yavaş bitirdiğim haberlerin daha sık oluyor. Hızlıca yapıp bitirilen işler ile daha yavaş bitirilen işler sizin ekonomik sürecinizi de belirliyor. Ben haberciliğe daha odaklı olduğum için ek işlerde de yine yaptığım işe yakın işler yapmaya çalışıyorum. Tek seferlik hibe desteği aldığım bir podcast projem var, onu büyütüp düzenli bir gelir sağlamayı umuyorum. Bunun dışında fotoğraf ve video işleri yapıyorum bazen. Geçtiğimiz aylarda Bodrum Türk Filmleri Haftası’nda dönemsel olarak editörlük yapmıştım. 2 sene evvel sosyal medya yöneticiliği de yaptım fakat vaktimi çok almaya başladığını ve etik açıdan gazetecilik faaliyetimi engelleme ihtimalinin oluşabileceğini görünce devam etmemiştim. Yaptığım ek işlerde de etik standartlarımı korumaya çalışıyorum.

Serbest gazeteci olarak kendinizi ne ölçüde özgür hissediyorsunuz? Serbest gazeteciler medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerden daha mı özgür? Serbest gazeteciliğin avantaj ve dezavantajları nelerdir?

Bütünüyle özgürüz diyemem ama en azından kaç saat çalışacağımı ya da nerede çalışacağımı kendim belirleyebilecek kadar özgürüm. Seyahat etmeyi de çok seven biri olduğum için düşük bütçeli olarak yurtdışına çıktığımda konakladığım hostelde de işimi yapabiliyorum, herhangi bir şehrin kütüphanesinde de işimi yapabiliyorum. Mesai kavramı ya da başımda dikilen bir patronun mobbingine uğramıyorum. Ama mesela serbest olarak foto muhabirliği de yapıyorum o zaman fiziksel baskılarla karşı karşıya kalabiliyorum. Editoryal anlamda ise tabiki yine bir kuruma bağlı çalışan gazetecilerden çok daha özgürüz ama haberi yayınlattığımız medya kuruluşlarının da bir editörü var. Genelde haberimi ayrımcı dilden uzak ve hatasız şekilde yazmaya çalıştığım için yaptığım haberlerde çok da bir değişiklik her zaman olmuyor. Uzmanı olmadığım bir alanda yaptıysam o haberi o zaman daha fazla düzenleme gerekebiliyor tabi.

Sizin için gazetecilik etiği ne anlama geliyor? İlkelere uygun davranmak önemli mi? 

Açıkçası kendimi bağımsız gazeteci olarak tanımlamamın en temel nedeni de bu. Yaygın olarak serbest gazetecilik tanımı kullanılsa da ben etik değerlerimi ve editoryal bağımsızlığımı öncelik edindiğim için ilkesel olarak bu tanımı tercih ediyorum. Telifli habercilik yaparken de haber hazırladığım kurumların çoğu AB fonlarıyla desteklendiği için isteseler de istemeseler de hak odaklı habercilik anlayışını benimsiyorlar. Bu da aslında benim etik değerlerimle orantılı haberler yapabilmeme olanak sağlıyor. Bu yüzden etik ilkelerimden hiçbir zaman taviz vermemeyi diliyorum. Genelde etikle mi karnını doyuracaksın gibi bir tepkiyle karşılaşıyorum yaşı ilerlemiş meslektaşlarımdan ve umarım ilerde aynı düşüncede olmak zorunda kalmam. Kendilerine saygı duysam da benim yolumun da bu olduğunu anlatmaya çalışıyorum elimden geldiğince.

Serbest gazeteci olarak turkuaz basın kartından yararlanabiliyor musunuz? Yararlanamıyorsanız bu durum sahada haber yaparken sıkıntı yaratıyor mu? Bu sorunun çözülmesi için ne önerirdiniz?

Serbest çalıştığım için ne yazık ki sigortasız da çalışıyorum. Bu sorunu çözmeye daha yeni odaklandım ama öncesinde emeklilik gibi kavramlar çok anlamsız da geliyordu. Halen daha çok da önemsemiyorum ama haber takibi yaparken turkuaz basın kartına sahip olmadığım için zorluk yaşadığım oluyor. Buna geçici çözüm olarak ise Gazeteciler Cemiyeti üyesi olduğum için IFJ Uluslararası Basın Kartı aldım. Bir etkinlikte yer almak istediğimde ya da müzeyi ziyaret etmek istediğimde IFJ kartı da kabul ediyorlar. Bodrum’da yaşıyorum mesela ve Bodrumspor’un süper lige çıkmasıyla yaşadığım yerdeki maçlara akreditasyon yaptırabiliyorum. Fakat İstanbul’daki Bodrumspor maçını takip edememiştim mesela uzun süreli akreditasyon veya turkuaz basın kartı gerektiği için.

Serbest gazeteci olmak isteyen gençlere ne önerirdiniz? İyi bir serbest gazeteci olarak neleri bilmeliler? Ne türden bilgi ve becerilere sahip olmalılar?

Kendinizi sürekli yenilemeniz ve geliştirmeniz gerekiyor. Bir de gazetecilik tutkusuna serbest gazetecilikte daha da fazla ihtiyacımız oluyor. Bırakmayı sık sık istediğim oluyor ama ekonomik kaygılara kapılmadan nitelikli işler ortaya koyunca mutlu oluyorum. Sürekli bir motivasyon kaybı yaşama riskiyle karşı karşıya kalsak da gazetecilik tutkusu sizi besliyor. Dijital becerilerinizin çok yönlü olması önemli. Hem fotoğraf çekmek hem video kurgulamak hem de podcast kaydetmeyi bilmek size bir avantaj sağlayabiliyor. Bunun yanında bir de teyitçilik becerilerinizi güçlendirip yapay zekayı da bir asistan gibi kullandığınızda işinizi daha nitelikli şekilde gösterebilirsiniz.

Tekrar seçim yapma şansınız olsaydı yine gazeteciliği mi seçerdiniz yoksa başka bir meslek mi seçerdiniz?

Yine gazeteci olurdum, çok şeye ilgiliyim ama gazetecilik bir tutku haline geldi. Çünkü gazetecilik yaparken birçok konuyla da ilgilenebiliyorsunuz aslında. Ben yazmayı sevdiğim için seçmiştim bu mesleği ve gazeteci olmasaydım bile gözlemlemeyi ve araştırmayı sevdiğim için belki yazar olarak başlardım ama yine gazeteciliğe dümeni kırardım. Astronot olma hayalim de hala içimde mesela, kim gelecekte bir astronot olmayacağımı kesin olarak söyleyebilir ki? İçimizdeki her tutkunun kendini göstereceği bir zemin illaki vardır. İlgi alanımız ve yeteneklerimiz de bu tutkuları ateşleyen etkenler oluyor.