Moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Becan’ın üstlendiği söyleşiye Argos Reklam ve Tanıtım’dan İbrahim Yoğurtçu konuk oldu.
Haber Üsküdar - Abdullah Şaşkın
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü tarafından düzenlenen “Gelenekselden Yeni Nesile Reklamda Görsellik ve Reklam Fotoğrafçılığı Dinamikleri” konulu etkinlik gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Dr. Öğr. Üyesi Cihan Becan’ın üstlendiği etkinliğe Argos Reklam ve Tanıtım’dan İbrahim Yoğurtçu konuk oldu.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölümü tarafından gerçekleştirilen etkinlikte Argos Reklam ve Tanıtım’dan İbrahim Yoğurtçu konuk edildi. İbrahim Yoğurtçu, reklam sektörü ile ilgili tecrübelerini öğrencilerle paylaştı.
"Reklamda hedef kitleye göre karar veriyoruz"
Reklam çekiminin önemine ve tekniğine değinen İbrahim Yoğurtçu, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Bazı firmalarda hedef kitleye ve kime hitap edeceğimize göre bir karar veriliyor. Bu karar verilirken esas değinmek istediğim, biz reklam fotoğrafçılığında daha önce belirlenmiş, ajansın belirlediği, kreatif direktörün belirlediği içinde müşterinin de olduğu tasarımı, bir hayali görsele çeviriyoruz. Hazır bir konuyu, biz görsele çeviriyoruz. Aslında tekniği kullanarak bir şeyleri sağlıyoruz. Peki bu sürecin içinde fotoğrafçının yeri ne? Fotoğrafçı, ne kadar katkı sağlıyor bu sürece? Sonuçta reklam filmi, sinema filmi ve fotoğraf teknik bir süreç ve teknik bir iştir. Bunu öğrenci arkadaşlarla kısa film senaryolarında da çok görüyoruz. Yazı bir hayal. Hayalimizi, bir hikaye olarak yazıyoruz. Ama bunun çekilebilme noktasında sorunlar yaşıyoruz. Bu hikayede de reklam fotoğrafçılığında da reklam filminde de bir hayal olabilir. Bir senaryonuz olabilir. Bu teknik olanaklarla mekan, ışık, kamera veya daha teknik olarak bahsedecek olursak yüksek kare çekim, düşük kare çekim olanağını ancak bu işin uzmanına, yönetmenine veya fotoğrafçıya al-ver yaparak anlayabiliriz. Çünkü öyle şeyler oluyor ki: örneğin hayalinde bir yiyecek firması; yumurta tavaya yavaşça düşüyor ve etrafa yayılıyor ya da suyun içine makarna düşüyor. O suyun içinde kabarcıklar oluşuyor. Bunu yazmak ayrı bir şey çekmek ayrı bir şey. Örneğin çok yüksek kare çeken kameraya ihtiyacımız var. Biliyorsunuz ki ne kadar yüksek kare olursa o kadar görüntünüz 'slowmotion' olur. Mesela yumurta sarısının una düşme hızını çok çok yavaş yapmak istiyorsan çok teknik bir konudur bu. Siyah kare, yüksek kare çeken kameralarımız var. Onlardan almak gerekiyor. Mesela bu bir örnek olabilir. Senaryoda öyle bir şey var. Reklam fotoğrafçısı ya da yönetmen bir ajans fikri oluştururken, işin tam neresinde sorusunu oluştururken cevabına iyi bir örnek olduğunu düşünüyorum. Sonrasında bir plan belirleniyor. Ürünümüz neyse 'yakın bir fotoğrafa ışık modumuz yani açı modumuz şöyle olacak' diye ajanslar ile bir al-ver yapıyoruz. Arabayı örnek vereceğim burada. Bu arabanın reklam çekimini gerçek bir yerde mi çekmek daha mı mantıklı yoksa belli bir hayalle ve kurguyla onu stüdyoda çekmek daha mı mantıklı? Bu fikirleri tartışmak için fotoğrafçı, sürekli bu toplantılara katılmak zorunda.”
“Sizi farklı kılan şey, yaptığınız işlerdir”
Pazarlama ve popülerlik unsurlarını ele alan İbrahim Yoğurtçu, “Bizim işimiz aslında çok popüler bir iş. Tepede satmak gibi amacımız olduğu için o popüler fikri, popüler unsurlarla desteklememiz gerekiyor. Gündelik alışkanlıklar, popüler olan dizi karakterleri, gündemde herhangi bir olay olabilir. O yüzden reklam fotoğrafçılığında bu işe ilgi duyan arkadaşların gündemi çok iyi takip etmesi gerekiyor. Çünkü iyi ajanslarla yaptığımız işlerde bu fikirler oluşturulurken o projeyi yöneteceğim için beni de dahil etmek zorundalar. Bu popüler unsur önemli bir konu. Bunu biraz açmak istiyorum. Bir konuyu bilmek, esas alanını bilmek, filmi, yönetmenliği bilmek sizi iyi fotoğrafçı ya da iyi yönetmen, reklam fotoğrafçısı yapmıyor. Benim çok önem verdiğim konulardan bir tanesidir. Yan alanlarda iyi bir hukukçu, fotoğrafçı ya da yönetmen olabilirsin. Sizi farklı kılan şey, yaptığınız işlerdir. O alanlarda edindiğiniz beceriler, sizin esas mesleğinizde diğer insanlardan ayrı tutar. Hayallerimizi biraz çemberin dışında tutmaya alışmamız lazım. İnanılmaz pazarlama bilmek, Netflix, sinema, kültür-sanat bilmek gerekiyor. Aslında bizim işimizde esas mevzu ne çekeceğimizi bilmektir. Kendimizi başka alanlarda yetiştirip, işimizde kullanabiliriz. Teknik iş esas konumuzdur. Seyirci ve ajans hayal eder ama görüntüyü, görüntü yönetmeni çeker. Yönetmen olmak farklı bir şeydir” dedi.