Rize Ovit Yaylası gezi yazısı
Haber Üsküdar - Samet Sağlam
Ovit, Rize’nin İkizdere ilçesinde bulunan 2640 rakımlı, eşsiz manzaralı yaylasıdır. Açıkçası daha önce birçok kez gittiğim yaylayı bir kez daha göreceğim için heyecanlıydım. Aslında buraya gitme planımız yoktu, 15 Kasım günü bir pazar kahvaltısından sonra ailecek planladık ve öğle saatlerinde yola çıktık. Evden çıkmadan önce kışa uygun giysiler giydim çünkü gideceğimiz yer yayla olduğu için kar göreceğimi ve sıcaklığın da çok düşük olacağını tahmin ediyordum, aslında bayağıdır kar görmediğim için de heyecanlanmıştım. Hazırlanıp Rize Kalkandere'den yola çıktık. Yolda buz riski olduğu için temkinli gittik. Yakın zamanda yapılan, Türkiye’nin en uzun tüneli olan Ovit Dağı tünelinden geçtik. Yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra Ovit Yaylası'nın zirvesine ulaştık. Yemyeşil doğanın üzerini beyaz bir örtü kaplamıştı. Zirveler soğuktur lafı burada da geçerliydi ve fazlasıyla üşüdük, sadece 5 dakika fotoğraf çekmek için dışarı çıktıktan sonra kendimi arabanın klimasının yanına buldum. Sonrasında zirvenin aşağısına doğru inmeye başladık, indikçe güneşin bizi ısıtabildiğini anladık, çünkü zirvede güneş olsa da sadece gökyüzündeki parıltı olarak gözüküyordu. Neyse ki aşağı doğruya indikçe vücut sıcaklığımız arttı ve üşümemiz azaldı.
Zirvede kış, eteklerde sonbahar mevsimi
Zirvenin etekleri tepeden farklı bir mevsimi yaşıyordu, ağaçların yapraklarından dökülen yapraklar sonbaharı anımsatıyordu, hâlbuki zirvede kışın ortasındaydık. Ormanın içinde fotoğraflar çekildikten ve sımsıcak Rize çayı içtikten sonra temiz oksijeni içimize çektik. Ağaçlar arasında dolanırken yerde kestaneler ve cevizler gördüm, açıkçası doğanın bu ikramını geri çeviremezdim. Burada biraz vakit geçirdikten sonra aslında doğanın insana ne kadar iyi geldiğini anladım, betona gömülmüş kentler değil, yemyeşil ağaçlarla çevrili mekanlar bizim yaşam alanımız olmalı. Doğayı korumazsak gri duvarlara hapsolacağız. Doğanın güzelliğiyle gözlerimizi doyurduktan ve temiz hava ile ciğerlerimizi bayram ettirdikten sonra Ovit yaylasından çıkıp bize yakın olan Erzurum’un İspir ilçesine doğru yemek yemek için yola çıktık. Bir esnaf lokantasında aracımızı durdurduk, koronayı hatırlayıp maskelerimizi taktıktan ve dezenfektan sıktıktan sonra içeri girdik, gayet sıcak, küçük de olsa şirin bir lokantaydı, bize cağ kebaplarının ünlü olduğunu ve denememiz gerektiğini söylediler, birazcık cağ kebabı yedikten sonra karnımızı doyurup güzel bir çayla da sonlandırdık. Geri dönüş vakti gelmişti, çünkü hava yavaşça kararıyordu, akşam soğuğu yolda buzlanma yapacağından, çok fazla oyalanmadan geri dönüş için arabaya bindik. Açıkçası geri dönüş yolu hakkında çok fazla bilgi veremeyeceğim çünkü yemeği yedikten bana ağırlık çöktü ve geri dönüş yolculuğunu uyuyarak geçirdim.