Merdiven altı maskecilik yeni iş alanı haline geldi
Maskecilik yeni iş alanı haline geldi
Haber Üsküdar - Özge Aktan
"Merdiven altı maskelere dikkat!’" uyarısıyla neredeyse her gün yeni bir haber okuyoruz. Uzmanlar uyarıyor. Özellikle boyalı, desenli maskeler kanserojen madde içerdiğinden insan sağlığını tehdit etmekte. Boyasız ve renksiz olanlar da ne kadar güvenilir, tartışma konusu.
Tüm dünyayı tehdit eden Kovid-19 salgını sürecinde maske günlük yaşamımızın vazgeçilmezi haline geldi. Virüsten korunmada önemli rol oynayan maskelerin satışında salgınla birlikte büyük bir patlama yaşandı. Ancak, bakkalda, kuruyemişçide, hırdavatçıda, seyyar satıcıda satılan bu maskeler ne kadar güvenli, kullananları ne kadar koruyor?
11 yıldır eczacılık yapan İlyas Zurnacı, merdiven altı maskeler hakkında kesin ve net konuşuyor, Kovid-19 sürecinin iyi yönetildiğini söylüyor: "Devletimiz üzerine düşen görevi başarıyla yerine getiriyor. Ancak maske konusu sıkıntılı. Merdiven altı üretim artınca devlet sistem çıkardı ama bir yararı olmadı. 50 tane maskenin 10-15 lira gibi bir fiyata satılması mümkün değil. Biz eczanemiz olarak maskelerimizi anlaşmalı depolarımızdan temin ediyoruz. Bu depoların Sağlık Bakanlığı onayları mevcut. ÜTS (Ürün Takip Sistemi) Kaydı denilen bir sistem aracılığıyla alıyoruz maskelerimizi. İyi bir maskenin mutlaka 3 katlı ve filtreli olması gerekiyor.’’
"Ürettiğimiz maskelerin koruyuculuğuna güveniyorum"
İlyas Zurnacı, maskelerde Sağlık Bakanlığı onayı gerektiğinden bahsediyor ancak sokak aralarında bile satılan maskelerin ne yazık ki böyle bir kaydı bulunmamakta. Biz de neler olup bittiğini merdiven altı üretim yapan bir atölye sahibine sorduk. İsmini ve iş yeri bilgisini gizli tuttuğumuz atölye sahibi, pandemi başlayınca 27 kişilik tekstil ekibinin işine son verip maske işine başladığını belirtiyor.
Kendi ürettiği maskelerin fabrika üretimi olduğunu söyleyen atölye sahibi, maskelerin koruyuculuğunun yüksek olduğunu ifade ediyor: "Biz büyük firmalardan paketli alıyoruz, makinede kesinlikle el değmeden hijyenik koşullarda üretiliyor. Piyasada kalitesiz maskeler de var, sadece kazanç elde etmek isteyenlerin sattıkları. Bizim maskelerimiz hijyenik, orta katmanı ‘melt-blown’ denilen malzemeden yapılır. O filtrenin olduğu maske de güvenle kullanılabilir." 50’li toptan satımını 12, perakende satımını 15 liradan yaptığını söyleyen atöyle sahibi, ürettiği maskelerin koryuculuğuna güveniyor.
Olan yine Türk halkına oluyor
Eczacı İlyas Zurnacı 10-15 liraya tam korumalı maskenin olamayacağını belirtmişti. Ancak maske üreticisi atölye sahibi tam korumalı ve güvenilir maskelerini 12-15 lira aralığında sattığını belirtiyor. Üstelik marketlere, bakkallara verdiğini söylüyor. Market ve bakkallar da bu maskeleri 30-35 liradan aşağı satmıyor. Aşırı kazanç elde etmek için halkın sağlığıyla mı oynanıyor yoksa gerçekten maskeler ucuza üretilebiliyor mu?
Satın aldığınız maskelerin ÜTS kaydı var mı diye bakabilirsiniz
Sağlık Bakanlığı'nın Ürün Takip Sistemi (ÜTS) sayfasında satın aldığınız maskenin bilgilerini girerek ÜTS kaydı olup olmadığını görebilirsiniz. Eğer satın aldığınız ürünün ÜTS kaydı varsa bu maskeyi güvenli biçimde kullanabilirsiniz. Sözcü'de yayımlanan habere göre, TOBB Medikal Meclis Başkanı Mete Özgürbüz, Sağlık Bakanlığı Ürün Takip Sistemi’ne (ÜTS) kayıtlı 570 maske üreticisinin bulunduğunu belirtti. Özgürbüz, ÜTS’ye kayıtlı firmaların ürünlerinin Sağlık Bakanlığı’nın denetimine açık oldukları için daha güvenli olduklarını ifade etti. Hürriyet yazarı Sefer Levent, marketlere, bakkallara, güzellik merkezlerine, makyaj malzemesi satıcılarına, kuruyemişçilere, eczanelere, medikallere girip satıştaki maskeleri sorguladığını belirten bir yazı yazdı: "Bunu da cep telefonlarına indirilen Ürün Takip Sistemi (ÜTS) isimli uygulama ile yaptık. Çünkü Türkiye’de satışa çıkan tüm maskelerin ÜTS’ye kayıt olması gerekiyor. ÜTS maskenin tebliğle istenen tüm özellikleri taşıdığını yani sağlık açısından uygun olduğu gösteriyor. Ne yazık ki eczane, medikal ve büyük marketlerin bir bölümü dışında satışa çıkarılan birçok maskenin ÜTS’ye kayıtlı olmadığını gördük."