Pamir Arabacıoğlu: Tasarımcı olmak meşakkatli bir yol
HABER ÜSKÜDAR- RABİA ERGÜL
Haber Üsküdar - Rabia Ergül
İletişim Fakültesi Görsel İiletişim Tasarımı Bölümünde modelleme ve animasyon üzerine dersler veren Öğretim Görevlisi Oruç Pamir Arabacıoğlu ile görsel sanatlar, tasarım ve animasyon üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Oruç Pamir Arabacıoğlu lisans eğitimini İstanbul Ticaret Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünde tamamladıktan sonra Amerika’da Savannah College of Art and Design (SCAD)’da Görsel Efektler yüksek lisansı yaptı. Görsel sanatlara ve tasarım dünyasına olan ilgisinin lise yıllarında hayatına bilgisayar girmesi ile başladığını belirten Arabacıoğlu, mesleki gelişimi içinse üniversite yıllarından itibaren merakla başlayan sürecin çok çalışarak devam ettiğini, kendisini bu şekilde geliştirdiğini ifade etti.
Arabacıoğlu konuşmasına, "Bu iş aslında her iş gibi merak işi. Merak edip daha çok araştırmak; istediğinizi elde edebilmek adına daha çok çalışmak ve yenilikleri yakından takip etmekten geçiyor. Ben de elimden geldiğince yapmak istediğim, tutku ve merak ile yaklaştığım konuları günlük hayatımın içine entegre ederek kendi gelişimimi sürekli güncel tutmaya gayret ediyorum’’ diyerek devam etti.
Her yeni iş, yeni bir öğrenme alanı
Çalışmalarında dikkat ettiği detayları sorduğumuzda, düzenin ve planın en önemli hususlar olduğunu söyleyen Arabacıoğlu, "Düzenli ve planlı olmak en çok dikkat ettiğim noktalardan ikisi. Yapacağım işlerin sırasını, yapmam gerekenleri ve ihtiyacım olan zamanı öncelikle planlarım. Araştırmalarıma başlar, örnekleri inceler ve gerekirse tutorialları izlerim. Çünkü her yeni iş, yeni bir öğrenme alanı. Dağınık çalışmaktan kaçınırım. Çünkü ne kadar dağınık çalışırsanız iş ilerledikçe o kadar çıkmaza girersiniz. Yaptığınız bir işi düzene oturtursanız aylar hatta yıllar sonra bile projenize geri dönüp baktığınızda kaldığınız yerden devam edebilir ya da üzerinde kolayca değişiklikler yapabilirsiniz’’ şeklinde ifade etti.
Projelerdeki düzenden söz ederken kendisine çalışmalarında ilham aldığı kaynakları sorduğumuzda internet ve sosyal medyanın en büyük ilham kaynağı olduğunu ifade eden Arabacıoğlu, "Takip ettiğim birçok video kanalından besleniyorum diyebilirim’’ diye konuştu. Ayrıca, yalnızca tasarım ve animasyonla değil geleceğin teknolojileri ve uygulama alanları ile yakından ilgilendiğinden bahsedip, "Çok yönlü araştırma ve farklı işler yapan insanları takip etmek en çok ilham aldığım alanlar diyebilirim. Tasarım ya da animasyon yapmak demek sadece iyi program bilgisine sahip olmak değil benim için. Sosyal ve gündelik hayatın içerisinde iyi bir gözlemci olmak, olabildiğince her konudan ve güncel durumlardan haberdar olabilmek, daha çok gezmek, daha çok görmek ve tabii ki okumak ilham aldığım kaynakların başında geliyor. Günümüzün ve artık geleceğin en önemli alanı veri toplamak. En iyi veri gözlem yaparak ve araştırarak gerçekleştirilebileceğini düşünüyorum" diyerek çok yönlülüğün önemini vurguladı.
Bu tip bölümlerde hiçbir zaman öğrendim ve bitti gibi bir anlayış yoktur
Görsel sanatlar, tasarım ve animasyondan bu kadar bahsetmişken kendisine fakültemizde açılmakta olan çizgi film ve animasyon bölümü ve verilecek eğitim içeriği konusundaki düşüncelerini sorduğumuzda, "Animasyona sadece çizgi film gibi bakmamak lazım. İçeriğinin ne kadar geniş olduğunu bilerek ve belirli uzmanlık alanlarını işaret eden bir müfredat hazırlanmalı bence. Öğrenciler, eğitimleri boyunca alacakları bu alan derslerinden yeterince beslenmeli, seçimlerini yapmalı ama üzerine kendileri bir şeyler koyarak yollarına devam etmeliler. Bu tip bölümlerde hiçbir zaman öğrendim ve bitti gibi bir anlayış yoktur, olmamalıdır da. Eğer öğrenci ilk iki sene içinde tüm temel sanat ve tasarım eğitimlerini tamamlarsa diğer iki senede de uzmanlaşmak istediği alanla ilgili seçmeli ve zorunlu dersler almalıdır. Seçenekleri geniş olmalıdır. Mezun olduğunda ise kariyerine başlayacağı uzmanlık alanı kafasında net olmalıdır" diye cevapladı.
Araştırmak, çalışmak ve yılmamak
Genç tasarımcılar ve bu bölümden mezun olan/olacak öğrenciler için tavsiyelerini sorduğumuzda, "Hemen hemen verdiğim bütün cevaplar aynı kapıya çıkıyor aslında; araştırmak, çalışmak ve yılmamak. Hayatta neler olup bitiyor, güncel trendler neler, teknolojinin gelişimine ve değişimine nasıl ayak uydurabilirim gibi soruları kendilerine sorabilirler. Gelişim bu sorulara verdikleri cevaplarda gizli aslında. Çok yönlü düşünerek, dünyada ve ülkemizde insanlar neler yapıyor’u araştırarak kendilerini rahatlıkla geliştirebilirler diye düşünüyorum’’ şeklinde konuştu.
Son olarak animasyonun dünyadaki gelişimini nasıl bulduğunu sorduğumuzda, "Animasyonun gelişimi dünyada ilerleyen ve gelişen teknoloji ile doğru orantılı. Teknoloji her alanda olduğu gibi her geçen gün işlerimizi oldukça kolaylaştırıyor, tüm süreçleri kısaltıyor. Süreçleri kısalttığı gibi, gerçekliğini, kalitesini ve kullanıldığı alanların her geçen gün ne kadar fazlalaştığını rahatlıkla görebiliyor insan. Sıklıkla sinema, reklam ve oyun sektöründe yer alan animasyon ve görsel efektler gelişen teknoloji ile birlikte sağlık, havacılık ve diğer alanlarda da karşımıza çıkmaya başlıyor" diyerek cevapladı ve cümlesini, "Teknoloji gelişimi sürdükçe animasyonu hayatımızın her alanında göreceğiz ve bu konuda nitelikli iş gücü her zaman aranan durumda olacak" diyerek sonlandırdı.