Covid-19 spor medyasını da olumsuz etkiledi
15.01.2022 13:56

Covid-19 spor medyasını da olumsuz etkiledi


Haber Üsküdar – Alper Kaan Başdoğan

Ortaya çıktığı Aralık 2019’dan bu yana iki seneyi deviren ve etkileri hâlâ insan yaşamında bariz biçimde hissedilen Covid-19 pandemisinin spor medyasına etkilerini Eurohoops Türkiye editörlerinden Semih Altınbaş’la konuştuk. Eurohoops Türkiye ağırlıklı olarak basketbol haberleri yapan bir haber sitesi.

Pandemi süreci çalışma hayatınızdaki rutini nasıl etkiledi? 2019’un Aralık ayından öncesiyle sonrası arasında ne gibi farklar ve zorluklar yaşadınız?

Hâlihazırda Türkiye’de bir ofisimiz olmamasından ötürü evden çalışan bir ekibimiz var. Bu durum pandemi öncesinde de bu şekilde işliyordu. O sebeple çalışma ortamı bakımından benim açımdan çok çarpıcı bir değişiklik olmadı. Fakat liglerin birer birer iptal edilmesiyle beraber bağlı olduğum kurumun bu liglerle imzaladığı medya partnerliği anlaşmaları da iptal olmuş oldu. Bu tüm sektörün derin bir mali problem yaşamasına zemin hazırlarken bu problemler elbette basın emekçilerini de zor durumda bıraktı. Ancak sürecin gitgide hafiflemesi ve liglerin yeniden oynanmaya başlamasıyla durum az da olsa normale dönmüş oldu. Bu süreçte çalışma saatlerimiz düşüş gösterirken ürettiğimiz içerikler noktasında zorluklar yaşadığımız, insanları aslında sporun fiziken var olmadığı bir dönemde sporun içinde tutma çabamızın dönüş sağlamadığı dönemler de oldu. Şu anda her şey daha normale dönmüşken tekrar pandeminin tırmanışa geçmesiyle yeniden aynı dönemin yaşanabileceği korkusu genel olarak spor medyasında hakim.

Test, aşı gibi unsurları barındıran protokollerin işleyişi spor basınında çalışma yürüten kişiler için kolaylaştırıcı süreçler oldu mu?

Diğer ülkeler açısından bu hususta gazeteci arkadaşlarımla iletişime geçmemiş olsam da orada belki durumun farklı işlediği olmuştur ancak ben Türkiye bazlı edisyonda çalışma yürüttüğüm için buradaki protokollere tabiyim. Türkiye’deki Covid-19 protokollerinin genel itibarıyla süreçleri daha da zorlaştıran niteliklere sahip olduğunu söyleyebilirim. Öncelikle bu protokollerde devamlılığın sağlanamamış olması, federasyonların ve onların bağlı bulundukları Spor Bakanlığının geç reaksiyonlarının tutarlılığı gibi meseleler hep bir soru işareti oldu. Meselâ ben aynı zamanda bir öğrenciyim ve 2020 yılı özelinde bütçem de beni çok rahat ettirecek bir noktada değildi. Bir spor kulübünün düzenleyeceği medya gününe katılabilmek için zorunlu olan PCR testini vaktinde verebilmek açısından bir hastaneye başvurduğumda benden çok yüklü bir ücret talep edilmişti. Elbette bu ücreti benim kurumum karşıladığı için biraz daha konforlu bir kesime hitap ediyorum ancak tüm emekçilerin aynı şartlar altında çalışamadıkları da bir gerçek. Aşı protokollerinin de bu bağlamda sürekli değişkenlik gösteriyor olmasını, süreci zorlaştıran faktörler arasında sayabiliriz. Bir anekdotumu aktarayım. Biz herhangi bir etkinliğe, maça katılım gösterebilmek adına akreditasyonlarımızı sağlaması için Türkiye Spor Yazarları Derneği’ne (TSYD) ulaşmak durumundayız. Geçtiğimiz yaz yapılan bir etkinliğe önceden e-posta yoluyla katılmak istediğimi belirtmeme rağmen pandemi sonrası protokollerin bu sürecin dinamiklerini değiştirmesinden ötürü akreditasyonumun kabul edilmediğini etkinlik alanına gittiğimde öğrendim ve alana sokulmadım. Ardından aynı etkinliğe bilet alarak girmeyi denediğimde ise 2. doz aşımın üzerinden 14 gün geçmemesinden ötürü içeri seyirci olarak da giremedim. Dolayısıyla sorunun cevabı kocaman bir hayır.

Sahada çalışma olanaklarınız bu süreçte nasıl etkilendi?

Özellikle pandeminin baş göstermesinin ardından 2020-2021 sezonu seyircisiz biçimde oynandı ve basın mensupları da büyük ölçüde salonlarda yerlerini alamadılar. Bu sebeple Türkiye’deki liglerde maç sonu basın toplantıları katılım azlığından ötürü kaldırıldı. Futbol basınındaki arkadaşlar için durumlar tam olarak böyle işlemedi çünkü oradaki endüstriyellik, o sektörün hitap ettiği kitle çok farklı. Ben basketbol alanında çalışma yürütüyorum ve bu sebeple şartlarımız her zaman o kadar iyi olmadı. Basın tribünlerinde maske kullanma zorunluluğunun benim gibi gözlük kullanan insanlar için yarattığı buharlaşma sorunundan bahsetmiyorum bile (gülüyor)…

Röportaj organize etme noktasında ne gibi sorunlar yaşadınız? Çevrim içi alanları değerlendirmek bu noktada bir kolaylık yarattı mı?

Tabii ki de. Ancak bu çoğu zaman tercih edeceğimiz bir şey olmuyor. Bir sporcuyla yan yana gelerek röportaj yapabilmek ile internet ortamında görüşme yürütmeye çalışmak birbirinden çok farklı şeyler. Medya günlerine yalnızca organizasyonların medya partnerliği konusunda anlaşma imzaladığı kurumlar katılım gösterebildiler. Ne şanstır ki, benim bağlı olduğum kurum da bu organizasyonların global medya partneriydi. Ancak yine de hâlen sezon içerisinde özel röportaj düzenlemek istediğimiz oyuncuları ya maç sonlarında soyunma odası koridorlarında beklemek durumunda kalıyoruz ya da online toplantılar aracılığıyla röportajlarımızı gerçekleştiriyoruz. Her ne kadar bu online platformlar üzerinden sporcularla dirsek temasında kalabilmek adına tercih etmediğimiz bir durum olsa da, evlere tıkıldığımız süreçlerde iletişimlerimizi devam ettirmek adına bu yolu kullanabiliyor olmak çok büyük bir kolaylık unsuru oldu.

Pandemi sürecinde basketbol maçlarına ilişkin kararlar

Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu, 19 Mart 2020 tarihinde twitter hesabından yaptığı paylaşımda Covid-19 salgınına yönelik tedbirler kapsamında hentbol, voleybol, basketbol ve futbol liglerinin ertelendiğini açıkladı.

Türkiye Basketbol Federasyonu, 11 Mayıs 2020’de Kovid-19 salgını nedeniyle tüm liglerin şampiyon ilan edilmeden ve küme düşme olmadan sonlandırıldığını duyurdu.

Türkiye Basketbol Federasyonu 9 Eylül 2020 tarihinde yaptığı açıklamada 2020-2021 basketbol sezonunda ilk yarı maçlarının seyircisiz oynanacağını açıkladı.

Türkiye Basketbol Federasyonu 2 Temmuz 2021 tarihinde yaptığı açıklamada 2021-2022 sezonunda maçların yüzde 50 kapasiteyle seyircili oynanmasına karar verdi.