Kanserli çocuklara yeni umut
Haber Üsküdar - Nilay Tuğçe Bostancı & Burak Demirbaş
Kanserli Çocuklara Umut Vakfı, ailelerin yaşadıkları maddi sorunlar nedeniyle tedavileri aksama riski taşıyan çocukların tedavilerinin sürdürülebilmesi için çaba gösteren bir sivil toplum örgütü. Vakfın Proje Koordinatörü Hande Kösek Aluç, “Devletten yardım almıyoruz, hibeleri ve bağışları kovalıyoruz. Aile evi olmasaydı bu vakıf faaliyetlerini sürdüremezdi” diyor.
Aile evi projenizden söz edebilir misiniz?
KAÇUV’un kuruluşu 2000 yılına dayanıyor. Yönetim Kurulu başkanımız Prof. Dr. İnci Yıldız o dönemde Cerrahpaşa’da hematolog , onkolog olarak görev yapıyordu. Ona gelen her hasta İstanbul’dan değil şehir dışından da olabiliyormuş, böylelikle şehir dışından gelen hasta çocuk ve ailelerinin kalacak yerlerinin olmadığını görmüşler, ayrıca hasta çocuk ve annenin hastanede yattığı sürede babaların otoparklarda yattıklarına tanık olmuşlar ve bu aileler için bir merkez, aile evi olsun, orada konaklayabilsinler diye düşünmüşler. Aslında vakfın kuruluşu burada işlevselleşiyor diyebiliriz. Sonunda 2013 yılında da aile evi kuruldu. 5 yıldır temel faaliyetlerimizi sürdürebiliyoruz. Proje yazma, iletişim çalışmaları yürütme, farkındalık yaratma gibi şeyler beş yıldır yaptığımız işlerdir.
KAÇUV’u diğer vakıflardan ayıran nedir?
Hem çocuğa hem aileye temas ediyoruz ve bu bizce sürecin en önemli parçası, çünkü süreçte en çok annelerin psikolojik anlamda yıprandığını görebiliyoruz. Tanı konulduktan sonra kendi çocuklarına bu durumu konduramıyorlar, biz de uzman psikologlarımız ile çocuklarla ve aileleriyle terapiler gerçekleştiriyoruz.
Vakfın gelirleri nereden sağlanıyor? Devlet desteği var mı?
Öncelikle devlet desteği yok. Devletin böyle kuruluşlara destek vermesi durumu hiçbir zaman olmadı. Sağlık Bakanlığı’nda sadece hastanelerde bir çalışma yapmak için izin alıyoruz ancak bu maddi bir destek değil. Devlet genelde böyle şeyler yapmıyor ama hibeler açıyor. İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan üç proje için destek aldık. İlki 2012 yılında “Oyun Benim İlacım” projesini, ardından “Çocuk Kaşifler Sanal Dünyada”, son olarak da “Sanatla Hayata Renk Kat” projesini gerçekleştirdik.
Ne tür bağışlar alıyorsunuz?
Bağışları ikiye ayırıyoruz. Ayni bağışlar ve nakdi bağışlar şeklinde. Ayni bağışlar, oyuncak bağışı ve hediye bağışı gibi bağışlar. Maddi olarak da, örneğin sms hattımız var, KAÇUV’un ürünleri var ve bunlar standlarda satılarak gelir elde ediliyor. Yuvarlama sistemi var burada da. Örneğin 12.60 TL gibi bir alışveriş yapıldığında kişi o tutarı 13TL’ye yuvarlayıp oradaki kuruşları bağış olarak yolluyor, çok ufak gibi gözükse de çığ gibi büyüyor. En önemlisi ise maraton. Adım Adım Platformu ve bu yıl Vodafone İstanbul Maratonu ile 1 milyon 300 bin TL toplandı ve ikinci aile evinin temelleri atıldı.
Oyuncak bağışında kriter var mı?
Hediye detayı yönergemiz var. Peluş kabul edilmemekte, çocuk düşürüp tekrar sarılabiliyor. Simli boya olmuyor mesela, ya da kanserojen maddeler olan şeyleri eliyoruz.
Gönüllüler kimlerden oluşuyor?
Gönüllülerin çok büyük bir kısmı kadın. Eğitimlerde 25 kadın geliyorsa 3 erkek geliyor. Hiçbir veriye dayanmadan gözlemlerimi aktarıyorum. Çok çok çok büyük bir kısmı gençlerden oluşuyor.
Aile evi projesinden bahseder misiniz?
İlk aile evi Cerrahpaşa’nın hemen yan tarafında kuruldu. 14 odalı. Bir evde neye ihtiyaç varsa orada da herşey var. Ortak alanları var ve aileler, burada aile 3 ay boyunca kalabiliyor. Bu süreçte doktor raporu istiyoruz aileden, çünkü kimseye mağduriyet yaşatmak istemeyiz. Bir dönemde tanı çok yükselmişti ve bizde böyle bir sınırlandırmaya ihtiyaç duyduk. Bu 3 aylık süreçte en azından akrabalarını araştırabildiler sıra yoksa zaten uzatıyoruz şu ana kadar kimse açıkta kalmadı. Sonrasında ise Anadolu yakasındaki hastaların çok mağdur olduğunu gördük. Anadolu yakasının herhangi bir yerinden Cerrahpaşa’ya gelmek çok zor, bu yüzden ikinci aile evi projemizin temellerini Nisan’ın ikinci haftasında attık ve yıl sonu gibi bitmesi planlanan 22 odalı bir alan olacak. İçeride bir psikolog ekibi de olacak.
Aile evinin adresini özellikle mi söylemiyorsunuz?
Aile evinin adresini bilerek yazmıyoruz, orada gidilip görülecek bir durum yok, kapısı açık bir alan değil ihtiyaç sahipleri ve bizden eğitim alan gönüllüler gitmekte.