Reality şovlar kurgu mu gerçek mi?
06.01.2021 15:33

Reality şovlar kurgu mu gerçek mi?


Haber Üsküdar - Ravza Nur Kansız

Geçmişten günümüze izdivaç, kayıp insanları ve suçluları bulmak, gerçekleri ortaya çıkarmak gibi sıradan insanların hayatlarını konu edinen ve bu konularla milyonları ekranlara bağlayan birçok televizyon programı yayımlandı ve yayımlanmaya da devam ediyor. Oldukça geniş bir kitleye hitap eden, kurgusu olmayan, yani gerçeği sunduğunu iddia eden bu programlara 'reality şov' ya da Türkçe adıyla 'gerçeklik gösterisi' deniliyor. Bu program türü ülkemize Haluk Bilginer’in 1993 yılında sunduğu Sıcağı Sıcağına programıyla giriş yaptı. İzleyiciler tarafından oldukça sevilen bu program türü, günümüzde en çok izlenen televizyon yapımlarının arasında yer alıyor.

Biz aslında ne izliyoruz?

Programlarda izlediğimiz bazı olağan dışı olaylar izleyicileri "Bu kadarı da gerçek olabilir mi?", "kurgu mu izliyoruz?" şeklinde sorulara yöneltiyor. Kurgu olduğu ispat edilmiş olan 'Kısmetse Olur', 'Zuhal Topal’la' gibi bazı izdivaç programları izleyicilerin güvenini sarstı. Yayımlandığı dönemde oldukça popüler olan Kısmetse Olur programının gelin adaylardan Melis Buse Betkayan, Kanal D'de yayımlanan Müge ve Gülşen'le 2. Sayfa programında "Her şey kurguydu, biz cast ekibiydik" demişti. Fox TV'de yayımlanan Zuhal Topal'la programında da nikah memuru olarak oturtulan kişinin aslında programda çalışan bir şoför olduğu anlaşılmıştı.

Biz de Haber Üsküdar olarak Türkiye’nin en çok izlenen televizyon programlarından 'Esra Erol’da'nın ekibindeki kişilerle görüştük, merak edilen soruları sorduk.

İstihbarat şefi: "İstihbarat için kurulmuş bir telefon sistemimiz var" 

Esra Erol’da programının istihbarat şefi Özkan Yıldırım'a konuların nasıl belirlendiğini sorduk: "İstihbarat için kurulmuş bir telefon sistemimiz var. Her gün yüzlerce arama geliyor, gelen aramalar havuzda birikiyor. Sırasıyla hepsine dönüş yapmaya çalışıyoruz. Alanımıza giren konular hemen not alınıyor. Evlilik vaadiyle dolandırıcılık, boşanma, aile içi kayıp gibi durumlar söz konusuysa hemen ilgili birime aktarıyoruz. Aynı zamanda bağışlar, programdaki mağdurlar ile ilgili ihbarlar da istihbaratın alanına giriyor."

İçerik sorumlusu: "Mağdurları arayarak olayları detaylıca öğreniyorum"

İçerik sorumlusu Gözde Erden, mağdurlarla görüşme ve programa çağırma sürecini şöyle anlattı: "İstihbarattan bana gelen kayıp, dolandırıcılık, boşanma gibi program içeriğine uygun olan olayları tek tek okuyup süzgeçten geçiriyorum. Daha sonra mağdurları arayarak olayları detaylıca öğreniyorum. Telefonla konuşup öğrendiğim olayların mağdurlarını, ulaşım masraflarını karşılayarak programa davet ediyorum ve mülakata alıyorum. Bu kez yüz yüze tüm olaylar konuşuluyor ve olay akışı istihbarat çalışanımız tarafından, ekleme yahut çıkarma yapılmaksıın mağdurun anlattığı şekilde not alınıyor. Not alınan akış ise, Esra Erol’a gönderiliyor ve böylece son kararı o vermiş oluyor. Uygun görürse, olay programın konusu oluyor." 

Yayın sürecini ve mağdurları takip eden genel koordinatör Ömer Üstüner, programın kurgudan uzak olduğunu ifade ediyor: "İstihbarattan programa çıkışa kadar, mağdurun yaşadığı mağduriyete hiçbir şekilde müdahale etmiyoruz. Olay neyse o gösteriliyor. Bazı olaylarda yayın öncesi birbiriyle karşılaşmaması gereken iki taraf oluyor. Meselâ güncel olaylardan örnek verirsem, mağdur Turgay doğumdan sonra çocuğunu satan Emine’den çocuğunu istiyor. Bu durumda biz Turgay ile Emine’yi ayrı yerlerde tutmaya ve karşılaştırmamaya çalışıyoruz. Sorun çıkmaması ve olayın yayın anına saklı kalması için. Bir başka önemli husus, yayına çıkması gereken kişi yayına çıkmaktan son dakikada vazgeçme kararı alıyor ya da konuşmayacağını söylüyor. Bu durumlarda, kişi haksız dahi olsa cesaret verici cümleler kullanıyoruz."

Program yapımcısı: "Kurguya ihtiyaç yok"

 Program yapımcısı Emrah Irmak, kurgu mu gerçeklik konusunu şöyle aktarıyor: "İzleyicilerimiz haklı olarak güvenemiyor ve izlediklerini kurmaca sanıyor. Çünkü gerçekten olağan dışı olaylar olabiliyor. Bizde şaşırıyoruz. Ama kurgu hiçbir şekilde yok, buna ihtiyacımız da yok. Olaylar kurgu olsaydı biz Türkiye’de en çok izlenen televizyon programı olamazdık. Hiçbir kurgu bizi bu kadar yükseğe taşıyamazdı. Kurmacanın ve yalanın uzağında olduğumuz için televizyon sektöründe önemli bir başarıya sahip olduk."