Yunanistan sınırında yaşam mücadelesine tanıklık ettik
14.04.2020 11:38

Yunanistan sınırında yaşam mücadelesine tanıklık ettik


Haber Üsküdar - Dilan Yelken

27 Şubat'ta Suriye'nin kuzeyindeki İdlib kentinde Suriye rejim güçleri tarafından Türk askerlerine yönelik saldırının ardından Türkiye Avrupa'ya açılan sınır kapılarını sığınmacılara ve düzensiz göçmenlere açmaya karar vermişti. Edirne sınırında yaklaşık 1 ay süren bir hareketlilik yaşandı.

Kapıların açıldığı günün ertesinde biz de Uluslararası Mülteci Hakları Derneği olarak Yunanistan sınırına inceleme yapmaya ve gözlemlerimizi raporlaştırmaya gittik. Sabahın erken saatlerinde Pazarkule sınır kapısına vardığımızda yaklaşık 3-4 bin kişilik bir sığınmacı grubu ile karşılaştık. Bölgeye keskin bir gaz kokusu ile duman hakimdi, nefes almakta zorlandık, ama Avrupa'ya geçmek için gelen aileler etkilenmiyormuşçasına oradalardı. Yerlerde oturan ve yatan sığınmacılarla konuştuğumuzda, Türkiye’nin birçok yerinden hareket ederek bölgeye gelen sığınmacı ve düzensiz göçmenlerin büyük çoğunluğunun Suriye, Irak, Afganistan, Cezayir, İran, Fas, Sudan, Somali ve Türkmenistan uyruklu olduklarını öğrendik. Kapıların açılmasıyla yasal yollardan Avrupa’ya geçmeyi bekleyen sığınmacılar, Pazarkule sınır kapısında beklerken, sınır köylerinden botlarla Yunanistan topraklarına geçmeye çalışanlar olduğu bilgisine ulaşınca köylere yöneldik.

Meriç nehrinden sınırı geçmeye çalıştılar

Edirne Merkez'e bağlı Doyran ve Enez köylerine geçtiğimizde bu köylerin Meriç nehrinden sınırı geçmek isteyen sığınmacıların uğrak noktası olduğunu gördük. Mülteci yoğunluğunun yaşandığı noktalardan biri olan Doyran köyünde, sınır kapısında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları olmadığı için suya düşüp yaralanıp çıkan insanlar, hava şartlarından dolayı titreyerek ateş başında oturan çocuklar karşıladı bizi. Buradaki sığınmacıların insani ihtiyaçları, bölge halkı ile diğer bölgelerden gelen bireylerin ve bizimki gibi küçük çaplı sivil toplum kuruluşlarının yardımları ile karşılanıyormuş. Köy camisi ve düğün salonu göçmenlerin geceyi geçirmesi için açılmış durumdaydı. Orada görüştüğümüz sığınmacılar ve düzensiz göçmenler arasında Yunanistan tarafına geçip geri gönderilen Afgan uyruklu bir grup göçmen Yunanistan tarafına geçtiklerinde Yunan polisinin kendilerine ait olan çanta, telefon, cüzdan, pasaport ve paralara el koyduğunu ve ayrıca bazılarına da fiili şiddet uyguladıklarını ifade ettiler.

Birçok STK sınırdaydı

Pazarkule sınır kapısının hareketlendiği bilgisini alınca tekrar kapıya geçtiğimizde Edirne Valisi Ekrem Canalp'in koordinasyonunda ASAM, KIZILAY, İHH, UNHCR gibi kurumlar gıda yardımlarını başlatmıştı. Kapıdan uzakta yapılan dağıtımlar çok düzenli ve sakin ilerliyordu. Tam sıfır noktasında ise durumlar karışmıştı, toplu erkek grupları kapıya yaklaştıkça Yunan askeri gaz, sis ve ses bombaları ile karşılık veriyordu. Biz de gazdan fazla etkilendiğimiz için kapıdan uzaklaştık, kadın ve çocukların da uzaklaşması için gayret gösterdik.

İki hafta boyunca belirli aralıklarla ben ve arkadaşlarım bölgede gözlem yapmaya, sığınmacı ailelerin çocuklarıyla zaman geçirmeye çalıştık. Pazarkule sınır kapısında yasal yollarla geçiş için bekleyen sığınmacı sayısı ilk günlerde hızla artış göstermiş olsa da, Yunanistan tarafından saldırı ve tacizlerin artması, ölüm ve yaralanma hadiselerinin yaşanması sonucu göç yoğunluğu giderek azaldı. İlk gün ateş yakıp kısa süreli konaklamak üzere hazırlık yapan sığınmacılar bir hafta sonunda bölgedeki imkânlarla derme çatma barınaklar ve çadırlar kurdular.

Sığınmacı akınının yaşandığı ilk gün sınır kapısında çok sayıda vardı, bunlardan biri de Cüneyt Özdemir’di. İkinci gün gazetecilerin kapıya yaklaşmaları yasaklandı, sadece STK’lar valilik onayıyla polis noktasını geçebildiler, tabii bu engeli aşan gazeteciler de vardı ve haber akışı sağladılar.

Bölge 1 ay sonunda tahliye edildi

27 Şubat’ta Türkiye’nin sınır kapılarını açtığını ilan etmesiyle bölgeye akın eden sığınmacılar, dünyayı saran Koronavirüs salgını nedeniyle 26 Mart’ta bölgeden tahliye edildiler. Bölgede tanışıp iletişimi koparmadığımız sığınmacı ve düzensiz göçmenlerden yurtlara ve Geri Gönderme Merkezleri'ne (GGM) yerleştirildikleri bilgilerini aldık. Sığınmacılar karantinaya alındıklarını ve sağlık durumlarının gözlemlendiğini söylediler. Sınırdan ayrılmak istemeyen sığınmacı ve düzensiz göçmenler, emniyet mensuplarının yaptıkları açıklamalar neticesinde zorluk çıkarmadan otobüslerle ve servislerle bölgeyi boşalttılar.