Haber Üsküdar - Esmanur Tuna

Çengelköy sahilden İstanbul Boğazı’na karışan Bekar Deresi, etrafa yaydığı kötü koku ve görüntü ile vatandaşları rahatsız etmeye devam ediyor. Çengelköy Mahallesi Muhtarı Can Cumurcu başta olmak üzere, esnaf ve yerli halk yetkililerden uzun yıllardır devam eden bu problemin bir an önce çözülmesini talep ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) çalışma alanında bulunan bölgede uzun yıllardır devam eden kötü koku ve görüntü çevredekileri rahatsız etmeye devam ediyor. Çengelköy’ü ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin sahilde vakit geçirmelerine engel olan kötü kokudan, mahalle halkı da çok rahatsız.

Esnaf tarafından sürekli dile getirilen ancak kalıcı bir çözüme kavuşmayan kokunun kaynağının Bekar Deresi’ne bağlanan kanalizasyonlar olduğu ifade ediliyor. Sahilde bulunan işletme sahipleri kötü koku nedeniyle müşteri kaybettiklerini, kokuyu dağıtma amacıyla dış cephelerine pervaneler yerleştirdiklerini fakat herhangi bir fayda göremediklerini ifade ediyor.

Çengelköy Mahallesi Muhtarı Cumurcu: “Proje Mayıs ayına yetişecek dendi ama hala bir çalışma yok”

Çengelköy’de Bekar Deresi’nden Boğaz’a yayılan kötü koku probleminin çözümü için uzun süredir çaba harcayan mahalle muhtarı Can Cumurcu, projenin hazır olduğunu fakat herhangi bir çalışma yapılmadığını aktardı. Cumurcu,Bekar Deresi sebebiyle ortaya çıkan bu kötü kokunun önlenmesiyle alakalı bir proje var ama hala bekliyoruz. Proje şu anda İSKİ’de, gerçekten bu iş çok uzadı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Atık Su Daire Başkanı’nı mahallemize gönderdi. Proje kapsamında Beylerbeyi’nden gelen ve arka havzada bulunan suyun tamamının tek bir yerde toplanacağı ve denize akıtılan suyun tam ters yöne Hisar Kollektörü’ne götürüleceği aktarıldı. Bana verilen bilgi, 2022 yılının Mayıs ayı itibariyle bu sorunun çözüleceği yönündeydi fakat şu ana kadar hiç çalışma yok” ifadelerini kullandı.

Muhtar Cumurcu sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğma büyüme Çengelköylü biri olarak söylüyorum, bizim çocukluğumuzda bu kadar nüfus yoktu. İstanbul’un alt ve üst yapısı artık bu nüfusu kaldırmıyor. Çengelköylü bir yerel yönetici olarak, kim ilgilenirse ilgilensin bir çözüm bekliyoruz. Biz yüzmeyi, bugün kötü kokudan duramadığımız Çengelköy sahilinde öğrendik, o kadar temiz bir sahildi. Çengelköy’ü ziyarete gelenler ve Çengelköylüler artık sahilde rahatça gezsin, çocuklarını dolaştırsın ve keyifle çayını içsin istiyoruz” dedi.

Ali Osman Erdemir: “İşletmenin dış cephesine pervaneler kurduk fakat koku dağılmıyor”

Çengelköy sahilde bulunan bir restoranda çalışan Ali Osman Erdemir, kötü koku nedeniyle işletme olarak çok zor günler geçirdiklerini aktardı. İşletmenin dış cephesine pervaneler kurarak kötü kokunun etkisini azaltmaya çalıştıklarını ifade eden Erdemir, bu yöntemin yeterli olmadığını, yetkililerden çözüm beklediklerini ifade etti. Erdemir, “Uzun süredir Çengelköy sahilden gelen kötü kokular nedeniyle işletmemiz olumsuz yönde etkileniyor. İnsanlar kötü kokudan rahatsız oluyor ve restoranımızda oturmak istemiyorlar. Uzun süre maruz kalındığında ise baş ağrısına neden oluyor. Bu konunun bir an önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bakanlıklar tarafından çözülmesini talep ediyoruz. İşletmemizin dışına kötü kokuyu engellemek amacıyla pervaneler yerleştirdik. Fakat bu da etkili bir çözüm değil, kokuyu diğer tarafa doğru yönlendirmeye çalıştık fakat sorun çözülmedi” dedi.

Sahil hattında bulunan birçok işletmenin kötü kokudan olumsuz etkilendiğine dikkat çeken Erdemir, “Müşteriler kötü kokudan rahatsız olduklarında oturdukları masayı değiştiriyoruz, elimizden başka bir şey gelmiyor. Bu koku işletmemizin açık alanının neredeyse tamamını etkiliyor. Özellikle Çengelköy Mahallesi’nde rögar kapaklarını açtıkları zaman işletmenin iç kısımlarına kadar yoğun koku nüfuz ediyor. Öyle zamanlarda 1-2 saat aşırı yoğun koku oluyor, sadece bizi değil, sahil hattında bulunan birçok işletmeyi olumsuz yönde etkiliyor” diye konuştu.

Naci Karaağaç: “Eskiden su tertemizdi balıkları, kurbağaları görürdük”

Çengelköy’de doğup büyüyen ve geçimini balıkçılıkla sağlayan Naci Karaağaç Çengelköy sahilinin eskiden tertemiz olduğunu, burada arkadaşlarıyla yüzüp balık tuttuklarını ifade etti. Karaağaç, “Ben doğma büyüme Çengelköylüyüm. Çocukken burada arkadaşlarımızla yüzerdik. Hatta o zamanlar bu kanalın üzeri açıktı ve tertemizdi, içerisinde balıklar, kurbağalar vardı. Üzerini kapattılar, kapatmadan önce buradan yürüyerek tarlalara giderdik. Şimdi Çengelköy’ün ne tarlası kaldı ne bağı. Her yerden kanallar kazıldı ve bu kanalları Çengelköy’e bağladılar” dedi.

Denizin kirlenmesi yüzünden artık kıyıdan değil, açıktan balıkçılık yapıldığını aktaran Karaağaç, “Boğaz’a karışan bu suyun çok büyük zararları var. Akıtılan suyun içeriğinin ne kadar kötü olduğunu bilemiyoruz, içerisinde kimyasallar, deterjanlar vs. var. Midyeleri artık açıktan çıkarıyorlar çünkü buradakilerin içeriğini bilemiyoruz. Şu anda sıcak olmadığı için az kokuyor ama yazın bu kokuda durmak çok zor. Sahilde eski yalıları alıp tamir ettirenler oluyor fakat kötü kokudan dolayı oturamayıp satıyorlar” şeklinde konuştu.

Sibel Demirkan: “Değerlerimizi kaybettikten sonra farkına varıyoruz”

Sakarya’dan İstanbul’a akrabalarını ziyarete gelen Sibel Demirkan, Çengelköy Mahallesi’ne girdikleri anda kendilerini kötü bir kokunun karşıladığını aktardı. Sahile yaklaştıkça kötü kokunun arttığını ifade eden Demirkan, “Uzun zaman sonra İstanbul’a gezme amacıyla geldim fakat Çengelköy’deki bu koku gerçekten çok rahatsız edici. Ben Sakarya’da köyde yaşıyorum, yeşilin, doğanın ve temiz havanın içerisinde yaşıyorum. Bu kötü koku ve görüntüyü görünce gerçekten çok üzüldüm. Değerlerimizi genelde kaybettikten sonra farkında varıyoruz, umarım daha da kötüleşmeden bu kötü görüntü ve kokuya bir çözüm bulunur” dedi.

Nuri Tasa: “İstanbul’un altyapısı artık kaldırmıyor”

51 yıldır Çengelköy’de yaşayan Nuri Tasa, altyapının kaldırmadığını, Çengelköy’deki kötü kokunun nedeninin bu altyapı eksikliği olduğunu ifade etti. Tasa, “Bekar Deresi yukarıdan aşağıya doğru gelip Çengelköy’den Boğaz’a akıyordu. Bu su bizim çocukluğumuzda, 1970’li yıllarda tertemizdi. Nüfus çoğaldıkça alt yapı kaldırmamaya başladı ve bütün lağımlar Bekar Deresi’ne bağlandı. Bekar Deresi’nden ise Çengelköy’den denize akıtılmaya başlandı. Daha sonra bu lağımlar Küçüksu’ya bağlandı. Küçüksu’ya bağlanmadan önce koku çok daha şiddetliydi” diye konuştu.

Zehra Korkmaz: “Her geldiğimde suyu daha da kirlenmiş buluyorum”

İstanbul’da üniversite eğitimine devam eden Zehra Korkmaz, suyun gitgide daha çok kirlendiğini ifade etti. Korkmaz, “Dört sene önce geldiğimde bu kadar yoğun koku yoktu, su daha temizdi. Şimdi ise derenin aktığı yerde su daha bulanık ve kirli. Bu kötü koku gezmemizi ve bu güzel manzarayı izlememizi engelliyor. İlk geldiğim zamanlar denize ayaklarımı sokabiliyordum, şimdi ise çekiniyorum çünkü pis olduğunu düşünüyorum” dedi.