Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir: Medya tarihin tanığıdır
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Ayşe Şen
Üsküdar İletişim’de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Cafer Esendemir ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine Adana’da gazetecilik hakkında sorular yönelttik.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?
Cafer Esendemir, 05.05.1958 Amasya doğumluyum. Basın sektörüne 1973 yılında Tercüman gazetesi Adana bürosunda ofis boy (çırak) olarak başladım. 1975 yılına kadar Tercüman gazetesinde montaj, pikap, kamera, kalıp, mürettiphane, matbaa bakım ve paketleme ünitelerinde görev yaptım. Kıbrıs savaşı sırasında yıldırım baskısı yapıldığında koltuk altıma aldığım gazeteleri sattım. 1975 yılı sonunda Panorama gazetesine geçtim, aynı zamanda lise eğitimine de devam ediyordum. 1976 yılı başında Günaydın gazetesi Adana bürosunda ofis boy ve teleks görevlisi olarak da part-time görev yapmaya başladım. 1976 yılı ortalarında yeni kurulan AKAJANS'a gece muhabiri olarak part-time başladım. Aynı anda Panorama gazetesinde, Günaydın gazetesinde ve Akajans'ta (Akdeniz Haber Ajansı) çalışıyor ve liseye gidiyordum. 1978 yılında Akajans'ta teleks operatörü olarak da çalışırken istihbarat şefliğini de sürdürmeye başladım. 1979 Mayıs ayında Akajans'ta sözleşme imzalayınca ve maaşım artınca sırayla Panorama ve Günaydın gazetelerinden ayrıldım. 1979 yılında aynı zamanda üniversite eğitimine de başladım. 1980 yılı Ekim ayında ilk yurt dışı görevi olarak Bulgaristan’a gittim. 1980 yılının Aralık ayında Denizli'ye askere gittim. İş yerimden her ay yarım maaş alıyordum askerlik süresince. 1982 yılında askerden döndüğümde bir miktar transfer bedeli ve yüksek maaş ile Güneş gazetesine muhabir olarak girdim ve bir süre sonra istihbarat şefliğine getirildim. Güneş gazetesinin kapanma sürecinde1992 yılının Mayıs ayında Anadolu Ajansı'nda göreve başladım. 2000 yılının Ocak ayında emekli oldum. Bu süreçte birçok yurt içi ve yurt dışı göreve de gittim. 2005 Yılı Ocak ayında Çukurova Gazeteciler Cemiyeti’ne başkan seçildim. 6 dönem, 18 yıldır bu görevi yapıyorum.
Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti 15 Nisan 1975 tarihinde Çoban Yurtçu başkanlığında kuruldu. Türkiye’de Bakanlar Kurulu Kararı ile kamu yararına dernek olarak faaliyet
gösteren 5 basın meslek örgütünden birisidir. Üyeleri ve basın çalışanları için çeşitli sosyal ve kültürel etkinlikler yapmaktadır. Mesleki paneller ve geziler düzenlemektedir. TOKİ aracılığı ile 293 basın çalışanını şehrin en merkezi yerinde konut sahibi yapmıştır. Son yıllarda Türkiye’nin konumu en güzel gazeteciler sosyal tesisini Seyhan nehri kenarında şehrin ve basın çalışanlarının hizmetine sunmuştur. Aynı zamanda sergi ve toplantı salonları ile şehire kültür hizmeti de vermektedir. Mesleki toplantılarını ve koro faaliyetlerini de burada sürdürmektedir. Toplam 335 üyemiz bulunmaktadır.
Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Adana Türkiye’nin en büyük 4. basın merkezi durumundadır. Yaygın medyanın bürolarının yanı sıra 15 günlük, 50'ye yakın haftalık, 15 aylık gazete- dergi bulunmaktadır. Ayrıca RTÜK'e kayıtlı 2 TV ile internetten yayın yapan haber siteleri bulunmaktadır. Ancak sektör önemli bir ekonomik kriz yaşamaktadır.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Yerel medyanın en önemli sorunu ekonomik sıkıntıdır. Bu arada son yıllarda olağanüstü otokontrol (sansür), fazla eleman çalıştıramamaktan dolayı genellikle ajanslara ve kurumların basın bürolarında gelen bültenlere dayalı habercilik yapılıyor. Günlük gazetelerde ülke genelinde asgari kadroların çoğu hatıra dayalı kişilere kullandırıldığından fiilen buralarda gerekli kişiler zor bulunur. Ayrıca çoğu gazete asgari ücreti bile ödeyemez. Son asgari ücret zammından sonra biraz daha sıkıntıları artacaktır yerel gazetelerin. Yerel gazetelerin ekonomik sıkıntıdan kurtulmaları için sivil toplum kuruluşları ve kurumların yanı sıra vatandaşlara da görev düşmektedir. Haberlerinin yayımlanması için çabalayan kişi ve kurumlar benzer doğrultuda gazete alsa, abone olsa veya ilan verse sıkıntı biraz azalır. Burada da herkese aynı oranda destek olmamalı. Personel çalıştıran, özel haber çalışması yapan basın kuruluşları daha çok tercih edilmelidir ki, rekabet bu doğrultuda artsın. 30-40 yıl önce yerel ve yaygın gazete bürolarında 10'un üzerinde fikir işçisi varken bugün 5 kişi zor bulunabilir. Devlet de yerel gazeteleri sadece Basın İlan Kurumu aracılığıyla değil, vergi, sigorta ve diğer girdilere sübvansiyon uygulayarak destek sağlamalıdır. Ve bu yönde denetimlerini yapmalıdır. Biz cemiyet olarak ve Türkiye Gazeteciler Federasyonu olarak bu konuda gerekli girişimlerde bulunuyor ve kamuoyuna açıklama yapıyoruz.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
Şehrimizdeki yerel gazeteler birçok ilimize göre daha düzenli, habercilik ve sayfa düzeni daha özenli. Ama bence yeterli değil. İçerikler daha zenginleşmeli. Son yıllarda internet kullanımında artış olduğundan halk arzu edilen şekilde gazete okumuyor. Bu nedenle tepki de olmuyor. Şikâyetler genellikle aynı haberlerin kullanımından kaynaklanıyor.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz? Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Son yıllarda kanunlarda yapılan düzenlemeler özgür gazeteciliği zorlamaktadır. Büyüklerimize sorduğumuzda gazetelerde, radyolarda ve televizyonlarda özgürce yorumlar yapılır, karikatürler çizilirdi. Şimdi yargı ve tarafların konuyu farklı mecralara götüreceği endişesiyle istenilen performans ortaya konamıyor. Yerel medya daha da zor şartlarda bu çalışmaları yapıyor. Ve genellikle ekonomik ambargo çabuk kendini hissettiriyor. Medyaya herkesin sahip çıkması gerekir. Medya tarihin tanığıdır. Gerçek anlamda faaliyet gösterenler desteklenmeli ki habercilik yarışması- rekabet sahada artsın. Aynı futbol maçındaki gibi, iyi oynayanı alkışlayalım.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?
Gazete okunmalı, radyo dinlenmeli ve TV izlenmelidir. İnternet medyasından kaygılarımız devam ediyor. Kurumsallaşmayan internet medyasında araştırılmadan yapılan bazı hatalı haberler kamu vicdanını yaralıyor. Bir kişinin evinden kes yapıştır ile gelen bültenleri internetten yayımlaması bu sektörü yozlaştırmaktadır. İnternet siteleri haberciliğe, basın ahlâkına dikkat etmeli. İnternet gazeteciliği şantaj ve iftira şeklinde yapılmamalı, haberler mutlaka araştırılarak yayımlanmalı.