Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fakir Yılmaz: En büyük sansür, oto sansürdür
Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fakir Yılmaz ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Merve Şişman
Üsküdar İletişim’de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fakir Yılmaz ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?
35 yıla yakındır gazetecilik yapan ve 'Yazıyorsam Sebebi Var' adlı köşemde her gün ama her gün yorum yazan, 53 yaşında, 4'ü kız 5 çocuk babası, 6 torun dedesi, Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Jüri Özel Ödülü ve Metin Göktepe Ödülü başta olmak üzere birçok haklı başarıya imza atmış, ailesi 1980 yılında kentin ikinci yerel gazetesinin devamını sağlayan ve Ardahan'da ilk renkli, günlük ve ilçe gazeteleri çıkaran Gazeteci Fakir Yılmaz. Ardahan'da olduğu gibi 1997 yılında Kocaeli'nde kentin üçüncü günlük gazetesi, Siyah Beyaz gazetesini çıkarmanın yanında dergiler ve haber siteleri ve Ardahan'ın ilk internet gazetesini çıkaran, gazeteciliğin yanı sıra Sivas Cumhuriyet Üniversitesi mezunu mektepli gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz ile birlikte televizyon programları yapan alaylı bir meslektaşınızım. 35 yıl içinde Aydınlık, Özgür Gündem, 2000, Milliyet, Türkiye, Birgün, Evrensel ve Taraf gazetelerinin Ardahan muhabirliği yanı sıra serbest gazeteci kimliği ile birçok manşet, sürmanşet gibi haberlere imza attım. Aynı zamanda İstanbul başta olmak üzere batı kentlerinde bulunan hemşeri derneklerinin çatısı altında bir araya geldiği Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanlığını iki dönem, Serhat Ardahan Spor Futbol Takımının Başkanlığını bir dönem yapmış olan, şu an başkanlığını sürdürdüğüm Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Gazeteci Fakir Yılmaz. Geçimimi tamamen gazetecilikten, yani gerek resmi ilanlar, özel, tüzel, gönüllü reklamlar ve YouTube Ardahan TV, Seymen TV, Gala TV, Yaşam TV ve son olarak şu an canlı yayın yaptığım TEMPO TV gibi TV kanallarında yaptığım programlarla sağlamaktayım. Sorularınızın içinde olmamasına karşın bunu niye belirttim. Çünkü özgür gazetecilik yapmanın ilk yolu her gün mutlaka günlük bir gazeteyi alan okurunun, iş insanının, samimi insanların, gönüllünün verdiği maddi ve manevi desteklerin özgür gazetecilikte çok ama çok önemli olduğu için anlattım.
Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?
Diğer cemiyetlere verilen Türk Bayrağı izninin verilmemesi yüzünden barışın simgesi olan mavi renkli logolu tek cemiyetimizi 2002 yılında Ardahan'da kurduk. Üyelerimiz başta genel yayın yönetmenliğini yaptığım gazetemde ve yayın grubumuzda çıkarılan gazete ve dergilerde çalışan, muhabir olan ve bugün kentin önemli birer gazetesi olan yaklaşık 10 -15 kişinin de içinde olduğu 34 üyesi olan bir cemiyettir. Bugüne kadar yaptığı en önemli çalışmaları Ardahan'da ilk olan, Gazeteciler Cemiyeti'nin oluşumunu sağladığı gibi haber ve yazıları nedeniyle sıkıntı yaşayan meslektaşlarımıza bilgi desteği, avukat tespiti ve maddi, manevi olarak hep yanlarında olduğumuzu ortaya koyan tavırlarımızdır.
Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ardahan denilince, biz gazetecilerin yazı ve yorumları ile tetikleyip, gündem oluşturmasının büyük katkısı olduğu kampanyalarla 1992 yılında yeniden vilayet olmuş, Gürcistan ve Ermenistan'a sınır, geçim kaynağı hayvancılık olan küçük bir vilayet akla gelir ve haber çıkmaz denir. Ancak 75 plakalı Ardahan'ın ülkedeki 80 vilayetimizden diğer bir önemli farkı var o da buradaki meslektaşların gazetecilik denince yerelde kalmayan, ulusalda manşet olan, ülke gündemini değiştiren çok önemli haberleri çıkardığını google’a bakınca hemen görebilirsiniz.
Ülke ajanslarının Erzurum ve Trabzon'da olan bölge müdürlüklerine de sorulduğunda, habercilikte Ardahan'daki meslektaşlarımın işlerini ne kadar sevdiği anlaşılacaktır. Kent merkezi 18 bin iken başta benim 5 ilçesi olan kentin her ilçesine gazete kurma projemi gerçekleştirdiğim sürecin de içinde olduğu 9 yıl öncesine kadar 18 günlük gazetenin çıktığı ama son yıllarda gazeteci ve gazetecilik üzerinde yapılan baskılar, sansürler, getirilen zorunlu adam işe aldırmalar dolayısıyla her gün biraz daha ağırlaşıp, artan maddi sıkıntılar yüzünden birleşme kararı alan kentteki gazeteciler bugün ortaklı iki yerel günlük gazete çıkarmaktadır.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Her şehirde ve 84 milyonluk ülkede 500 bini ciddi, 250 bini spor, at yarışı, magazin olmak üzere toplam 2 milyon gazetenin ancak satılabildiği ülkede olduğu gibi Ardahan'da da gazetecilik kolay değil tabii. Kâğıt, boya, SGK, yetişmiş eleman sıkıntısı başta olmak üzere yerel gazetenin önemini anlamayan okur ile bürokrat ve siyasilerin duyarsızlığı kentteki gazeteciliğin ne kadar zorda olduğunu anlatmaya yeter de artar bile.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
Yeterince sahip çıkmasa da takdir ediyor. Evet her ne kadar günlük bir gazete alıp, abone olmasalar da gazetecilerin ve gazetelerin onların daha iyi bir yaşamı için mücadele ettiğinin, demokrasiye katkı sunduğunun farkında olan bir okur kitlesine sahip Ardahan'da gazetecilerin en büyük koruyucusu sessiz de olsa 'Evet bu kentte, bu ülkede gazeteci olmalı, olmasa halim daha yaman olur' diye bakan vatandaşlar ve kamuoyudur.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?
En büyük engel ve sansür, oto sansürdür. Sanırım dezenformasyon yani üstü açık sansür yasası denen son yasadan bahsediyorsunuz değil mi? Ama öncelikle cuntacı diye kızdığımız Kenan Evren dahil Demirel, Özal, Çiller, Yılmaz, Ecevit, Bahçeli, Cindoruk ve İnönü gibilerinin iktidarda olduğu dönemlerden daha ağır bir süreç yaşayan gazeteciliğin son gelen yasa ile gerçek anlamda gazetecilik yapan gazetecilere bir başka sansür daha getirmesidir. O da, önceki sansür ve baskı yasalarına eklenen dezenformasyon yasasının insan psikolojisinin üzerinde yarattığı kendi kendini oto sansürdür. Yani haber yapmak isteyen, yorum yazmak isteyen gazetecinin eli kaleme ya da klavyeye gittiğinde başına gelecekleri değil ailesinin yaşayacağı sıkıntıları düşünüp, haber yapamaması, yorum yazamamasıdır kendi kendine sansür uygulaması.
Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Aslında yerel, ulusal diye adlandırılmasına karşı olan bir gazeteci olarak gazeteciliğin yereli ya da ulusalı diye ayırmanın mantıksız bir durum olduğunu belirtmek isterim. Çünkü gazetecinin yereli, ulusalı olmaz desek de böyle adlandırıldığında yerel gazeteciliğin, ulusal gazeteciliğin İtalyanca “forzato” denilen kelimenin bizde kullanılan “forsa”larıdırlar. Yani basın ve medya gemisinin yürümesi ve okyanuslara açılması için yerel önceliktir. Çünkü birçok ulusal gazetede yerel muhabir olarak görev yapmış olan benim gibi gazetecilerin haberleri ülke gündemini oluşturmaktadır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?
Şu an Anadolu Haber, Kuzey Doğu Anadolu, Son Vilayet, Posof, Hanak/Damal ve Çıldır e-gazetelerinin yanı sıra internet haber siteleri www.kuzeyanadolgazetesi.com, bultentv.com, sonvilayet.com, www.anadoluhaber.com, www.tcnethaber.com, www.afyontime.com, kuzeyteve.com, https://www.mavimarmaragazetesi.com, kocaelibakis.com gibi birçok gazete ve haber sitesinde yazıları ve haberleri yayımlanan bir gazeteci olarak son eklemek istediğim, 600 yıl matbaayı ülke sınırlarına sokmayanlar şunu bilmelidirler. Basın, medya, gazetecilik, televizyonculuk, karikatüristliğin insanlığa en iyi hizmeti verdiğini başta iktidarda olanlar olmak üzere herkes bilmeli, unutmamalı. Çünkü idareci, siyasetçi, bürokrat kısacası bir insanın 3. gözü olan basının gerçek demokrasinin 4. kuvveti olduğunu ve bu kuvveti hep insanlığın iyiliğine, gelişimine kullandığını bilmek gerekir. Sansürlerle, baskılarla engellenmek istenen gazeteciliğin nasıl önemli olduğunu, dün bir şiir yüzünden tutuklananların yanındaki demokrasi sevdalısı gazetecilerle birlikte mücadele ettiği dönemlerde gazetecilere elindeki boruyu gösterip, gazetecileri azarlayan, toplantı salonlarına toplayıp ne yapacaklarını anlatan, yönlendirenlerin başında gelen eski genel kurmay başkanı gibilerin bugün gelip sığındığı limandır gazetecilik.