Haber Üsküdar - Gülay Şimşek ve Zeynep Turgud  

İş güvenliği, yapılan iş nedeniyle oluşabilecek her türlü riski ve sağlık sorununu ortadan kaldırmayı amaçlayan çalışmaların geneline verilen isim. Türkiye’de pek de dikkate alınmayan iş sağlığı ve güvenliği konusunda son yıllarda ciddi önlemler alınmaya başladı. 

İş sağlığı ve güvenliği konusunda en büyük gelişme 2012 yılında kabul edilen 9331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu oldu. Kanunun amacı şöyle: “Bu Kanunun amacı; işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemektir.”

Peki 2012’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilerek yürürlüğe giren bu kanun iş güvenliğinin sağlanmasında, iş kazalarının azalmasında ve iş kazalarında ölümlerin ortadan kalkmasında etkili oldu mu?

Yaptığımız araştırmalar, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun beklenen etkiyi yapmadığını gösteriyor. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından yayımlanan istatistikler, iş kazalarında ölen işçi sayılarının 2012’den bu yana azalmadığını, hatta arttığını gösteriyor. SGK’nın 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin raporlarının henüz yayımlanmadığını da belirtelim.

İş kazalarını raporlaştıran İSİG Meclisi (İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi) raporları daha sağlıklı görünüyor. İSİG verilerine göre, 2012 ile 2019 yılları arasında iş kazalarında işçi ölümleri en az 2 kat artmış görünüyor. 

İş kazalarındaki işçi ölümlerinde inşaat sektörü ilk sırada

İSİG verilerine göre, iş kazalarındaki ölümlere bakıldığında, en çok ölümlü kazanın inşaat sektöründe olduğu görülüyor. Ölüm oranları açısından inşaat sektörünü tarım/orman sektörü izliyor. Taşımacılık sektörü ölümlü iş kazalarında üçüncü sırada yer alıyor. Madencilik sektörü 2014 yılındaki Soma maden kazası haricinde ölümlü kazaların görece düşük olduğu bir sektör olarak dikkat çekiyor.  

Haberimiz için inşaatlarda işçilik yapan Ahmet Şimşek’le konuşuyoruz.

Kaç senedir inşaatlarda çalışıyorsunuz?    

40 senedir çalışıyorum. En az 75 tane inşaat işinde çalıştım.

Çalıştığınız inşaatlarda iş sağlığı ve güvenliği konusunda tedbir alınıyor mu, belediyeler denetim yapıyor mu? 

Çok az dikkat ediliyor. Belediyelerden falan şu ana kadar uyarı almadık. Sadece bazı firmalarda katı kurallar var. Baret takmak, emniyet kemeri bağlamak gibi tedbirler alınıyor.

Acil durumlarda, örneğin yangın çıkması gibi çalışanlara o anda ne yapmaları gerektiğine dair  bilgilendirme yapılıyor mu?

Yangın olaylarına hiçbir şekilde dikkat edilmiyor. Meselâ bunun için yağın tüpü vs. bulundurulmuyor. Zaten inşaat yapımı aşamasında yangın merdiveni en son yapıldığı için bu aşamada yaşanan bir olayda kaçış durumu söz konusu  olamıyor.

Şu ana kadar bir iş kazası yaşadınız mı?

1990’da Kadıköy Feneryolu’nda sivil bir firmada asmalı kalıp bir iskelede çalışırken iskelenin freni tutmadığı için yedinci kattan düştüm. 20 dakika kadar baygın kaldım. İş arkadaşlarım herhangi bir iş güvenliği eğitimi almadıkları için, beklemeleri gerekirken beni kucaklayıp taksiye götürdüler. Orada bana müdahale edildi ve sonra da hastaneye götürüldüm. Orada birkaç soru soruldu. Ben şikayetçi olmadığım için ekipler de bu olayın üstünde durmadı.

Neden şikayetçi olmadınız? 

Firma sahibi arkadaşım olduğu için şikayetçi olmadım, fakat başkasının başına gelseydi şikayetçi olmasını isterdim. Size komik gelebilir ama bu olay yaşandıktan üç ay sonra ben yine aynı yerde çalışmaya devam ettim.

Peki şu ana kadar çalıştığınız yerlerde iş güvenliği ve sağlığı hakkında herhangi bir belge veya form imzaladınız mı?

Şu ana kadar iş güvenliği hakkında iki tane belge imzaladım ve birkaç firmadan bu konu hakkında bilgi aldım. Alabildiğim bilgiler de, baret takmak, emniyet kemeri bağlamak, sağlık raporunun önemi gibi bilgilerdi. Zaten iş güvenliği konusunda da tek dikkat edilen unsur sabıka kaydının bulunup bulunmaması.

Son olarak, sizce iş sağlığı ve güvenliği açısından inşaat sektöründe en çok nelere dikkat edilmelidir?

İllaki can güvenliğini sağlamak. Güvenlik veya bir nöbetçi olmalı meselâ ve en çok dikkat edilmesi gereken emniyet şeridi, baret takımı ve ilk yardım çantasının bulundurulması. Zaten bu konuyla alakalı şu an ders görüp sertifika alan insanlar var, ama bence bunun için çok geç bile kalındı.

Kafe ve restoranlarda iş güvenliğine önem verilmiyor

İş güvenliği sadece inşaat sektörüyle ilişkili bir sorun değil. Restoran ve kafe işletmelerinde de çok büyük risk taşıyan ihmalkarlıklar söz konusu. Kafelerde yaşanan iş güvenliği risklerini öğrenmek için Ataşehir’de bir kafe işletmecisi olan İlker Karaca ile röportaj yaptık.

Kaç senedir bu işi yapıyorsunuz?     

1998’den beri bu işi yapıyorum. Küçükken çok yaramaz bir çocuktum ve ben on üç yaşlarındayken babam ceza olarak beni bir lokantada çalışmaya verdi. Ben o yazdan sonra lise bitene kadar hep bu sektörde çalıştım ve sonra da bu mesleğe yöneldim. Bu konuda hiçbir eğitim almadım veya herhangi bir diplomaya sahip olmadım. 2014 yılında en iyi eğitmen ödülü aldım. Bu alanda pek çok sertifika aldım. VIP servislerinde pek çok başarılarım var. Bu alandaki en uzman kişiyim diye bir iddiam yok fakat masaya bakıp müşterinin ne istediğini ya da tek bir hareketiyle masadan ne istediğini anlayabiliyorum.

Şu anda sektördeki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?     

Çok sayıda mekanın açılması ve insanların tecrübesizliğiyle piyasadaki kalite düşmüştür ve eskisi gibi iyi işletmeciler yetişmemektedir. Şu anki sektör şov sektörü olmuştur. Hizmet dışında hakaretler moda olmuştur.

Sizin sektörde iş güvenliği ve sağlığı konusunda en büyük eksiklikler nedir?

İş güvenliği işletmelerin en zayıf kaldığı noktadır. İşletmeler maliyeti yüksek olduğu için personele sigorta yapmıyor ya da farklı sistemlerle tazminat almalarını engellemeye çalışıyorlar. Mesela aynı isimli iki firma var ve bu iki firma altı ayda bir personeli aktarma sistemiyle tazminat önleyici yöntemler uygulayarak, insanları tazminat mahrum bırakmakta.

Peki bu konuda çalışanların da yaptıkları eksiklikler var mı?

Devletin verdiği işsizlik maaşı dolayısıyla bazı çalışanlar sigorta olmak istemiyor. Hem devletten işsizlik maaşı almak hem de işinden para kazanmak için böyle bir yola başvurabiliyorlar.

Şu an sektörde iş güvenliği ve sağlığı konusuna önem veren firmalar var mı?

Beş yıldızlı oteller veya firmalar dışında hiçbir şekilde bu tarz eksiklikler tamamlanmıyor. Şu an insanların çoğu gittikleri mekanların mutfaklarına girseler yemek yemezler ya da bu şartlar altında çalışmak istemezler.

Kafe sektöründe ilkyardım çantalarının eksiksiz bir şekilde olmasına dikkat ediliyor mu?

Ecza dolapları insanların cebinde artık. İşletmeler bile artık dikkat etmiyorlar. Ama şu son dönemlerde Sağlık Bakanlığının getirdiği ağrı kesici yasağı çoğu firma tarafından dikkate alınıyor. Çünkü eğer ilacın tarihi geçmişse ve herhangi bir zehirlenme durumunda tazminat davaları açılabiliyor. Yani kafe sahipleri yaptırımlardan korktukları için bu konuya özen gösteriyorlar. Kendi çıkarları söz konusu.