Kültürün izinde İstanbul: Üniversiteli gençlerle tarihe yolculuk
Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Müdürlüğü'nün katkılarıyla tarihi mekânlara gezi gerçekleştirildi.
Haber Üsküdar
Üsküdar Üniversitesi’nin katkılarıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Turizm Müdürlüğü tarafından başlatılan “Kültürün İzinde İstanbul: Üniversiteli Gençlerle Tarihe Yolculuk” başlıklı projenin ilk etkinliği gerçekleştirildi.
Üniversiteli gençlerin kültürel birikimlerini arttırmayı ve yaşadıkları kentin mekân, toplum ve kültür bağlantısını kurabilecek yetkinliğe ulaşmalarını hedefleyen proje kapsamında gerçekleşen ilk etkinlikte, Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi lisans, yüksek lisans ve doktora programlarından öğrenciler, Doç. Dr. Ferudun Özgümüş ve Doç. Dr. Cem Tutar eşliğinde Yerebatan Sarnıcı, Sultan Ahmet Medyanı (Million Taşı, Alman Çeşmesi, Dikili Taş, Yılanlı Sütün, Ayasofya), Bukoleon Sarayı ve Tekfur Sarayı Müzesi’ni ziyaret etti.
Tarihi yerlere ziyaret
İBB Turizm Müdürü Hüseyin Gazi Coşan tarafından hazırlanan ve İBB Turizm Müdürlüğü’nden Ceylin Ocak tarafından koordine edilen proje çerçevesinde düzenlenen gezide, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Müzecilik Bölümü’nden Doç. Dr. Ferudun Özgümüş, kültür varlıkların tarihi ve arkeolojik özelliklerini katılımcılarla paylaşırken; Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nden Doç. Dr. Cem Tutar, mekân ve kültür etkileşiminde kentsel yaşamın sosyo-kültürel ve ekonomik dinamiklerini öğrencilerle paylaştı. Kültürel varlıların korunması ve sürdürülebilirliği eksenindeki sohbetlerde Doç. Dr. Ferudun Özgümüş ve Doç. Dr. Cem Tutar’a kent, sanat ve kültürel çalışmalar alanında çalışmalar yürüten, Üsküdar Üniversitesi Medya ve Kültürel Çalışmalar Anabilim Dalı tez öğrencisi Hülya Muratlı eşlik ederken, sahadan deneyimlerini öğrencilerle paylaştı. 23 Mayıs tarihinde gerçekleşen gezi sırasında Özgümüş, ziyaret edilen alanların tarihi ve arkeolojik özelliklerini katılımcılarla paylaşırken arkeolojik mirasın korunma sürecinde çevrenin önemini vurgulayarak, eserlerin dönemin sosyo-ekonomik, kültürel ve politik iklimi içerisinde anlamlandırılmasının gerektiğini söyledi.
“Kent maddi üretim ve kültürün beşiğidir”