Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın: Doğruyu yanlışı ayırt etmeyi biliriz
Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın ile konuştuk.
Haber Üsküdar – Ahmet Efe Kaya
Üsküdar İletişim’de verilen Yerel Gazetecilik dersi kapsamında Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın ile bir röportaj gerçekleştirdik. Aydın’a Ordu’da gazetecilik hakkında sorular yönelttik.
Kendinizi tanıtır mısınız, kaç doğumlusunuz? Hangi okul mezunusunuz, gazeteciliğe ne zaman, hangi medyada ve hangi görevle başladınız?
1968 Ordu doğumluyum. 1986 yılında büyük bir hevesle muhabir olarak işe başladım. Şu anda Anadolu Üniversitesi İşletme bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Ordu’da ikamet ediyorum.
Halen başkanlığını yaptığınız Gazeteciler Cemiyeti’nin tarihçesi hakkında bilgi verebilir misiniz? Ne zaman kuruldu, şimdiye kadar neler yaptı? Amacı ne? Kaç üyeniz var? Son olarak da Cemiyet olarak neler yapıyorsunuz?
Ordu Gazeteciler Cemiyetimiz 1970 yılında kuruldu. Aktif 95 üyemiz mevcut. Türkiye’de ilk defa Avrupa Birliği ile ilgili bir proje gerçekleştirdik. 94 öğrenciye akademik destek verdik, bu sektörle ilgili sorunlarına yardımcı olmaya çalıştık. Şu anda yüzde 80’i bu sektörde çalışıyor.
Cemiyet Başkanlığını yaptığınız şehrinizde gazetecilik faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Kaç basılı gazete var, kaç bağımsız haber sitesi var? Şehrinizdeki gazeteciliği nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fatsa Gazetesi, Ordu Afiş gazetesi, Ordu Hürses gazetesi gibi 11 yerel gazetemiz mevcut. Bu arkadaşlarımızı da bir araya getirerek Türkiye’de ilk Açık Hava Basın Müzesi’ni kurduk. Geçmişte de Ordu gazeteciliğe önem vermiştir. İlk köy gazetesi Ordu’da basılmıştır.
Şehrinizdeki medya kuruluşlarının temel sorunları nelerdir? Bu sorunları çözmek için neler yapılmalıdır? Cemiyet olarak bu konuda çalışmalarınız var mı?
Son dönemde, her sektörde, her evde, her bireyde olduğu gibi bizde de maddi sıkıntılar, dertlerimiz arasında başı çekiyor. 2 yıl önce malzeme alış fiyatlarımız 15 bin lira civarıyken şu anda 200 bin lirayı buluyor. Bölgedeki haberlere gittiğimizde sarı basın kartlarını kolluk kuvvetleri ve halkımız bir tehdit olarak görüyor, huzursuz oluyor. Bu da bazı taraflı gazetecilerin bizlere verdiği zararlardan bir tanesidir.
Şehrinizdeki medyanın olumlu yönleri nelerdir? Halk gazetecilere nasıl bakıyor? Takdir ediyor mu?
Türkiye’de ilk denizin üzerine kurulan havaalanı bizim şehrimizde. Biz de elimizden geldiğince bütün medya kuruluşları ile bir araya gelerek reklam ve haber kaynakları ile milletimize tanıtmaya çalıştık. Güzel bir birlik ve beraberlik sağlamıştık. Sarp otoyolu yapılırken sahilimizi bozdurmayız diyerekten bir kampanya düzenledik. Halkımız da yanımızda durdu. Ordu halkı hakkı hukuku bilir. Her zaman doğrudan yana olmak ister. Bazı taraflı gazetecilerden ve medya kaynaklarından dolayı bazı tatsızlıklar yaşanmıştır. Ama dediğim gibi doğruyu yanlışı ayırt etmeyi biliriz.
Basın Kanunu ile gazeteciliği ilgilendiren bazı kanunlarda son yapılan değişiklikler hakkındaki değerlendirmeleriniz nelerdir? Yasa değişikliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri hakkında değerlendirme yapabilir misiniz?
Basın kanunu değişmedi, maddeler değişti bildiğimiz üzere. Ama bu değişiklikler yapılırken bizlere sorulmadı, fikrimiz alınmadı. Oturup tartışılacak, fikir alışverişi yapılacak bir ortam sağlanmadı. Ne iktidardan ne muhalefetten kapımızı çalan olmadı. Bizlerin çaldığı kapıyı da açan olmadı açıkçası. Meselâ sarı basın kartlarımız güvenlik görevlisi gibi memurlara tahsis edildi. Basın kartı bir meslek kartıdır. Kamu görevlisi olan insanlara neden verilir anlam veremedik. Onların o kimlik altında yaptığı her hareket bize mal olacaktır. Kötü hareketler yapacaklar demiyorum ama gereksiz buluyoruz.
Yerel medya yaygın/ulusal medyaya göre daha mı özgür yoksa daha mı kısıtlı?
Yerel medya ulusala göre daha özgürdür.
Son olarak eklemek istediğiniz bir husus var mıdır?
Ben sizlere tatlı bir sitem etmek isterim. Sahaya gelmiyorsunuz. Bizlerle sorunları masaya yatırmıyorsunuz. Hocanızı takdir ediyorum. Bunları diğer üniversitelere tavsiye ediyorum. Biz konuşan fotoğraflar çekeriz. Siz de bizim konuşan fotoğrafımız olun. Bizim sesimiz olun. Hocanıza ve diğer arkadaşlarınıza çok selamlarımı iletin. Sağlıcakla kalın.