Ekslibris dünyasındaki tecrübeli isimler 'Ekslibris Araştırmaları' üzerine konuştu
Haber Üsküdar - Merve Şişman ve Abdullah Şaşkın
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi etkinlikleri kapsamında 'Ekslibris Araştırmaları' konulu söyleşi gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Çizgi Film ve Animasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hasip Pektaş’ın gerçekleştirdiği etkinliğe, Doç. Dr. Sezin Türk Kaya, Dr. Öğr. Üyesi Salih Denli, Dr. Gökhan Okur ve Grafik Tasarımcı İsmail Aslan konuk oldu.
Etkinliğin açılış konuşmasına konukları tanıtarak başlayan Prof. Dr. Hasip Pektaş, “Bugünkü Ekslibris Araştırmaları panelimize hepiniz hoş geldiniz. Öncelikle konuşmacı olarak katılan isimlere ve izleyicilerime çok teşekkür ediyorum. İlk konuşmacımız, Yakın Doğu Üniversitesi’nden hocamız Dr. Gökhan Okur. Gökhan, Hacettepe Üniversitesi’nde 1998 yılında verdiği yüksek lisans tezi ‘Ekslibris ile İletişim’ başlıklı tezi ile bu alanda ilk tez yapan arkadaşımızdır. İkinci konuşmacımız, Dr. Öğr. Üyesi Salih Denli. Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi’nde hocadır. Salih de ilk ‘Sanatta Yeterlilik’ tezi yapan arkadaşımızdır. Hacettepe Üniversitesi’nde 2004 yılında ‘Ekslibris Tasarımında Tipografi ve Kalibrafi Kullanımı: Tipografik ve Kalibratik Ekslibris Uygulamaları’ başlıklı tezini yapan arkadaşımızdır. Üçüncü konuşmacımız, Uludağ Üniversitesi’nde profesör adayı Doç. Dr. Sezin Türk Kaya. Sezin de Anadolu Üniversitesi’nde yüksek lisans tezi olarak ‘Geçmişten Günümüze Almanya’da Ekslibris’ başlıklı tezini 2007 yılında yaptı. Sezin’in de tezi özellikle bu sanatın doğduğu ülke olan Almanya’dan örneklerle bizi zenginleştireceğine inanıyorum. Yardımcı konuşmacımız Elazığ Valiliği’nde Grafik Tasarımcı olan İsmail Aslan. Arkadaşımız Fırat Üniversitesi’nden mezun ve yüksek lisansını orada yaptı. Şu an Elazığ Valiliği’nde çalışıyor. ‘Örnek Uygulamalar ve Grafik Tasarım Çözümlemeleri’ başlıklı bir tezi var” ifadelerini kullanarak sözü ilk konuşmacı Dr. Gökhan Okur’a bıraktı.
Dr. Gökhan Okur: Ekslibris, sanat yapıtı olarak değerlendirildiğinde iki işleve sahiptir
Sanat eserinin durağanlığından bahseden Dr. Gökhan Okur, “Sunumumda biraz tezimden söz edeceğim. Kaynak ile gönderici, belli bir kanaat ya da belli bir iletişim aracı ile hedefe ulaştırmakta ise bu sürece iletişim diyoruz. Bu Ünsal Oskay’ın iletişim tanımıdır. Ekslibriste kişi kaynak, sanatçı gönderici, ekslibris iletişim aracı ve bu ekslibrisin yer aldığı kitabı kullananlar da alıcı olarak kabul edebilir. İlk başlarda bu durum ekslibrisin iletişim modeli içinde değerlendirilebileceği kanısını oluşturmuştur. İlerleyen araştırmalar böylesi bir modelin ekslibris için uygun olmadığını gözler önüne serdi. Bunun nedeni sanatsal durumun ağır basmasıdır. Ekslibrisin işlevi başlangıcından bu yana değişmiştir. Çıkış nedeni, kitabın kime ait olduğunu bildirmek olan ekslibris, günümüzde sanat ve tasarım alanında kendine yer bulmaktadır. Koleksiyonculuk, sergiler, yarışmalar, bu işlevi belirleyen etkenler arasına girmiştir. Ekslibris, sanat yapıtı olarak değerlendirildiğinde her sanat yapıtında olduğu gibi iki işleve sahiptir. Bunlar estetik kaygı uyandırmak ve iletilmedir. Eğer alıcı bu iki işlevden birini yakalayabiliyorsa o sanat estetiği ile etkileşim ortamına girer. İletişimin iki tarafının da etkili olması fikir açısından ortak bir payda üzerinde buluşmasıdır. Sanatta iletişim, tarafların etkinliği oranında yapılabilir. Sanat eseri, bir iletişim aracının görevini üstlenemez. Sanat eseri durağandır. Taraflar ne kadar etkinse o kadar iletide bulunabilir. Kıbrıs’ta yürütülen etkinlikler hakkında konuşmak istiyorum. ‘Small is Beautifull’, Martin Bayerns. 15-18 Aralık 2011 tarihleri arasında Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım Fakültesi çatısı altında atölye çalışmaları kapsamında yürütülmüştür. Etkinliğin ilk günü Martin Bayerns, bir kütüphanede ekslibris baskı resimleri hakkında sorular sordu. O derste öğrenciler ile pek çok ünlü sanatçının orijinal baskılarını paylaştı. Oldukça yararlı ve güzel bir etkinlikti” ifadelerini kullandı.
Dr. Öğr. Üyesi Salih Denli: Ekslibris’in bir amacı da sahibini belirtmesidir
Dr. Öğr. Üyesi Salih Denli ise ekslibris yapma sürecinden başlayarak kullanım amaclarından bahsetti. Denli, “Rahmetli Bülent Ecevit’e özel bir çalışma başlatmıştım. Ulaştırma hakkında pek fazla bilgim yok ama çok uğraşmıştık. Sonra bir öğrencimizin çektiği fotoğrafı detayları ile ele almıştım. Daha sonrasında ‘Ekslibris Tasarımında Tipografi ve Kalibrafi Kullanımının Tipografik ve Kalibratik Ekslibris Uygulamaları’ adlı çalışmamı yapmıştım. Sonra bir sipariş almıştım. Bu benim ilk siparişlerimdendi. Koray Özal’dandı. Kendisi diş doktoruydu. Kendisine ait bir ekslibris yapmamı istemişti. Böyle bir çalışma ile kendisini memnun etmiştik. Hasip hocaya yaptığım ve Hasip hocanın da beğendiği bir çalışma vardı. Her yerde de paylaşılmıştı. Sonra yine Fatoş Akar, yine bir dil eğitimcisi hanımefendi vardı. Daha çok bir spontane olmuştu. Bu kısa bildirilerimden sonra ayrıntılara fazla girmeden tezimi sunmak istiyorum. Bu çalışmayı 2004 yılında tamamlamıştık. Hasip hocaya da bazı şeyleri önermiştim. O da beğenmişti. Özellikle tezin bazı kısımları hakkında sizi bilgilendirmek istiyorum. Tipografi dediğim zaman ekslibriste çok önemli bir yere sahip olduğunu vurgulamak gerekir. Tipografi, ekslibriste öyle bir yere varıyor ki, bütün sanat dalları ile ilişkilendirilebiliyor. Bu yüzdendir ki bu çalışmaların birer ufak spiral çalışmalar olduğunu da belirtmek isterim. Genel anlamda bir çalışma yapmıştık. Ekslibris ve Tipografi ile bağlantılı yapmıştık. Özellikle resimsel biçimleri bir arada tutan ekslibris, yazı da onun içerisinde kompozisyonel hal almıştır. Sanatsal hareketlerin, değişen ve birleşen ekslibris anlayışlarına dokunuşları da malumdur. Klasik ekslibrisler çok yaygındır. Özellikle bir dönem çok yapılmış, araştırmalarımızda kitabın aidiyet konusunun önemsendiği dönemlerde çok yapıldığı görülüyor. Ekslibrisin okunaklı olması lazım. O proje okunmadığı zaman bir plastik unsur olarak görülür. Ancak ekslibrisin bir amacı da sahibini belirtmesidir. Onun ismini yansıtmasıdır. Sonra bazı örneklerden bahsetmek istiyorum. Çalışmalarımın bazıları amatör olarak yapılan çalışmalardı. Mesela Nazım Hikmet’e ekslibris yapılmış. Bunu Hasip hocam ile geçmiş zamanlarımızda konuşmuştuk. Ölen kişiye ekslibris yapılmaz. Dolayısıyla yaşayan kişilere ekslibris yapılır. Fakat bu ekslibris anı anlamında olabilir. Ekslibris, kendi doğasına aidiyet bildiren, şahsı ilgilendiren son derece tasarımsal ürünlerdir. Diğer ürünlerde olduğu gibi tek başına ele alınmaması gereken bir yapıttır. Dolayısıyla bir takım sosyal mesajlar da verilebilir. Fakat dediğim gibi ekslibrisin sadece kitap aidiyet belgesi olarak ele alınmaması gerektiğini de vurgulamak isterim” dedi.
Doç. Dr. Sezin Kaya: Kütüphanelerde ekslibris üzerine çalışma yaptım
Almanya’daki kitap ve kütüphane gelişimi üzerinden konuşarak tezini anlatan Doç. Dr. Sezin Kaya, “‘Geçmişten Günümüze Almanya’da Ekslibris’ konusu üzerinde çalıştım. Ben bugünkü sunumda ekslibris ile tanışmam ve tezimden bahsetmek istiyorum. Tezimin birinci bölümünde kitap ve kütüphanelerin gelişimi üzerinde durdum. İkinci kısımda Almanya’da kütüphane ve kitap işaretleri hakkında yazdım. Tezim Almanya merkezliydi. Yüzyıllara göre ayırmıştım. İlk örnekleri, dönemin önemli sanatçılarını ve eserleri hakkında çalıştım. Daha sonra 17. ve 18. yüzyılda Almanya’da kitap ve kütüphane gelişimi, belirli sanatçıların üzerinden de 19. ve 20. yüzyıllar üzerinde durdum. 19. ve 20. yüzyılda Alman ekslibris örneklerine yer verdim. Üçüncü bölümde günümüz Almanya’sındaki ekslibris örnekleri, tasarımcılar ve nelerin yapıldığı kısımlar vardı. Belli sanatçı örnekleri var. Dördüncü bölümde Almanya’daki ekslibris koleksiyonları ve Almanya’daki ekslibris oyuncuları üzerine bir kısım araştırmalarım var. Bana destek olan Henry Dolber’in koleksiyonundan parçalar da yer alıyor. Onun daha önceden bir tez çalışması vardı. Onun da ekslibris çalışması olduğu için o da bana tezimde yardım etti. Beşinci bölümde Alman Ekslibris Derneği’ni inceledim. Tarihsel gelişimini ve tartışmaları inceledim. Günümüzde bu sanata katkılarının neler olduğunu araştırdım. Aslında koleksiyoncular ve kitapseverler çeşitli baskılarda bir araya geliyorlar. Dergiler üzerinden haberleşiyorlar. Günümüz sosyal medyası gibi düşünebiliriz. Çeşitli randevular oluşturuyorlar ve bir araya geliyorlar. Alman Ekslibris Derneği olarak şu anda varlığını sürdüren derneğin ilk kısmı sol taraftaki logo ile başlıyor. Dergi ilk başlarda yıllıklar yayınlıyor. Bu yıllıklar bazen tek bir kişi tarafından yayınlanıyor. Bazen ise gruplar halinde yapılıyor. Düzenli olarak çıkardıkları çıkarmaya devam ettikleri dergileri var. Dergi üzerinden yayınlar ve makaleler yayınlanıyor. Toplantı günleri belirleniyor ve ekslibris değiş tokuşları, tasarımcılar ve koleksiyoncular ile çeşitli etkinlikler sayesinde bir araya geliyor. Ben yüksek lisans tez çalışmamda amaç olarak aslında başlangıcından bugüne kadar olan tarihsel süreci Almanya’daki ekslibris sanatının nasıl bir değişim ve gelişim içerisinde olduğunu araştırdım. Almanya’da ekslibris’in sadece bir koleksiyoncular arası değiş-tokuş belgesi olarak değil aynı zamanda bir akademik çalışma içerisinde de değerlendirildiği sonucu ile karşılaştık. Bu açıdan Almanya'nın ekslibris örneğinin gelişiminee katkılarını inceledim. Bununla ilgili bazı sorular vardı. ‘Mülkiyet kavramı nasıl doğmuştur? Tarihte bilinen en eski kitap ve kütüphane işaretlerine bugünkü anlamıyla ekslibrise nerede ve ne zaman rastlanmıştır?’ bunları araştırdım” dedi.