Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri 24 Temmuz Basın Bayramı’nı değerlendirildi
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyeleri 24 Temmuz Basın Bayramı’nı değerlendirildi
Türk Basınında sansürün kaldırılmasının yıl dönümü olarak kabul edilen 24 Temmuz her yıl Basın Bayramı olarak kutlanıyor.
Osmanlı Devleti döneminde gazetelerin baskıdan önce kontrol edilmesini içeren uygulamanın 24 Temmuz 1908’de II. Meşruiyet’in ilanıyla son bulması, Türk basınında sansürün kaldırılması olarak kabul edilmektedir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından 1946 yılında Basın Bayramı ilan edilen 24 Temmuz, Türk basını ve gazetecilerinin basın özgürlüğü için verdikleri mücadelenin vurgulandığı bir gün olarak kutlanıyor.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör, Basın Bayramı'yla ilgili olarak şunları söyledi: "Bir toplumun demokratik bir temel üzerinden gelişme gösterebilmesi için o toplumda özgür bir basının varlığı ciddi önem taşır. Basın ne denli özgür bir alanda işlevsellik gösterirse bilginin yayılımı ve bireylere ulaşması da o denli olanaklı hale gelir. Bilgi üretim, erişim ve kullanım kanallarının açık olduğu toplumlarda demokrasinin motor gücü niteliğindeki kamusal alanların oluşumu, fikirlerin kolayca paylaşıldığı kamuoyu platformlarının da ortaya çıkması, dolayısıyla da demokrasilerin gerçek anlamda işlerlik kazanması da mümkün olur. İşte bu yanıyla 24 Temmuz 1908 tarihi Türk basını açısından önemli bir özgürlük ve demokrasi kavşağı olarak değerlendirilmelidir. Basının üzerindeki baskının kalkmasıyla ve basına serbest alan tanınmasıyla birlikte sessizliğin hüznünü bozan yüzlerce gazeteci ve yazar çantalarını kapıp gazetelerinin yolunu tutmuşlardı. Özellikle de İstanbul’da 24 Temmuz 1908 gününde büyük coşku yaşanmış ve o günden bugüne 24 Temmuz, basının bayramı olarak kutlanagelmiştir. 24 Temmuz’un hiç unutulmaması ve günümüze de esin kaynağı olması dileğiyle tüm gazetecilerimizin, kalem ustalarımızın basın bayramını kutluyorum."
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Süleyman İrvan, 24 Temmuz Basın Bayramı olarak kutlanan gün için şunları söyledi: “Basında sansürün kaldırılma tarihi olan 24 Temmuz, basın özgürlüğü mücadelesini hatırlatma günüdür. Bilindiği gibi, 24 Temmuz 1908 tarihinde 2. Meşrutiyet ilan edilmiş ve basına uygulanan sansür sona erdirilmiştir. Ancak basın özgürlüğü mücadelesi hiç bitmemiştir. Demokratik bir Türkiye’de yurttaşların tam ve doğru bilgilendirilmesi özgür bir medya ile mümkündür. Bu vesileyle, basın özgürlüğü önündeki tüm engellerin kaldırılmasını, gazetecilerin özgürce, oto-sansür uygulamadan ve etik değerlere uygun biçimde görevlerini yapabilecekleri bir demokratik medya ortamının oluşmasını dilerim.”
Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Gül Esra Atalay, Haber Üsküdar'a şu açıklamayı yaptı: "Özgür bir basın demokrasinin olmazsa olmaz koşullarından biridir. Gazetecilerin sansürden uzak, otosansür ihtiyacı hissetmeden özgürce mesleklerini icra edebilmeleri, vatandaşlar ile yönetenler arasında bir köprü görevi görmeleri, ülke ve dünya gündemini şeffaf bir şekilde aktarabilmeleri sağlıklı ve işler bir demokrasi için şarttır. Mesleğini duyarlılık ve meslek ilkelerine bağlılıkla sürdürmeye çalışan tüm basın emekçilerinin 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı kutlu olsun."
Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Eren Ekin Ercan, şunları söyledi: "24 Temmuz Basın Bayramı olarak kutlanan gün, yalnızca gazetecilerin haklarının teslim edildiği ve ne kadar değerli bir meslek olduğunun söylenip geçildiği bir gün olmanın ötesinde bir gündür. 1908’de II. Meşrutiyet’in ilanına denk gelen 24 Temmuz Basın Bayramı, gazeteler henüz yayınlanmadan önce her gün gazetelere gelerek haberleri ve köşe yazılarını kontrol eden, sansürleyen sansür memurlarına karşı özgürlükçü ve haklı bir isyandır. 24 Temmuz gecesi gelen sansür memurları gazetecilerce geri çevrilmiş ve gazeteler 25 Temmuz 1908’de yıllar sonra baskı ve sansürden uzak bir şekilde yayınlanmıştır. 24 Temmuz gününün Basın Bayramı olarak kurumsallaşması ise 1946 yılında Falih Rıfkı Atay’ın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne önerisiyle gerçekleşiyor. Tüm bunlara bakıldığında da karşımıza, ülkemizde gazetecilik mesleğinin tarihsel rolünün “her şeye rağmen” ve “her şeyi göze alan” bir misyon üstlenerek gerçekleştiği çıkıyor. Öyle ki, Türk basın tarihi üzerinden bir siyasal mücadele tarihini okumak dahi mümkün. Dolayısıyla haber alma hakkı, ifade hakkı, özgürlükler, hakikati yayma bakımından böylesi bir öne çıkışı gerçekleştirmiş, adalet temelinde mesleğini icra eden basın emekçilerimizin bayramı kutlu olsun."
Dr. Öğr. Üyesi Özlem Çetin Öztürk: “Kamunun haber alma özgürlüğü temeline dayanan basın özgürlüğü, demokratik toplumlar için bir zorunluluktur”
İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Dr. ğretim Üyesi Özlem Çetin Öztürk, 24 Temmuz'la ilgili olarak şunları söyledi: "Basının çok sesli, tarafsız ve özgür olması toplumların demokratikleşmesi sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Kamunun haber alma özgürlüğü temeline dayanan basın özgürlüğü, demokratik toplumlar için bir zorunluluktur. 24 Temmuz Basın Bayramı, basın tarihimizde 1908’de sansürün kaldırılmasıyla basın özgürlüğü adına atılan en önemli kararlardan bir olarak kabul edilerek kutlanmaktadır. Gazetecilerin zorlu ve baskı altındaki çalışma koşullarını ve basın özgürlüğünün önemini bizlere hatırlatması umuduyla tüm basın emekçilerinin basın bayramı kutlu olsun."