5. Halkla İlişkiler Sempozyumu gerçekleştirildi
Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından 5. Halkla İlişkiler Sempozyumu gerçekleştirildi
Haber Üsküdar – Hazal Göksun, Sefa Mert Kahraman
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından düzenlenen 5. Halkla İlişkiler Sempozyumu gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölüm Başkanı Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaha Baygül Özpınar’ın yaptığı etkinlikte sektörden ve akademiden önemli isimler konuk oldu.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü tarafından düzenlenen Halkla İlişkiler Sempozyumu'nun beşincisi online olarak yapıldı. İki oturum olarak gerçekleşen sempozyumun sabahki bölümünde 'Uluslararası Halkla İlişkiler' konusu akademik olarak ele alınırken öğleden sonra gerçekleşen bölümde aynı konu sektörel açıdan irdelendi.
Prof. Dr. Nazife Güngör: "Bu etkinlikleri sürekli hale getirmek kolay değil"
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ve konuşmasında sürekliliğin önemini vurgulayan Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nazife Güngör şunları söyledi: “Bu tür etkinlikleri hazırlamak zor değil ancak sürekli hale getirmek ve bir akademik tartışma platformuna çevirmek kolay değil. Önemli bir çabanın ve sabrın ürünü. Bugün böyle bir akademik etkinlikte bulunduğum için gerçekten çok mutluyum.” Konuşmasında etkinliği gerçekleştiren bölüm hocalarına ve konuklara da teşekkür eden Prof. Dr. Güngör, sözü Moderatör Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş'a bıraktı.
Doç. Dr. Özge Uğurlu Akbaş: "Halkla ilişkilerin çok önemli bir yerde olması gerektiği kanısındayız"
Halkla İlişkiler ve
Prof. Dr. Sema Yıldırım Becerikli: “Kendimizi bir örgütsel arka plana dayıyoruz ve kendimizi birden dış dünyaya bakarken buluyoruz”
“Biyofiziksel söylem hepimizin davranışlarını değiştirmesini öneriyor”
Biyofiziksel söylemin ne olduğunu anlatan Becerikli, “Leichenko, ‘İklim ve Toplum’ adlı kitabında iklim değişikliğiyle alakalı söylemleri analiz eder. Söylemlerden biri 'Biyofiziksel Söylem.' Biyofiziksel söylem ne demek? Bir şekilde iklim değişikliği sorunuyla, sera gazı emisyonlarını azaltan ve uyarlanmayı destekleyen politikalar, teknolojiler ve davranışsal değişimlerle baş edilebiliceğini söyleyen bir söylemden bahsediyoruz. Bu yaklaşım en genel söylemdir. Ne öneriyor? Hepimizin davranışlarını değiştirmesini öneriyor. Hepimizin enerji kaynakları ile olan ilişkisini yeniden düzenlememizi öneriyor. Biz insanların, kolektif bir şekilde davranırsak iklim değişikliği nedeniyle oluşan sorunlarla baş edebileceğimizi ifade ediyor. Yani kısaca biz örneğin işe otomobille değil de yürüyerek veya bisiklet kullanarak gidersek, çevre atıklarını ayırt ederek geri dönüşüm kutularına atarsak ve bunun gibi onlarca şey iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarıyla baş edebilirmişiz gibi, bu meselenin çözümü bundan ibaretmiş gibi ifade eden bir söylem var. Eleştirel söylem de ise iklim değişikliği, eşitsiz iktisadi, siyasi ve kültürel işleyişin neden olduğu toplumsal bir sorun olarak ele alınır. Birleştirici söylemde, insan-çevre ilişkilerine ve insanlığın dünyadaki yerine dair belli inanç ve algılarda derin bir şekilde köklenen çevresel ve toplumsal bir sorundur. İki bankanın televizyon reklamına söylemi üzerinden baktım. Bankalar sürdürebilirlik konusunda çok duyarlı. Reklamların bir tanesinde hangi kavramlar bizim önümüze gelmiş diye baktım. Sürdürülebilirlik kavramını tam anlamayan orta-üst yaşlarda olan bir kadına genç, yakışıklı bir banka görevlisi sürdürülebilirlik kavramını anlatıyor. Yeşil binalara sahip olmak isterseniz bankamızdan çok uygun krediler alabilirsiniz diyor. Çevre dostu enerji kullanan yapılar bu bağlamda kredi ile desteklenmektedir. Başka bir banka ise reklamında sıfır karbon salınımı sözü vererek kömür projelerine kredi vermeyen banka olarak ifade ediliyor. Baktığımızda bunlar kurumsal reklam. Kendi pozisyonunu göstermek için söyleme dahil oluyor” dedi.
Doç. Dr. Gonca Yıldırım: “Demokratikleşme ve bilimin gelişimi uluslararası halkla ilişkilere duyulan ihtiyacı artırmaktadır”
“Halkla ilişkiler bir iktidar savaşı değildir; uzlaşma, müzakereye dayalı simetrik bir süreçtir”
Kültürel diplomasinin aktörleri, uluslararası halkla ilişkiler fonksiyonları, kamu diplomasisi, kültürel diplomasi, kültür enstitüleri gibi konuları ele alarak konuşmasına devam eden Yıldırım, “Artık dünya savaşından sonra toplumlar savaşları sorgulamaya başlıyorlar. Monarşiler, kapalı kapılar arasında ülkenin geleceği hakkında karar veriyorlar. Ulusların, toplumun geleceği hakkında karar verdikleri ortamlardı. Halkla ilişkiler bir iktidar savaşı değildir; uzlaşma, müzakereye dayalı simetrik bir süreçtir. Fonksiyonlar; yönetim süreci, arabulucu, yönetim fonksiyonu, iletişim yönetimi, iki taraflı anlaşmaya dayalı, ikna etmek, bilgi paylaşmak, savunma, itibar kazanma süreçlerinden bahsediyoruz. Kamu diplomasisi yani sivil diplomasisi; savaşlar ve travmatik olaylardan sonra toplum birtakım olaylara katılmak istiyor. Kamu diplomasisi dediğimiz zaman, bir ulusun başka ülkede yaşayan ulus üzerinde olumlu imaj geliştirme çalışmaları da akla geliyor. Bir devletin ulusal çıkarlarını ve imajını korumak, geliştirmek amacıyla klasik diplomatik faaliyetlerine destek niteliğinde çeşitli ticari, kültürel, sosyal, bilimsel faaliyetlerle yabancı ülke kamuoylarının etkilenerek bir barış ve uzlaşı ortamının sağlanması için yürütülen faaliyetlerin tümüdür. Kamu diplomasisini değerlendirdiğimizde enformasyon ve kültürel ilişkiler modelleri ortaya çıkmaktadır” ifadelerini kullandı.
Sempozyumun öğleden sonra düzenlenen ikinci oturumu ise Doç. Dr. Şaha Baygül Özpınar moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Uluslararası halkla ilişkiler konusunun sektörel açıdan ele alındığı oturumda, Brand İstanbul PR Ajansı Başkanı Hatice Kumalar ve BE İletişim Danışmanlık Şirketi Kurucusu Berna Kürekçi Şendir konuk oldu.
Brand İstanbul PR Ajans Başkanı Hatice Kumalar: “İletişim hayatın her alanında gerekli”
İletişimin hayatın
BE İletişim Danışmanlık Kurucusu Berna Kürekçi Şendir: “Her şeyden önce ürünü iyi tanımamız gerekiyor”
İ